17 Haziran 2016 Cuma

‘İçeriden Kuşatılmışsınız’




“Koridoru sadece Suriye’nin kuzeyinde değil, Türkiye’nin güney sınırındaki bölgelerimizi de kapsayacak şekilde oluşturmaya çalışıyorlar.”

- “ABD bizim stratejik müttefikimiz değil; biz NATO’nun sakıncalı üyesiyiz.”

-“PYD’nin Amerika destekli hareketini bilmeyen yok.” Amerikalı yetkililer oradaki asker sayısını olduğundan az gösteriyorlar. Kantonlarda 3500 Amerikan askeri var. O bölgede üç ana üs kurdular. Zirai mücadele amacıyla yapılan helikopter pistlerini genişlettiler, nakliye uçaklarıyla PYD’ye malzeme taşıyorlar.

-“ABD’ye ‘Eeey, Amerika!’ diye kafa tutuyoruz ama, Eylül-Ekim aylarında Diyarbakır Hava Üssü’nün batı tarafına 500-1000 ABD askerini niye konuşlandırdık?” Meclis’te, Diyarbakır ve Erhaç’ta (askeri hava alanı) Amerikalıların ne yaptıklarını soran, oralara gidip inceleme yapan tek bir muhalefet partisi yok.

- Diyarbakır ve İncirlik’ten güney istikametinde süren hava trafiğini kontrol edemiyoruz.

-“İçeriden kuşatılmışsınız [Amerika tarafından]. Siz Sur’da mücadele ediyorsunuz, Amerikan askerleri burada [Diyarbakır’da] cirit atıyorlar. İncirlik ayrı bir facia.” Yabancı asker bulundurma konusu Meclis’te görüşülmeli, kanun çıkarılmalıydı. Yöneticilerin yaptıkları “suç”tur.

-“Dışarıdaki tehdit kadar, içimizdeki tehididi de analiz etmeliyiz. 1 MART 2003’te [1 Mart tezkeresiyle] YAPAMADIKLARINI 2015’in TEMMUZ AYINDA YAPTILAR. İncirlik dışında bir silahlı gücü [Amerikan askerlerini] Diyarbakır’a yerleştirdiler... Çekiç Güç’ten daha kötü.”

-“ABD ve Batı komşumuz olduğu ve onlar PYD ve YPG’yi destekledikleri sürece bizim içerideki savaşı kazanmamız çok zor. İmha ederiz, tekrar gelirler. Kaynağı kurutmak çok zor olur.”

-ABD’ye rağmen PKK’yle savaşmıyoruz. Evet, Kuzey Irak’taki kampları ve Kandil’i vuruyoruz. Fakat “Irak’ta hava harekâtı yapılabilmesi için oradaki egemen güçle koordine kurulması gerekiyor.” Bu bölgede ABD uçaklarıyla bizim uçaklarımızın havada karşılaşmaması için karşılıklı angajman kurallarına uyuyoruz. Suriye’ye, koridora dokunamıyoruz. “Niye YPG’yi vuramıyoruz?”

-ABD, YPG’yi Rakka’ya yöneltiyor, çünkü orada petrol var. YPG’yi IŞİD’e karşı zafer kazanan güç olarak göstermeye çalışıyorlar. ABD, petrolü Kürtler’in kontrolüne vererek üretmek istiyor. Suriye’nin yer altı kaynaklarını yağmalıyor. “Suriye’de günde 385 000 varil petrol üretilirken, şu anda 7000 varil üretiliyor.”

- “ABD’nin hedefi Suriye ve Türkiye’yi parçalamaktır.”

- “Önce kendi komşularımızı kazanmamız lazım.”

- “Cumhurbaşkanı ‘Karadeniz bir Rus gölü oldu’ deyince, Amerikalılar göbek atmışlardır.”

- Cumhurbaşkanı yaptığı şeyin perde arkasından tersini mi yapıyor; yani ABD’ye karşıymış gibi görünüp onun çıkarları doğrultusunda mı hareket ediyor? Cevap: “Öyle görünüyor.”

- “Sade vatandaşlardan bu gerçekleri görmelerini ve seslerini çıkarmalarını istiyoruz.”

Bunları söyleyenler, sıradan insanlar ya da son zamanlarda mantar gibi çoğalan “terör uzmanları” değil, zamanında NATO görevi yapmış iki general, VP Başkan Yardımcısı Sayın Beyazıt Karataş ve Sayın İsmail Hakkı Pekin.

Ulusal Kanal’daki “Anında Gazete” programının (26.05.16) sonuna doğru, yapımcı Sayın Mollaveisoğlu gelen mesajlara bakarak “İzleyicilerin biraz morali bozulmuş” diyor. Amerika karşısında bu kadar çaresiz miyiz?

Bunun üzerine generaller, ABD’nin bölgedeki güvenlik oranının % 15 olduğunu; moral bozukluğuna yer olmadığını söylüyorlar. “İşbirlikçi hükümetler olmazsa, ABD tek başına dünyayı yönetecek kabiliyete sahip değildir” diyorlar. Dünyayı “yalancı Tony Blair’ler, üç kâğıtçı Sarkozy’ler ve kokainci Bushlar yönetiyor” diye ekliyorlar. Emperyalizmin Türkiye’yi Kemalizm’den arındırmaya çalıştığını, artık bu “filmin sonuna gelindiği”ni ve Kemalizm’in kazanacağını söylüyorlar. Ahan da “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diye bitiriyorlar.

Şunu anlıyoruz: Türkiye’nin “tam bağımsız ve gerçekten demokratik” ve de laik bir ülke olması için NATO’dan çıkması ve siyaset kurumu üzerindeki Amerikan baskısının kaldırılması gerekiyor. Sürekli yakınıp ağlaşmaya da, aşırı iyimser olup pembe tablolar çizmeye de gerek yok; gerçekçi olup halka doğruları anlatmak yeterli.


Yavuz ALOGAN
Aydınlık / 31.05.2016