5 Haziran 2013 Çarşamba

ÇANKAYA'DAN TALİMATLARI ALDIK


 

 Başbakan Vekili sıfatıyla dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Gezi Parkı eylemlerinin ilk günlerinde polisin, barışçıl protestolarını sürdürenlere şiddet uygulamasının yanlış olduğunu ve bunun için özür dilediğini söyledi. Arınç, “O ilk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır, haksızdır. O yurttaşlarımdan özür diliyorum” dedi. Polisin kullandığı şiddetin haklı olarak tepki çektiğini dile getiren Arınç, “Topçu Kışlası diye bilinen yerde bir betonlaşma olacağı, burada alışveriş merkezi olacağı veya başka ticari amaçlarla bir yapılaşma olacağı bilgisini edinen yurttaşlar, iş makineleriyle 3-4 ağacın yerinden sökülmesi ve birkaçının da tahrip edilmesi karşısında, yurtseverliğin gereği olarak bir eylem başlattı” ifadelerini kullandı.

“Olağanüstülük yüklemeyin”

Dün sabah saatlerinde biraraya geldiği Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Gezi Parkı protestoları ve sonrasında yaşananlarla ilgili fikir alışverişinde bulunan Bülent Arınç, öğlen saatlerinde Başbakanlık Yeni Bina’da basına seslendi. Şiddet ve vandallık içeren gösterilerin süratle ivme kaybetmesinin sevindirici olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı, “Şiddet içermeyen, demokratik bir tepki olarak ortaya konan gösterileri saygı ve sağduyu içerisinde takip ettiğimizi söylemek isterim. Devletimiz, hükümetimiz, ilgili tüm birimlerimiz gelişmelere bütünüyle hâkim durumdadır” dedi.

Gül ile görüşmemesinin olağanüstü bir yanı olmadığını öne süren Arınç, konu hakkında şu ifadeleri kullandı: “Bu görüşmeye olağanüstülük yüklememek gerekir. Çünkü ben Başbakan Vekili’yim, bütün yetkilerimi ve sorumluluklarımı biliyorum. Esasen bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız haftalık mutat, olağan görüşmeler yapmaktadır. Bunu onlardan biri sayabilirsiniz.”

“Aşırı tedbir tepki topladı”

Polisin ilk zamanlarda ortaya koyduğu aşırı tepkinin haklı olarak tepki topladığını ve konuyla ilgili incelemelerin idari yoldan başlatıldığını belirten Arınç, hükümet olarak farklılıklara ilk baştan beri saygı gösterdiklerini dile getirdi. Başbakan Yardımcısı, AKP’ye oy vermeyenleri de anlamaya çalıştıklarını şu sözlerle ifade etti: “Yaşam tarzları bizim için son derece değerlidir, önemlidir ve hassastır. Yaşam tarzlarımız nedeniyle ağır baskılar yaşamış bir kadro olarak kendi yaşadıklarımızı başkalarına yaşatmamak için büyük bir duyarlılık içinde olduk. Biz empati kurmak suretiyle bize oy vermeyen vatandaşlarımızı her zaman anlamaya çalıştık. Kendi yaşam tarzlarımızı, kendi hassasiyetlerimizi öne çıkarmak yerine ortak noktalarda buluşmayı, ortak yolu bulmayı her zaman öncelikli vazifemiz olarak gördük. Toplumla inatlaşacak bir anlayışın içerisinde olmadık, olamayız.”

300 kişi yaralandı

Gösterilerde 244’ü polis, 64’ü gösterici, 300’ün üzerinde kişinin yaralandığını ifade eden Arınç, Hatay’daki gösteriler sırasında Abdullah Cömert adlı vatandaşın yaşamını yitirdiğini belirtti. “Abdullah Cömert’in ilk yapılan otopsi işlemleri neticesinde ateşli silaha ait giriş-çıkış deliği ve beyin dokusunda traje oluşturmuş herhangi bir lezyon bulunmadığı tesbit edilmiştir. Belki bir sert cisimle başı zedelenmiş ve ölüme sebebiyet vermiş olabilir” diyen Arınç, şunları söyledi: “Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kesin ölüm sebebinin yapılacak araştırma ve inceleme sonucu, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulunca düzenlenecek raporla anlaşılacak.”

“Özeleştiri yaparız”

Sandıktan çıkan sonuçları doğru okumak için hassas davrandıklarına temas eden Arınç, “Bugüne kadar sandıktan çıkan sonuçları doğru okumak için ne kadar büyük bir hassasiyet içinde olduysak, bu gösterileri de doğru okumak için o kadar büyük bir hassasiyet içindeyiz. Biz kendimizi hesaba çekeriz ve çekiyoruz. Öz eleştirimizi yaparız, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

Arınç, Gezi Parkı olaylarının faturası hakkında ise şu açıklamayı yaptı: “Gezi Parkı olaylarında şu ana kadar 110 polis aracı tahrip edildi, 207 sivil araç yakıldı, AK Parti’nin İzmir’deki Karşıyaka ve Çiğli ilçe binalarına saldırıda bulunuldu.”


“Yürütmeyi durdurma kararı olumlu”

MHP ve BDP’nin olayın başından beri takındığı tavrı takdir ettiklerini söyleyen Arınç, her iki partiye de teşekkür etti. “CHP’nin Sayın Genel Başkanı’nın ‘kamu malına zarar verilmesini tasvip etmediğini, bu olayların şahsında parti olarak değil bireysel olarak bulunduğunu ve Taksim’e bu amaçla gittiğini’ ifade eden cümleleri için teşekkür ederiz” diyen Arınç, vatandaşlardan ve medyadan da sağduyu beklediklerini belirtti.

Başta sendikalar olmak üzere, sivil toplum örgütlerinin gerginliği artıracak değil düşürecek tavır içerisinde olmalarını isteyen Arınç, “Özellikle, dünden bugüne KESK ve DİSK gibi güçlü sendikalarımızın bu olaylar karşısındaki tutumlarının, Türkiye’nin iç barışını, toplumsal barışını bozmayacak noktada olacağını, ben şahsen ümit ediyorum” dedi.

“Üslup çok önemli”

Arınç, bir gazetecinin Başbakan Erdoğan’ı kastederek “Üslup daha farklı olsaydı olaylar bu noktaya gelir miydi” yönündeki sorusu üzerine ise şunları ifade etti: “Bu olayların bize hatırlattığı bir gerçek varsa herhalde bunun hepsinden ayrı ayrı istifade edeceğiz. Ama ona takılarak, bugün geldiğimiz noktayı meşru göstermek herhalde mümkün değil.”

İdare Mahkemesi’nin Topçu Kışlası’nın yapımı konusunda yürütmeyi durdurma kararı vermesini de olumlu bulduğunu tekrar eden Arınç, şu sözlerle polisin orantısız şiddetine maruz kalan çevrecilerden özür diledi: “O ilk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır, haksızdır. O yurttaşlarımdan özür diliyorum. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama sokaklarda tahribat yapanlar, sokaklarda insanların özgürlüklerine engel olmaya çalışanlara bir özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum.”

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


Çankaya’dan talimatları aldık                          
Taraf - 05.06.2013