AKP ne zaman sıkışsa birileri imdadına yetişiyor. Yine benzer bir durumla karşı karşıyayız.
CHP, “kontrollü darbe” iddiasından geri adım atma eğilimindeydi. Gelen bilgiler bu yöndeydi. Hükümete yakın Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’nin Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşme sonrası yazdıkları da aynı doğrultudaydı.
Ama iş birdenbire tersine döndü.
HDP’ye yakın politikaları ile tanınan Fikri Sağlar “kesin ihraç” talebiyle Yüksek Disiplin Kuruluna verilmişti. Sonra “kınama” ile geçiştirildi. Bir müdahale olduğu ve ara formül bulunduğu açıkça ortada.
16 Nisan halk oylaması öncesinde ve sonrasında CHP’de, PKK/HDP’den “uzak durma” eğilimi öne çıkmıştı. Şimdi birdenbire HDP’ye yaklaşma politikasına dönüldü.
O EKİP
CHP’de sanki gizli bir el gelişmelere müdahale etti. Halk oylaması öncesine göre yeni bir durum olduğu çok açık. İsim vererek ortaya çıkmasalar da yaşananlardan rahatsız olanlar var. “CHP’de ne oluyor?” diye sorunca, “O ekip yine devrede” yanıtını veriyorlar.
Kardeşinin ve yakınlarının şirketleri üzerinden Ankara Büyükşehir Belediyesinden ihale aldığı iddia edilen bir parti yöneticisinin ismi öne çıkıyor. Sık sık “Kimin eli kimin cebinde belli değil” ifadeleri kullanılıyor.
HDP ile temasları yürüten isimler suçlanıyor.
ABD PLANI YOL ALIYOR
ABD’nin “CHP, HDP/PKK ve FETÖ’yü yan yana getirme” planı artık her yerde konuşulmaya başlandı. Planın Ankara-İstanbul yolunda hayata geçirildiği vurgulanıyor.
CHP’lilerden gelen “Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü Demirtaş’ın çığlığı” açıklamalarına HDP’den karşılık gecikmedi.
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbey Diyarbakır Sur’dan “mücadelemiz paralel” dedi. HDP yöneticileri yürüyüşe “somut destekten” söz ettiler. “Yürüyüşün bir umut olabileceğini” söylediler.
PKK yöneticilerinden Mustafa Karasu da yürüyüşe destek açıklaması yaptı.
FETÖ de boş durmuyor. Destek için her yolu deniyor.
YÜRÜYÜŞÜN RENGİ NETLEŞİYOR
Yürüyüşün ilk günlerinde HDP’liler araçlarıyla desteğe gitmişlerdi. Kendilerini belli etmeden omuz vermişlerdi. Yürüyüş ilerledikçe destek resmileşmeye başladı. “Mağdur FETÖ’cüler” de fotoğraf verdiler.
Yol boyunca yapılan açıklamalarda, Ergenekon, Balyoz, … kumpaslarının aktörleri için “adalet” istendi. Nazlı Ilıcakların, Altan kardeşlerin, … adları sıralandı.
Yürüyüşün rengi giderek netleşiyor: Turuncu!
TEDİRGİNLİK
ABD’nin planı net. “CHP, HDP ve FETÖ birleşsin, iç kargaşa çıksın” istiyor. Türkiye iç kargaşa ile uğraşırken Irak’ta ikinci, Suriye’de üçüncü İsrail’i ilan etmeyi hesaplıyor.
ABD’nin klasik taktiği. Binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce insan ölecekmiş, umurunda bile değil. O kendi çıkarlarının peşinde.
ABD’nin tuzağını görenlerin sayısı artıyor. İçinde CHP’liler de var. Genelde tedirginlik hakim. “Bu iş nereye gidiyor?” sorusu öne çıkıyor.
AKP UMUTSUZDU, UMUTLANDI
AKP cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler konusunda umutsuzdu. CHP’nin HDP’ye, HDP’nin CHP’ye sarılması onları rahatlatmış. CHP yönetimi, “Adalet yürüyüşü AKP’nin kimyasını bozdu” tespiti yapsa da durum pek öyle görünmüyor.
Külliye’de durum değerlendirmesi yapanlar gelişmelerden memnun. Erdoğan’ın yakın çevresi ellerini ovuşturuyor. “CHP-HDP/PKK, FETÖ yan yana gelirse bu sefer de seçimi kazanırız” diyorlar.
Erken seçim şimdi daha çok konuşulmaya başlandı.
AKP’lilere bakılırsa, CHP’nin “Adalet yürüyüşü” AKP ve Erdoğan’a “umut” olmuş.
Her şeyi yeniden düşünmek gerekmiyor mu?
28.06.2017/Aydınlık
İsmet ÖZÇELİK