27 Aralık 2013 Cuma

MEHMET ALİ GÜLLER/ AKP değil Küçük Amerika yıkılıyor

AYDINLIK; 27.12.2013
 
 
Son istifaların ortaya koyduğu en önemli gerçek, 6 aydır iktidarını kaybetmiş olan Erdoğan'ın artık adım adım hükümetini de kaybettiği gerçeğidir.

Kuşkusuz bu durum sadece Türkiye'yi değil, Suriye'den başlayarak tüm bölgeyi etkileyecek bir gelişmedir.

Erdoğan gidiyor, bölge rahatlıyor

Örneğin Suriye, kendisine karşı yarı açık savaş sürdüren, sınırlarını terör örgütlerine açan bir rejimden kurtulacaktır.
 
Örneğin İran, kendisini müzakere masasında tutmakla görevlendirilen, bir Sünni ittifakıyla bölgede Batı adına kendisini çevrelemeye çalışan bir rejimden kurtulacaktır.
 
Örneğin Irak, kuzeyindeki özerk bölgeyi kendisine karşı kullanan ve oraya dayanarak genişleme hayali kuran bir rejimden kurtulacaktır.
 
Örneğin Mısır, önceki gün terör örgütü ilan ettiği Müslüman Kardeşlerin Türkiye ayağı saydığı Tayyip Erdoğan rejiminden ve Ankara'nın Kahire'yi karıştıran müdahalelerinden kurtulmuş olacaktır.
 
Mafya-Galdyo-Tarikat rejimi

Dikkat ediniz, dört ülkenin de kurtulacağı şeyi, bir hükümet olarak değil, bir rejim olarak niteledik!
 
Burası önemlidir ve Erdoğan hükümetinin yıkılmasının bölgeyi de aşan bir etkiye yol açacağını göstermektedir. Şöyle ki, 11 yıllık AKP iktidarı ile oluşturulan rejim, aslında 60 yıllık Küçük Amerika sürecinin zirvesiydi. Son 11 yılda ABD AKP ile Türkiye'yi fiilen yıktı ve yerine Küçük Amerika'yı kurdu.
 
Küçük Amerika bir Mafya-Gladyo-Tarikat rejimiydi ve Ankara'yı Washington'a bağlı Gladyo yönetiyordu.
 
Ekonomisi 24 Ocak 1980 kararlarından bu yana serbest piyasa ekonomisine eklemlenmiş ve tüm kârlı kamu kurumları satılmıştı.
 
Rejimin ideolojisi SSCB yıkılana kadar Türk-İslam senteziydi. SSCB'den sonra küreselleşme atağı başlatan ABD için ideolojinin Türk boyutuna gerek kalmadı; sadece İslam kaldı. Kendisini en iyi Refahyol iktidarı ile cisimlendiren bu ideoloji, Amerikan İslamı'ydı. 11 Eylül'den sonra ise ABD'nin BOP hedefi gereği Ilımlı İslam'dı.
 
Rejim, MİT-Emniyet-Yargı üçgeni üzerinden ülkeyi biçimlendiriyordu. ABD'nin Irak işgallerine destek vermeyen TSK Pentagon'a göre hizadan çıkmıştı ve sadece yeniden hizaya sokulması artık yeterli değildi. TSK'ye diz çöktürülmeli ve Küçük Amerika'nın boru bekçisi ve en iyi ihraç malı olmalıydı.
 
Mübarek gidiyor, Mursi gelmiyor!

İşte Erdoğan'ın önce iktidarını, şimdi de adım adım hükümetini kaybetmeye başlaması, en başta yukarıda özetlediğimiz bu Amerikan rejiminin yıkılması demektir.
 
Erdoğan ABD'nin model ortağıdır; İran'ı masada tutan kolaylaştırıcıdır, Suriye'de sopadır, Irak'ta kuzeyden bölendir, Mısır'da iktidar aygıtına eklemlenendir, Libya'da lojistiktir, Afganistan'da kalkandır, Somali'de paratonerdir.
 
Tüm bunları yapabilmesi için de Ortadoğu'ya Ilımlı İslamcı, tabanına Yeni Osmanlıcı, AB'ye muhafazakâr demokrat olmuştur.
 
İşte artık bu sistem yıkılmaktadır!

Yıkan ise ABD ve Cemaat değil, Haziran Ayaklanması'dır, Aslanlı Yol'dur!
 
ABD şimdi Mısır'da yaptığı gibi Mübarek'i verip rejimi kurtarmaya çalışacaktır. Türkiye'ye yön veren dinamikler, Mursi (Cemaat ve Gül) gelir endişesi taşımadan Mübarek'e yüklenmeye devam etmelidir. Zira hem Mursi'nin gelmesi zordur hem de Mısır'da görüldüğü gibi gelişiyle gidişi bir olacaktır!
 
Zira rejim iyi analiz edildiğinde görülecektir ki, AKP olmadan Cemaat devlet aygıtı olamaz, Erdoğan olmadan da AKP iktidar olamaz! Abdullah Gül'ün monte edileceği Yeni AKP ya da Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerleştirileceği koalisyonlar, Aslanlı Yol Türkiye'sinde gerçekleşebilir seçenekler değildir!