Başbakanlık: Yürütmeyi durdurma kararı verilmesi halinde generallerin bir üst rütbeye terfi ettirilmesi gerekecek
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Açığa alınan üç generalin terfileriyle ilgili açtıkları davada, Başbakanlık’ın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne (AYİM) gönderdiği savunmada “itiraf” niteliğinde ifadelere yer verdiği ortaya çıktı. Başbakanlık, generallerin yürütmeyi durdurma talebinin reddedilmesini isterken; “Yürütmeyi durdurma kararı verilmesi halinde generallerin bir üst rütbeye terfi ettirilmesi gerekeceği” görüşünü buna dayanak gösterdi. Ancak Başbakanlık, AYİM’in yürütmeyi durdurma kararını vermesinin ardından generalleri terfi ettirmek yerine açığa alma yoluna gitti. Generallerin açığa alma işlemine karşı açtıkları yeni davanın ise önümüzdeki cuma günü ele alınacağı bildirildi.
Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu’nun YAŞ’taki terfi işlemlerinin onaylanmaması nedeniyle açtıkları dava dosyasına göre, Başbakanlık, AYİM’den generallerin yaptığı yürütmeyi durdurma başvurusunun değerlendirilmemesini istedi.
Başbakanlık tarafından 13 Eylül 2010 tarihinde AYİM’e gönderilen savunmada, yürütmeyi durdurma talebinin değerlendirilmemesi istemi, itiraf niteliğindeki şu ifadelerle kaleme döküldü: “Yürütmeyi durdurma kararı verilmesi halinde davacıların bir üst rütbeye terfi ettirilmesinin gerekeceği, ileride davanın ret kararı ile sonuçlanması halinde ise telafisi imkânsız, kabulü mümkün olmayan ve hukuki bulunmayan sonuçların doğabileceği gerekçesiyle öncelikle bu davada yürütmenin durdurulmasına karar verilmesinin usul yönünden mümkün olmadığı...”
Başbakanlık tarafından yapılan bu savunma, AYİM’in verdiği yürütmeyi durdurma kararının ardından generallerin terfisinin kabulü olarak yorumlandı. Genelkurmay Başkanlığı da yürütmeyi durdurma kararı sonrasında Başbakanlık’tan defalarca generallerin terfisi için hazırlanan kararnamelerin onaylanmasını istedi. Ancak, Başbakanlık mahkemeden çıkan yürütmeyi durdurma kararına uymadı.
Başbakanlık savunmasında, YAŞ kararlarının ve müşterek kararnamenin ayrı ayrı idari işlemler olmadığı ileri sürülürken, “YAŞ kararlarının yargı denetimi dışında tutulmuş olması nedeniyle YAŞ karar süreci içerisinde yer alan ve sonuçlandırıcı irade açıklaması niteliğinde bulunan müşterek kararnamenin ayrılarak idari davaya konu edilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece müşterek kararnamenin (generallerin terfisini içeren) tek başına yargı denetimine tabi olabileceği kabul edilse bile tesis edilen işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı” değerlendirmesi yapıldı.
Generallerin hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlamasıyla yargılanmasının sürdüğünü anımsatan Başbakanlık, kararnamenin imzalanmamasında “(Gürbüz Kaya) görevli bulunduğu bölgede kamuoyunca bilinen ve çok büyük can kaybına neden olduğu gibi savunma zafiyeti yorumlarına da yol açan birtakım terör eylemlerinin olduğu ve bu eylemler neticesinde pek çok askerin şehit düştüğü, bu durumun yetkili makamlarca yapılacak değerlendirmede dikkate alınmayacağının ileri sürülmesinin hukukla, mevzuatla, kamu yararı ve hizmetin gerekleriyle bağdaşmayacağı” değerlendirmelerinin etkili olduğunu iddia etti.
AYİM ‘YAŞ dersi’ verdi
AYİM, Başbakanlık tarafından yapılan savunmaları yerinde görmedi ve aldığı yürütmeyi durdurma kararında, şu tespitleri yaptı: “Son işlemi (kararname) tesis edecek irade, YAŞ kararı ile terfi için seçilmiş personelin kanunun aradığı objektif şartlara sahip olup olmadığını gözetmekle yetkili ve görevlidir. Bunun zorunlu sonucu ise, son işlem olan müşterek kararnamenin somut olayda olduğu gibi YAŞ kararından farklı bir hukuki sonucu içermesi halinde bunun yargısal denetiminin yapılabileceğidir. Zira bu sayılan halde denetlenen YAŞ kararı değil, müşterek kararnamedir. Eğer YAŞ salt istişari bir kurul olsaydı, almış olduğu kararların yargı denetimine açık olup olmayacağının bir önemi ve anayasa ve yasayla bu konunun düzenlenmesinin bir gereği olmazdı. Başbakanlık’ın kamu yararı ve hizmetin gereklerini de gözeterek olumlu veya olumsuz şekilde işlem tesis etmek konusunda da takdir yetkisi bulunduğu yönündeki savunmasına itibar etmek hukuken mümkün görülmemiştir... Terfi kararnamesinin imzalanmayarak geri çevrilmesi ve bunun zorunlu sonucu olan korgeneralliğe terfi ettirilmemesi işleminin açıkça hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiştir.”
Açığa alma haftaya
Generallerin açığa alma işleminin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle açtıkları davanın da gelecek hafta cuma günü Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Daireler Kurulu’nda ele alınacağı bildirildi. Askeri Başsavcılık, bakanlıkların savunmasından sonra yeniden gözden geçirilmek kaydıyla yürütmenin durdurulmasını istedi. Başsavcılığın sunduğu görüşün kararı verecek kurul açısından bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Ancak kurulun başsavcılığın görüşü doğrultusunda karar vermesi durumunda, generallerin görevlerine hem “terfilerini alarak” hem de daha önce vekâleten atandıkları yerlere asaleten dönmeleri sonucu doğacak.