29 Kasım 2010 Pazartesi

Erdoğan hakkında şok iddialar!..

WikiLeaks sitesi yayınladığı belgelerde Başbakan Erdoğan'ın 'gizli bir İslamcı ajandası' olduğu iddialarına yer verildi. Erdoğan'ın kökten dinci olmasından dolayı İsrail'den nefret ettiği iddia edildi. Belgelerde ayrıca Türkiye'nin iç ve dış politikalarına ilişkin geniş detaylar göze çarptı.


Cumhuriyet Haber Portalı /AA
İstanbul-
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Neo Osmanlıcılığına dikkat çekilen belgelerde, Erdoğan'ın bir danışmanı Davutoğlu için 'çok tehlikeli' diyor.

New York Times, El Pais ve Alman Der Spiegel dergisi, dünyada büyük merakla beklenen internet sitesi WikiLeaks'in sızdırdığı belgeleri yayınladı.

Washington’un korkulu rüyası WikiLeaks, Amerikan Dışişleri'nden sızdırdığı belgelerin 11 bini gizli ibaresi taşırken, 9 bini yabancılar tarafından görülemez ibaresi taşıyor.

En çok telgraf gönderen büyükleçiliklerin başında Ankara, Bağdat, Amman, Kuveyt ve Tokyo büyükelçilikleri geliyor.

Gizli islami ajanda

Belgelerde Türkiye'nin gelecekte İslam devleti olma yolunda ilerlediği ve Avrupa Birliği'ne üye olamayacağı belirtiliyor

Açıklanan belgelerde, Amerika’nın Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘gizli bir İslamcı ajandası’ olduğundan şüphe ettiğine ilişkin bilgiler yer alıyor.

ABD’nin Ankara elçiliğinden gönderilen mesajlarda Türk hükümetinin İslami eğilimlerine dikkat çekilerek, Amerikalı diplomatların Türkiye hakkında ciddi şüpheleri olduğu belirtiliyor.

Davutoğlu Neo Osmanlı

Başbakan Erdoğan’ın danışmanları ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Ankara’nın ötesini gören bir perspektifleri olmadığı belirtilen belgelerde, Davutoğlu’nun Neo Osmanlı vizyonundan Amerika’nın kaygı duyduğu ifade ediliyor.

"Davutoğlu tehlikeli"

El Pais’in yayınladığı haberde ise Amerika’nın Erdoğan’ın İslamcı ajandasını yakından izlediği belirtildi. Belgelerde ‘Üst düzey bir hükümet (AKP) danışmanı Amerikalılara, Davutoğlu’nun Erdoğan üzerinde ciddi bir İslami etkisi var. Bu etkisini kullanıyor. Danışmana göre Davutoğlu olağanüstü tehlikeli olarak tanımlıyor’ ifadeleri dikkat çekti.

Belgelere göre Amerikalı diplomatlar, AKP’nin birçok üyesini İslamcı bir kimliğe sahip olduğuna inanıyor.

"Erdoğan'ın danışmanları dalkavuk"

Yayınlanan belgelerde en dikkat çekici bölüm ise Erdoğan’ın danışmalarıyla ilgili. Belgelere göre ‘Erdoğan’ın çevresinde yağcı, dalkavuk bir danışman grubu var. Bu danışmanları Erdoğan’ı Anadolu’nun lideri tarif ediyor.’

Sızan belgelerde Amerikalı diplomatların Başbakan Erdoğan’ın ailesinin yolsuzluk ilişkilerini de izlediği görülüyor.

"Erdoğan dini nedenlerden dolayı İsrail'den nefret ediyor"

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, 27 Ekim 2009 tarihli bir belgede, İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy ile bir görüşmesine değinerek, Türkiye-İsrail ilişkileri hakkında yorumlarda bulunuyor.

Büyükelçi Levy'nin ülkesinin Türkiye ile ikili ilişkilerindeki kötüleşmeyi Başbakan Erdoğan'a bağladığını belirten Jeffrey, Levy'nin ayrıca "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ise kendisine ilişkilerin daha iyi olacağı mesajı ilettiğini" kaydettiğini belirtiyor.

Söz konusu belgede, Başbakan Erdoğan'ın Gazze'deki insanlık durumuna ait öfkeli sözlerinin "iç politik tüketime" yönelik olduğu yönündeki yorumlar da bulunuyor. İsrail Büyükelçisi Levy, Erdoğan'ın İsrail'e yönelik sözleri ve tutumunu "köktenci olmasına ve dini açıdan İsrail'den nefret etmesine" bağlayarak, Türk dış politikasında İsrail karşıtı bir yönelim olduğuna dikkat çekiyor.

