2 Ağustos 2016 Salı

Emperyalizmi Şaka Sanmak veya…


Darbe girişimine başka bir çerçeveden gireceğim ama önce bazı temel olgular.

Amerika ile stratejik ortak olduğumuzdan bu yana, ne iktidar sahipleri, ne de emperyalizm ile işbirliği yapan zenginler, emperyalizm sözcüğünü ağızlarına almadılar.

Emperyalizm; dünya zenginlerinin fakir halklar üzerine çullanmasıdır.

Eğer varlığımızı doğrudan etkileyen bir olguyu yok sayarsak akıl yürütürsek, bu yürüttüğümüz aklın bize bir faydası olmayacaktır. (İşbirlikçiler hariç.)

Televizyonlarda, eskiden emperyalizmle işbirliği yapıp da, şimdilerde, emperyalizme karşıtlık taslayanları görüyoruz.

Yeri gelmişken tarihin bir tunç kanunu ifade edelim. Emperyalizm ile savaş işbirlikçilerle savaştır.

Sivil toplum neden emperyalizmden habersizdir?

Siyasi partilerin sözcük dağarcığında neden emperyalizm sözcüğü yoktur?

Üniversiteler, bilim insanları neden emperyalizmi öğretmezler?

Tarikatlar ve din adamları neden emperyalizm sözcüğünden kaçarlar?

Önemli olan; Amerikan Conisinin evimizin kapısını,  tekmelemen önce emperyalizmi kavrayabilmektir.

Beden eğitimi dersleri de, İngilizce işlensin diyen öğretmenle, emperyalizm kavranamaz.

İkinci temel kanunu ifade edelim. Çağımız ulus devletlerle emperyalizmin çatışması çağıdır. Çok uluslu şirketlerle ulus devlet çatışmasıdır.

Somut ve güncele gelirsek; FETO örgütü; emperyalizmin ulus devlete karşı, ulus devlet içindeki örgütlenmesidir.

Ulus devlete karşı açılmış gayri nizami bir savaştır.

Emperyalizmin verdikleri ile düşünerek, emperyalizme karşı mücadele edilemez.

Emperyalizmin ulus devlet içinde iki çeşit örgütlenmesi vardır. Resmi kurumsallaşmış hali ve bir de sivil hali vardır.

NATO, OECD, Dünya Bankası, IMF, Gümrük Birliği, İstihbarat Antlaşmaları kurumsal emperyalist yapılardır. Türkiye’yi enformel ve formel yollardan etkileyerek yönetirler.

FETO da, bu yapılardan birisidir.

Kim FETO’cu, kim değil sorusunun içinden nasıl çıkarız diyenlere bir anahtar vereyim.

Emperyalizm sözcüğünü söyleyenlere karşı düşman gözü ile bakan kurum ve bireyler, işbirlikçi zihniyete sahiptir. Bağlı olduğu şirketin çıkarları kendi çıkarı gibi görür. Amerika ile bütünleşmeyi gizli açık savunur.

Emperyalizm sadece düşüncede kavranan bir şey değildir. Yaşayarak da öğrenilir. Irak, Yugoslavya, Afganistan, Suriye, Libya’ya bakınca epey şey öğrenmemiz gerekir.

Darbe girişimi yaşandıktan sonra, emperyalizmi kavramak açısından çok büyük sıçrama olmuştur.

Eskiden emperyalizm ile ilgili bir dolu konferans versen, 15 Temmuz gecesi kadar etkili olamazdı.

“Sivil Örümceğin Ağında” olan birçok sivil toplum kuruluşu ve partinin 15 Temmuz’dan sonra boşluğa düşmesi, emperyalizm diye bir kaygısının olmamasındandır.

Çok uluslu şirketler (emperyalizm) ulus devlete silahlı veya silahsız saldırdıkça yaşam herkese emperyalizmi öğretecektir.

Bülent Esinoğlu

ulusalkanal.com.tr / 31.07.2016