ONUNCU KÖY
BEKİR COŞKUN
Üniversiteliler…
Onlar köşe yazarı değil…
Susturamazsınız…
Kovdurtamazsınız, patronları yok, patronların ihale mihale işi yok…
İkiyüzlü ve yalaka değiller…
Cumhurbaşkanı’nın uçağına binme dertleri olmaz, dolmuşa biner garibim, olmadı yürür de gider…
*
Üniversitelileri susturamazsınız…
İşadamı değil üniversiteliler…
Yatırımları ceplerindeki buruşuk yirmilik, bilemediniz elliliktir… Mülkleri bir çanta, bir yurt dolabındaki iki tişört, bir pantolon…
Diyelim ki üzerlerine vergi müfettişlerini gönderseniz, çıkamazlar o çaresizliğin, umutsuzluğun içinden, ağlayarak dönerler…
*
Onları susturamazsınız…
YÖK başkanı değiller…
Himmet beklemezler, ki minnet duysunlar…
Ne rektördür onlar, ne dekan…
Kibirli ve mağrurdurlar… Gururları boylarından büyüktür... Eh, doğal olarak dilleri de ayakkabılarından…
*
Susmazlar…
Bürokrat değiller…
Mesela makam mevki sahibi… Masa okulun malı, birisi alıp götürmesin diye bank yere çakılı...
Lojman; bir odada dört kişi…
Makam aracı; bir çift eski spor ayakkabı, teki dikişli…
*
Üniversitelileri susturamazsınız…
Hani olsalardı milletvekili…
Ne yeniden aday olmak için baş sallama zorunlulukları var, ne geveze genel başkan her konuştuğunda alkışlama, ne talimatla el kaldırıp indirme dertleri…
Ne de kurşun askerlerdir üniversiteliler…
*
Bakımsız bedenleri vardır ve koca yürekleri…
Hayal kurarlar ve hayalleri değişir her gün…
Afrika’daki açları konuşurlar, çoğu yuvalarından uzak, anne yemeklerinin kokusunu özlerken… Küresel sömürüyü dert ederler, otobüs duraklarında beklerken, soğuktan iki büklüm…
Dürüst ve mertler bize göre, korkutmak faydasız…
Bir millet sustu ya…
Üniversitelileri susturamazsınız…