ABD Büyükelçisi Jeffrey, Türk hükümetinin içindeki ve dışındaki kaynaklarıyla görüşmelerinden elde ettiği sonuçların İsrail büyükelçisinin "Erdoğan'ın İsrail'den nefret ettiği" teorisini doğrular yönde olduğunu da belirtiyor.

"Görüşmeler gergin geçti"

İngiliz yayın kurumu BBC de, Wikileaks belgelerini de açıklayan The Guardian gazetesindeki bilgilere dayanarak, üst düzey Amerikalı yetkililerin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile yaptıkları bazı görüşmelere ilişkin ayrıntılı bilgilerin verildiğine dikkat çekti. BBC, Philip Gordon ile Ahmet Davutoğlu arasındaki görüşmenin gergin geçtiğini belirtti.

BBC, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı William Burns ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu arasında görüşme ile ilgili ise, "Guardian, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı William Burns'ün Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile yaptığı görüşmede, argümanlarını dramatik bir dille aktarmak ve Türkleri tedirgin etmek için İsrail'in İran'a olası saldırısından bahsettiğini belirtiyor" değerlendirmesi de yapıldı.

Ekonomi gazetesi Financial Times de sızdırılan diplomatik kriptolardan en merakı uyandıran birinin, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un gönderdiği, BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin diplomatlarına ilişkin kişisel bilgilerin de toplanması istenen yazı olduğuna dikkat çekerken belgede Washington'un, Türkiye dahil BMGK üye ülkelerinin İran politikası konusundaki ilgisine vurgu yaptığını kaydetti.

İngiltere'nin diğer büyük bir gazetesi The Daily Telegraph da, "İngiliz yetkilileri, gizli kriptoların İran'ın Körfez ve Türkiye üzerinden nükleer materyal kaçakçılığını engellemeye yönelik gizli bir operasyonun ayrıntılarını ortaya koymasından korkuyor" diye yazdı.

Erdoğan'ın güvenilirliği sorgulanıyor

İsrail Jerusalem Post gazetesi ise, "ABD:'Türk liderliği bölünmüş, güvenilmez'" başlıklı haberinde ABD diplomatlarının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "ortak olarak güvenilirliği konusunda kuşku yarattığı"nı belirterek, "ABD Dışişleri Bakanlığı belgeleri, Erdoğan'ın 'Ankara'nın ötesindeki siyasetten pek anlamadığını' söylüyorlar" diye yazdı.

"Reformlar yapılmıyor"

İngiliz Guardian gazetesi Wikileaks'in yayınladığı belgelerden birinde, "Türkiye'nin AB üyeliği konusunda gerekli reformları yapmadığının" belirtildiğini bildirdi.

Gazete internet sitesinde, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin diplomasi danışmanı Jean David Levitte ile ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon'ın, Türkiye'nin AB ile yürüttüğü müzakere sürecine ilişkin görüşmesinin detaylarıyla ilgili Wikileaks'in yayınladığı belgeye yer verdi.

Levitte'in 2009 yılında yapılan bu görüşmede, Fransa'nın Türkiye'nin AB'ye "imtiyazlı ortaklığı" konusundaki pozisyonunda bir değişiklik olmadığını belirterek, ülkesinin Türkiye'nin üyelik müzakerelerini engellemediğini bildirdi.

Belgede, "Ankara na yazık ki gerekli reformları tamamlamıyor ve ilerleme durdu" denildi ve ABD'li yetkili Philip Gordon'ın "gerekli reformların tamamlanmadığını çünkü Türklerin AB'ye adaylığın ilerleme getireceğine inanmadığını" söylediği kaydedildi.

Levitte ise, ülkesinin Türkiye'nin Avrupa'da olmak yerine, Avrupa ile Asya arasında bir köprü olarak görev almasının daha iyi olduğunu anlamasını umduğunu söyledi. Levitte ayrıca, en kötü senaryonun, Türkiye'nin müzakere sürecini tamamlaması ve Fransa'da Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili halk oylamasının yapılması ve bunun olumsuz çıkması olduğunu kaydetti. Belgede, Levitte'in tüm problemlere karşın Sarkozy'nin Türkiye'nin dostu olduğunu ve bu ülkeyi en az 10 kez ziyaret ettiğini söylediği belirtildi.

"Eksen kayması"

Wikileaks'in yayımladığı, 20 Ocak 2010 tarihli "hizmete özel" belgeye göre James Jeffrey, Türkiye'nin dış politikasında o dönemde basında yer alan "eksen kayması" iddialarına ve haberlerine değinerek, Türk dış politikası hakkında şu yorumda bulundu:

"Bütün bunlar, ülkenin İslami dünyaya ve Müslüman geleneklerine daha fazla odaklandığı anlamına mı geliyor? Kesinlikle evet. Peki bu, ülkenin geleneksel Batı'ya yönelimini ve bizimli işbirliği yapma isteğini engelliyor mu? Kesinlikle hayır."

AKP'nin dış politikasının, "daha bağımsız ve aktif olma isteği ve İslami yönelimle" yönlendirildiği belirtilen belgede, "akılcı ülke çıkarları, ticaret imkanları ve istikrar arayışının da" Türkiye'nin yeni eğilimini yönlendirdiği belirtildi.

Belgede, ABD ile Türkiye arasında, "gelecek aylarda önem kazanacak ana sorunların, Türkiye-İsrail ilişkileri, Ermenistan'la imzalanan protokoller ve Türkiye'nin İran ile yan yana duruşu" olacağı kaydedildi. Belgede şu cümleler yer alıyor:

"Netice olarak, halkı tarafından bu hale getirilen bir Türkiye'yle birlikte yaşamak zorunda kalacağız. Bu, belli konular üzerinde adım adım ilerlemeyi ve Türkiye'nin sıklıkla kendi yoluna gittiğini kabul etmeyi gerektiriyor. Er ya da geç, bu siyasi liderlerden oluşan oyuncu kadrosuyla ve onların yıkıcı dram ve retoriğe duydukları büyük arzuyla uğraşmak zorunda olmayacağımız günler de gelecek. Ancak bölgede daha iyi kimseyi görmüyoruz ve Türkiye, dünya standartlarında "Batılı" kurumları, yetkinliği, uyumu ve Ortadoğu kültürü ve diniyle çetrefilli bir karışım olarak var olmaya devam edecek."

İranlı kaçak

Wikileaks internet sitesinde yayımlanan sızdırılmış ABD'nin Ankara Büyükelçiliği belgelerinde, 2009 yılında İran'dan Türkiye'ye kaçarak ABD Büyükelçiliğine sığınan İran asıllı bir Amerikan vatandaşının İran'a iadesinin, ABD Büyükelçilğinin girişimiyle engellendiği öne sürüldü.

''Hizmete özel'' koduyla sınıflandırılan 11 Şubat 2009 tarihli belgede, Türkiye'nin, 9 Ocakta ABD Büyükelçiliğine sığınan Hüseyin Ghanbarzadeh Vahedi adlı 75 yaşındaki ABD vatandaşının Türkiye'ye yasadışı giriş yaptığı gerekçesiyle sınırdışı etmek istediği, ancak ABD Büyükelçiliğinin girişimiyle buna engel olunduğu savunuluyor.

Vahedi'nin İran'a akrabalarını ziyaret etmek üzere gittiği ve isteği dışında 7 ay bu ülkede tutulduğu belirtilen belgede, Vahedi'nin 3 gün süren çok zorlu şartlar altında İran'dan kaçarak Türkiye'ye geldiğine işaret edildi.

Belgede, Vahedi'nin İran'dan kaçışının Amerikalı yetkililerce bilindiği gerekçesiyle İran'a iade edilmek istendiğinin ABD'li yetkililere iletildiği belirtiliyor.

ABD Büyükelçiliğinin temasa geçtiği Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin İçişleri Bakanlığına yaptığı "baskı sonucu" Vahedi'nin ABD'ye gönderilmesinin sağlandığı öne sürülen belgede, Türkiye'den ABD'ye iadesiyle ilgili hukuki işlemler, ülkeden çıkış hazırlıkları ve havaalanına götürülüşü sırasında Vahedi'nin güvenliğinin konsolosluk yetkililerince sağlandığı kaydediliyor.

Belgenin yorum kısmında Türk yetkililerin, "özellikle İran veya Irak'tan kaçak yollarla Türkiye'ye giren kişilerin, İran veya Irak pasaportunun yanı sıra ABD pasaportuna sahip olsalar bile geldikleri ülkeye iade ettikleri" belirtiliyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) raporlarına göre Türk yetkililerin, Türkiye'ye kaçan kişileri son derece acımasız şartlarda geldikleri ülkelere iade ettikleri iddialarına yer verilen belgede, "kaçak giriş yapanların gece yarısı otobüsle Türkiye'nin güney sınırına getirildikleri ve sonra da bu kişilere yeterli su ve yiyecek verilmeden havaya ateş açılmak suretiyle İran veya Irak sınırını geçmeye zorlandıkları" öne sürülüyor.