Kimi çevrelerce “Alman solunun hırçın çocuğu” olarak adlandırılan 1957 yılı doğumlu Jürgen Elsässer, Almanya’da günlük yayımlanan sosyalist “Junge Welt“ gazetesinde çalışıyor. Bir süre bu gazetenin genel yayın yönetmenliğini de üstlenmiş olan Elsässer, 1960’lı ve 70’li yıllarda Alman Solunun önemli yayın organlarından “Konkret“ dergisinde çalıştı, ancak dergi yönetiminin Irak işgalini desteklemesi nedeniyle bu dergiden ayrılarak yeniden “Junge Welt”de yazmaya başladı. Elsässer’in yazıları, günlük yayımlanan “Junge Welt” dışında haftalık “Freitag“ gazetesinde ve online yayımlanan “Telepolis“ dergisinde de çıkıyor.
Elsässer, aktif gazetecilik yaşamının yanı sıra Almanya’da tartışma yaratan çok sayıda kitabın yazarı. Alman Yeşillerinin Almanya’nın emperyalist yayılmacılığına verdiği desteğin ortaya konduğu “Make Love and War”, Almanya’nın yeniden ve kendine has bir yöntemle emperyalist planlarını nasıl yürüttüğünün anlatıldığı “der deutsche Sonderweg” (Özel Alman Yolu), NATO’nun Yugoslavya’ya saldırısının perde arkasının ve bu saldırı ile beraber Alman Ordusunun yurt dışı müdahalelerinin Almanya’da nasıl meşrulaştırıldığının gösterildiği “Kriegslügen. Vom Kosovokonflikt zum Milosevic-Prozess” (Kosova Sorunundan Miloseviç Dava Sürecine. Savaş Yalanları), Bosna-Hersek’teki iç savaş sırasında başta ABD olmak üzere Avrupalı devletlerin oynadıkları rolün ve bu ülkelerin bazıları daha sonra ABD’de gerçekleşen 11 Eylül terör saldırılarını planlayan ve saldırıları gerçekleştiren “Mücahitlerle” olan bağlantılarının deşifre edildiği “Wie der Dschihad nach Europa kam” (Cihad Avrupa’ya Nasıl Geldi) ve emperyalizmin ve uluslararası sermayenin ulus devletin kazanımlarına karşı giriştiği saldırının işlendiği Angriff der Heuschrecken (Çekirgelerin Saldırısı) Jürgen Elsässer’in çok sayıdaki kitaplarından öne çıkanlar.
Provakatif uslubuyla dikkat çeken Elsässer, özellikle NATO’nun Yugoslavya saldırısı ve Kosova’nın Sırbistan’dan koparılma sürecindeki Almanya’nın rolünü deşifre edici yazı ve kitaplarıyla tartışmalara neden oldu. Elsässer’in adı bir süre Anti-Deutsch hareketle birlikte anılsa da, kendisi bu hareketle bağını Irak savaşı sırasında tamamen keserek antiemperyalist politikaların tam destekçisi haline geldi. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine, Türkiye sanayisinin ve tarımının üyelik nedeniyle tahrip olmasına yol açacağı ve bir sömürge ilişkisi yaratacağı gerekçesiyle karşı çıkan Elsässer, Avrupa sermayesinin kendi işçi sınıfını da Türkiye’deki ucuz işçi gücü ile tehdit ettiğini belirtiyor.
Kaynak: