Çok şükür bir haftalık tatil bitti; biraz dinleniriz artık!
Her yer aşırı kalabalıktı; her yer karmaşa...
Gideceğimiz yere ulaşmak bile çileydi...
Güneş derseniz, insanda derman bırakmıyordu!
Tatil boyunca kendime kızıp durdum:
“Hayatın boyunca kaç gün tatil yaptın da çok bilirmişsin gibi yollara düştün? Kırıp dizini otursan oturduğun yerde ölür müsün? Neden boş yere kendini telef edersin bre gafil?”
***
Ben yokken çok şey oldu ya da hiçbir şey olmadı; baktığınız yere bağlı...
Beni şaşırtan tek gelişme, gazeteci büyüğüm sevgili Uğur Dündar’ın amacını aşan sözleriydi.
Aydın’da Kent Konseyi’nin toplantısına katılmış ve “Sandığa gitmeyen Atatürk’ün adını bir daha ağzına almasın!” demiş.
***
Ah be canım abim, güzel abim; bu sözler yakıştı mı sana?
Kaldı ki aramızdaki en “sabıkalı” sensin...
Bugün gırtlak gırtlağa girdiğin Recep Tayyip Erdoğan iktidara geldiğinde ona inanan, “Arena”ya çıkartıp suya sabuna dokunmayan sorular soran sen değil miydin?
Şimdi ne hikmetse, varınla yoğunla Ekmeleddinci kesildin...
Dön de bir bak arkana; ne Kemal Kılıçdaroğlu ne de Devlet Bahçeli senin kadar propagandasını yapıyor Ekmel Bey’in!
***
Benim sözüm var; yeni cumhurbaşkanının seçileceği güne kadar bu konudaki tavrımı yazmayacağım, “Oyunuzu vermeyin” ya da “Şuna verin” demeyeceğim!
Ama sen de biraz yavaş git be Uğur abi...
Ustamsın, benden daha iyi bilirsin:
Gazeteci, hiçbir siyasetçiye “pazarlamacılık” yapmaz; varsa yanlışlarını gösterir o kadar!
Ama sen yıllar önce bunu Recep Tayyip’e yaptın; şimdi Kılıçdaroğlu’nun, dolayısıyla Ekmeleddin Bey’in yanındasın...
Gerçek gazetecilik yapıyormuş gibi her ikisini de bir güzel karşına alıyorsun ama... Vatandaşın yanıtını beklediği soruları soramıyorsun.
Kemal Bey’e, “Nereden çıktı bu Ekmeleddin Bey? Bu tür tercihlerle CHP’nin gerçek tabanının tepkisini çektiğinizin farkında değil misiniz? Yerel seçimlerden önce ABD Büyü-kelçisiyle iki kez buluştunuz, ne konuştunuz?” diyemiyorsun...
Muz ortalar yapıp, kısa boylu Kılıçdaroğlu’na kendi kalesine kafa golleri attırıyorsun.
Ekmeleddin Bey’e ise tek soru sorman yeterli, soramıyorsun:
“Aday gösterilmeseydiniz, kime oy verirdiniz?”
***
Haddimi aşıyorsam; bağışla ustam... Ama bilirsin; Atatürkçülüğüme, devrimciliğime laf söyleyen babam olsa lafımı esirgemem.
Bunca zamandır Atatürkçüsün...
Hele bir söyle de öğrenelim, “Ilımlı İslam” Atatürkçülüğün neresinde var?
Ya da şeriatçı Suudi Arabistan Kralı’nın örgütünden maaş alan bir adamın cumhurbaşkanlığına karşı çıkmak, neden Atatürkçülük’ten çıkarsın ki insanı?
***
Sen Ekmeleddin Bey’i istediğin gibi destekleyebilirsin... Alt tarafı ömrün izin verirse bir beş-on yıl sonra da onun için “Yanılmışım, ben onu demokrat sanmıştım” dersin; olur biter!
Ama sen sen ol, kimseye çamur atma...
***
Ha; “Vatandaş seçimde ne mi yapacak?”
Sana ne? Bırak ne yaparsa yapsın...
En sıradan CHP’li bile emin ol, senden-benden daha akıllı davranacaktır!
Aydınlık / 07.08.2014