8 Ağustos 2014 Cuma

BESSAM ABU ABDULLAH/ Erdoğan kazanır Türkiye kaybeder

bessamabuabdullah
 
Türkiye halkı üç gün sonra seçtiği yeni Cumhurbaşkanını Köşk’e çıkaracak. Sistemin seçim maskarası ve halkın dayatılan adaylara mecbur bırakılması ne kadar demokratik şüphesiz sorgulanmalı. Siyasi parti liderlerinin dikta taleplerine razı edilmesi başlı başına antidemokratiktir. Bu sistemin içinde demokrasi oyunu oynayanların, Türkiye dışındaki ülkelerde mevcut olan sistemlerle alakalı görüş beyan etmeleri en azından riyakârlık olarak ad edilmeli. Her Çarşamba Suriye Vatan gazetesi her Perşembe günleri de Aydınlık’ta yazıyorum. Aslında yukarıdaki başlığı Suriye Vatan gazetesi için seçmiştim. Halkımız ve Arap Dünyası Erdoğan’ın gerçek yüzünü görmeye başladı. Ancak bu yeterli değil. Çünkü Erdoğan’ın halen verebileceği zararlar var. Erdoğan Reis-i Cumhur makamına oturmak istiyor. Şüphesiz onun döneminde bu makam bütün devlet kurumlarına ve halkın hayatına müdahil olacak. Ancak Erdoğan kazandıkça Türkiye kaybedecek. Onun tek adamlılık döneminde Türkiye’nin şahlanacağını, yeni bir Türkiye’nin kurulduğunu pazarlayan dalkavuklar olacaktır. Kendi zaviyelerinden Erdoğan’ı bu şekilde tedavüle sokmaları anlaşılabilir. Fakat bölge ve Dünya başkentlerinden tek adam Erdoğan Türkiye’sinin hızlıca uçuruma yuvarlandığı görülmektedir. İktidarda kalması için her türlü tavizi verdiği ve her türlü görevi kabul ettiği aşikâr.
 
SEÇİLİRSE NE OLUR?
Peki, Erdoğan’ın seçildiğini varsayalım. Erdoğan-Davutoğlu rejiminin hâkimiyetinde Türkiye’nin bölgedeki konumuna bakalım:
 
1- Suriye, Irak, Lübnan ve Mısır ile ilişkiler bozuk. Suudi hanedanlığı ile limoni oldu. AB ile krizde. ABD ile alakalar, istenileni verdiği ve vermeye devam ettiği ölçüde iyi. Rejimin dostları Barzani, HAMAS, Katar ile Suriye ve Irak’taki cani ve haramiler ile Petrol mafyası.
Halkı, devleti, bölgeyi ve hatta dünyayı kutuplaştıran mezhep söylemleri bu rejimin omurgası. Bütün seçim yatırımlarını buna umut bağlayarak yaşıyor. Din, Allah, Muhammed, Kur’an, Sünnet, Camii ve son dönemlerde bayrak, millet istismarı revaçta. Her söylemi eylemi ile çelişen bu rejim fitne hastası ve münafıktır. Bu rejim Türkiye’yi artık bir rol model olarak sunamaz. Rejim Türkiye’yi itibarsızlaştırmış ve güven kredisini sıfırlamıştır. “İktidar olmak için Papaz elbisesi bile giyerim” diyen Erdoğan’ın İslami dini söylemlerine halen itibar edilmesi garip bir durumdur.
 
IŞİDİSTAN
Türkiye ve halkının kaybetmesi uğruna saltanata bu denli tutkuyla yapışan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ne anlama gelecek:
 
Erdoğan’ın mezhep fitneciliği, IŞİD türü zihniyetlerin Türkiye’nin merkezlerinde rahat örgütlenip aleni faaliyetlerde bulunması Türkiye’nin temellerine konulan dinamit misalidir. Erdoğan-Davutoğlu’nun yaktığı mezhep fitnesinin fitili ateş almıştır ve bu ateş en sonunda Türkiye’yi de yakar:
 
Türkiye’nin komşu ülkelere ticaret ihracatında görülür bir gerileme olmuştur. Komşuların ateş içindeyken bu yangının sana zarar vermeyeceğini düşünmek aptallıktır.  
 
Tekfiri dini-dar silahlı terör örgütlerin varlığı ve bunlarla irtibatlı olmak kendi ölüm fermanını imzalamak gibidir. Lübnan buna verilecek en iyi örnektir. Arsel bölgesi 3.5 senedir tekfiri dinci terör örgütlerine yataklık yapmaktaydı. Buradan Suriye’ye sızıyor ve terör eylemlerini koordine ediyorlardı. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi Lübnan’da da bunların “Sünni devrimciler” ve “özgürlük savaşçıları” olduklarını pazarlayanlar vardı. Suriye’den sökülüp atılınca tekrar Lübnan’a kaçtılar. Suriye’de uygulamaya koydukları katliam, tecavüz, karanlık zihniyet ve talanı Lübnan’da hayata geçirdiler. Bugün bu çevreler ne kadar büyük bir hata işlediklerini idrak etmeye başladılar.
 
Türkiye’de muhalefet, aydınlar, gazeteciler ve her vicdanlı yürek Erdoğan-Davutoğlu rejiminin bu tekfiri fitne ve nifak şebekeleri ile yaşadığı flörtün ülke ve millet için oluşturduğu tehlikeye dikkat çektiler, çekiyorlar. IŞİD gibi vekâleten savaş ve terör uygulayan örgütlerin akrep olduğunu ve Putin’in deyimiyle cebinde akrep taşıyanın ne denli tehlikeli olduğunu söyleyenlere halen kulak verilmemektedir. Halen IŞİD’ten Suriye ve Irak’a karşı taktiksel bir fayda sağlayacaklarının gafleti içindeler. Sizlerin taktikleriniz varsa onlarında stratejik katil olma gibi bir özellikleri var. Erdoğan-Davutoğlu rejimini daha üst makamlara taşımak onların Yüce Divan sürecini uzatabilir. Ancak bu süreç uzadıkça kaybeden Türkiye ve halkı olacaktır.
 
Arapçadan çeviren:
Prof. Dr. Mehmet Yuva
Aydınlık / 07.08.2014