5 Ekim 2013 Cumartesi

DOĞU PERİNÇEK/ Tarih yapmaya hazır olan parti









Tarih yapmaya hazır olan parti

Artık İşçi Partisi için her durum tarihidir. Son iki yılda içine girdiğimiz süreç tarih yapma sürecidir. Bugün Türkiye'de tarih yapmaya hazır olan tek parti, İşçi Partisi'dir.
 
Büyük milletin öncüsü var
Türk milleti, ancak devrimle çözeceği sorunlarla yüz yüze gelmiştir. İki yüzyıllık devrim birikimi olan büyük bir milletin, öncü partisiz kalma sorunu olamazdı ve yoktur.
İşçi Partisi, bugün dünyanın en önemli devrimci partilerinden biridir. Bu saptama, bize ait değildir. Milletlerarası düzlemde geçerli bir değerlendirmeden söz ediyoruz ve yerindedir.
 
İşçi Partisi olağanüstü hızla büyüyor
İşçi Partisi, olağanüstü büyüyor. Bu olgu tek başına, Türkiye'nin bir dünya sürecine girdiğini gösterir. Devrim yapacak partiler, tarihin pususunda görev günlerine hazırlanır ve devrim süreci gelince, büyük sıçrama yapar. Yaşanan olay budur.
 
Partide üç görev
İşçi Partisi'nin Türkiyemizin öncü birikimini hızla örgütlediği bu süreçte üç görev öne çıkıyor:
Birincisi, kucakladığımız büyük enerjiyi iktidar mücadelesinde en verimli değerlendirebilmemiz için, Parti hukukunu başarıyla işletmemiz gerekiyor. Organlar çalıştırılmalıdır. Kolektif yönetim bizi halkımızla birleşmeye devrime önderlik etmeye götürür.
Kazandığımız ve kazanacağımız büyük güçlerin dinamizmini köreltecek tepeden inmeci eğilimleri tasfiye etmek, Parti hukukuyla olur.
Büyük toplumsal güçler, benimsedikleri önderliklerle büyük işler yapar. Parti hukuku, bize halk kitlelerine önderlik için gereklidir.
İkincisi, devrimci namusun gelişmediği ortamlarda hukuk herkesin âleti olabilir. Partinin namus birikimi Parti hukukunun güvencesidir. Fedai ruhu, arkadaşlık sevgisi ve halka bağlılık, Partinin büyümesi ve karşılaştığı sorunları çözmesindeki tılsımdır; manevi güçtür.
Üçüncüsü, Partinin güzelleşmesidir. Güzel ve çağdaş Türkiye'yi güzelleşen bir Parti önderliğinde kurabiliriz. Bunu üç maddede özetliyoruz:
İçte güzellik.
Yüzde güzellik.
İşte güzellik.
Türkiye'nin bilim ve sanat birikimini seferber etmek, güzelleşmenin biricik yoludur.
 
Ülkede merkezi görev:
Emek Hareketini Cumhuriyet hareketine dönüştürmek
Bugün Türkiye'de iki önemli halk dinamiği var: Cumhuriyet Hareketi ve Emek Hareketi.
Bu iki dinamiğin ikisi de, esas olarak emekçi karakterdedir.
Haziran İsyanı, 19 Mayıs 2012'den bugüne barikatları yıka yıka gelen Cumhuriyet Hareketinin doruğu oldu.
Türk bayrağı, milli devrimin bayrağıdır ve siyasallaşmanın simgesi olmuştur.
"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı ise, iktidar hedefinin sloganıdır.
Emekçi hareketlerini, Türk bayrağıyla ve Mustafa Kemal simgesiyle ekonomizmin sınırlarını aşarak Cumhuriyet Hareketine dönüştürüyoruz. Partimiz, geniş kitleleri iktidar hedefine yöneltme görevini bu simgelerle hayata geçiriyor.
İşçi sınıfı ve köylüden, esnaf ve milli sanayiciye kadar bütün milleti birleştirmek, bağımsızlık ve demokrasi programını uygulamanın şartıdır. Cumhuriyet Hareketi, bu büyük gücün eksenidir.
 
İşçi Partisi'ni millet düşmanları iyi tanıyor
İşçi Partisi'nin tarih yapma çağına girdiğini, sistemin efendileri de saptamıştır. Kemalist Devrimi tasfiye eden karşıdevrim, halk düzleminde İşçi Partisi'ni ve devlet katında da TSK'nin Atatürkçü birikimini hedef aldı. Biz, kendimizi keşfetmesek dahi, ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri İşçi Partisi'ni keşfetmişlerdir. Çünkü Partimiz doğru cephede mevzilenmiştir ve Türkiye'nin devrimci öncü birikiminin çekirdeğine sahiptir.
 
