HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Diyarbakır'da Ezidilerle ilgili yapılan toplantıda söylediği şu sözler, PKK'nin yeni hedefine işaret etmesi bakımından çok önemlidir:
"Tüm Kürdistan halklarına çağrı yapıyoruz. Ulusal birlik sadece siyasi birlik değil. Gerekirse bu barbarlığa karşı ortak ordulaşmaya bile gidilmesi tartışılmalıdır. Ortadoğu'daki toplulukların kendi öz savunma birliklerini oluşturmaları tarihsel bir zorunluluktur." (El Cezire, 2 Eylül 2014)
Peki bu açıklama ne anlama gelmektedir?
AÇILIM SİLAHSIZLANDIRMA DEĞİLDİR
AKP-PKK Açılımı, PKK'nin silahsızlandırılması değildir. Nitekim Açılım'ın 2. Aşama'sına geçildiğinin ilan edilmesinden, çerçeve anlaşmasının hazırlandığı şu günlere kadar yapılan resmi açıklamalarda, artık "silahsızlandırma" diye bir madde bulunmamaktadır.
Silahsızlandırma, Açılım'ı kamuoyuna kabul ettirebilmenin bir aracıydı ve istihbarat raporlarına yansıyan sonuç zaten şuydu: PKK gençleşti, büyüdü ve daha da modern silahlara kavuştu!
Kaldı ki PKK'nin silahsızlandırılacağı konusu PKK tarafından sürekli yalanlanmıştı. Hatta MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın müzakere ettiği Öcalan açık açık şöyle demişti: "Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Suriye var, İran var. Şu an Suriye'de 50 bin, Kandil'de 10 bin, İran'da 40 bin var."
Kuşkusuz rakamlar abartılıydı ama Öcalan daha o günden, Demirtaş'ın bugün ilan ettiği "ortak ordu" ihtiyacına işaret ediyordu. Çünkü Açılım içeride çözülme ama dışarıda da PKK'nin başat güç haline getirilip bölgede namluya sürülmesi olayıydı!
DEVLET SİLAH VE ORDUYLA KURULUR
IŞİD piyonunun feda edilmek üzere satranç tahtasındaki kısmen zayıf bir bölgeye ilerletilmesinin hedeflerinden biri buydu: Piyon takasıyla tahtanın o bölgesinde PKK'yi başat güç haline getirmek!
Neden? Çünkü günü geldiğinde o da satranç tahtasındaki at ve fillere karşı kullanılacak! "IŞİD'e karşı Kürt birliği" diye tezgahlanan süreç bu nedenleydi.
Süreç CAP Raporu'nun Obama'ya tavsiyesine uygundu: Kürtlerin birliği sağlanmalı ve PKK siyasallaştırılmalı!
Sonuç: IŞİD üzerinden PKK-KDP ittifakı sağlandı, Kerkük "Kürdistan'ın kalbi" olarak işgal edildi, Irak petrolü Kürt petrolü olarak Türkiye üzerinden satılmaya başladı, peşmerge Batı tarafından silahlandırılıyor vs.
Bakınız silahlandırma işin esasıdır ve örneğin Almanya'nın "Kürt devletine karşıyız" diye diye peşmergeyi silahlandırması önemle not edilmelidir. Çünkü Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in belirtmek zorunda kaldığı gibi gönderilen silahlarla Kürt devleti kurulabilir!
Berlin'in bu silahları PKK'ye değil peşmergeye verdiğini açıklaması esası değiştirmez. Zaten süreç adım adım ilerlemektedir ve Almanya PKK yasağının kaldırılmasını tartışmaya açmıştır bile. Tabii şimdilik hükümet partisi CDU'dan Philipp Missfelder'in çizdiği şu sınırla: "PKK son haftalarda iyi şeyler yapmış olsa da PKK yasağı sürecek."
Kuşkusuz burada başka hesaplar vardır ve örneğin Berlin'in Kürt grupları silahlandırması ABD'yle olan enerji rekabetinden kaynaklanmaktadır. Ama bu sonucu değiştirmez: Silah varsa ortak ordu kurulur, ordu olursa devlet kurulur!
AÇILIM'IN DIŞ BOYUTU: NAMLUYA SÜRÜLMEK
Ceyhun Bozkurt'un günlerdir Aydınlık'ta yayımladığı İmralı Tutanakları'nı bir de bu gerçekler ışığında ve Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı hükümet programındaki yerel yönetimler bölümüyle birlikte okuyun.
O tutanaklar birinci elden şu gerçeği göstermektedir: Açılım'ın sadece Türkiye boyutu yok, Irak ve Suriye boyutu da var ve Açılım bu nedenle yerli değil ithaldir, Atlantik kaynaklıdır!
Açılım Türk-Kürt kardeşliğini ve barışı değil, içeride çözülmeyi ve ayrışmayı, dışarıda da Kürtleri ABD planlarında kullanmayı hedeflemektedir!
Aydınlık / 03.09.2014