Mücadele içinde büyüyoruz
Savaşarak büyüyoruz.
Halkın mücadelesi içinde büyümek dışında bir seçeneğimiz yoktur. Yaralarımız bize cesaret ve kuvvet kazandırıyor. Bu bilinci sağlamlaştırmalıyız.
Şu ana kadar İşçi Partisi, Türkiye düşmanlarının hedef aldığı bütün önder kadrolarının yerini doldurabilmiştir. Görülmüştür ki, her işi, her görevi yapacak kadro kaynağımız vardır. Türkiye'nin kadroları, bizim kadrolarımızdır.
Bu gerçek, Genel Başkan görevi için de geçerlidir. Altı yıldan beri Partimiz, bünyesinden yeni genel başkanlar, yeni önder kadrolar üretiyor. Çünkü savaşıyor.
 
Partimiz ateş hattından yönetiliyor
Bu altı yıllık tecrübe içinde, şu ilkemiz bir kez daha doğrulanmıştır: Partiyi ateş hattında yönetebiliriz. Partiyi, duvarların arasından yönetemeyiz ve yönetmedik.
Çünkü Genel Başkan dâhil önder kadrolar, Partimizin bütün örgütleriyle ve mücadele mevzisine giren halk kitleleriyle sıcak ilişki içinde olmalıdır.
Doğru kararlar, halkla ilişkili, kolektif örgütsel süreçlerde alınabilir. Halk düşmanları, hapishaneleri bunu önlemek için icat etmişlerdir.
Partimiz, şunu çok iyi anlamalıdır: Genel Başkan duvarların arasında olamaz ve değildir. Bunun anlamı, şu anda hapiste olan genel başkan, simgeseldir. Hakiki Genel Başkan, 9. Genel Kurultayın seçeceği önderlik tarafından belirlenecektir.
Resmiyet ile hakikat arasındaki bu farka başından beri karşı olduğumu bütün parti ve halk bilmelidir. Yanlış bir örneğin bilinçlere yerleşmesi doğru olmaz.
Ne var ki Partimizin merkez organları bu ana kadar, simgesel uygulamayı yeğledi. 9. Genel Kurultay, bunu düzeltebilir; önerim düzeltmesidir.
 
Yaşayanların resimleri asılmamalı
Kurultay salonuna resmimin asılmasını doğru bulmuyorum. Geçmiş kurultaylarımızda önderlik olarak, yaşayan partililerin resimlerinin asılmamasını bir ilke olarak benimsemiştik.
Bilmiyorum, bunlara rağmen 9. Genel Kurultay salonunda yaşayan bir arkadaşımızın resmi var mı? Eğer varsa, o resmi kurultay delegelerini yönlendirmek için asmışlardır. Delegelere önerim: "O resme bakarak karar vermeyiniz."
Eğer bu satırları yazan arkadaşınızın resmi asıldıysa, o arkadaş, yaşarken resmi duvara asılacak bir insan değildir. Belki de benim artık yaşamadığımı düşünerek hatırama saygı için böyle bir eylemde bulunuyorlar. Dışarıda olsam, bunu önlerdim.
Partimizin, duvarların arasında olan bir arkadaşın sözünü dinlememesi yerindedir. Bu sağlıklı tavrın hukuka da yansıtılması doğru olur.
 
Partiye güven, halka güven
YAPARIZ!
İşçi Partisi, 9. Genel Kurultay'a sunulan Merkez Karar Kurulu Raporumuzu uygulayarak Milli Meclis, Milli Hükümet hedefine ilerleyecektir.
Partimize güvenmeliyiz. Bu güven gerçekçidir.
Halkımıza güvenmeliyiz. Bugün dünyanın en devrimci milletleri içinde Türk Milleti öne çıkıyor. Biz, iki yüzyıldır emperyalizmle ve Ortaçağla savaşan büyük bir milletin öncü partisiyiz.
Son Haziran İsyanı, Türkiye halkının büyük birikimini, yaratıcılığını ve gücünü göstermiştir.
İşçi Partisi'nin bugünkü kadroları ve üyeleri, devrim yapan kuşaklar olarak tarihe geçecektir.
 
05.10.2013 Aydınlık

Hiç yorum yok :