‘Kilisemde Hıristiyanım, evimde Ermeniyim, kapının dışında Türküm. O Türk bayrağı hem kiliseyi hem evimi korur. Amerika’da Amerikalıyım diyorlar, biz de Türküz. 100 sene evvel olan bir olayı bugün belli menfaat peşinde koşanların istismar etmesi çok acı’
Dikran Kevorkyan Kandilli’deki evinde, bizi kapıda karşıladı. 23 Nisan günüydü, bayram dolayısıyla olacak, penceresinde Türk bayrağı asılıydı. İçeri buyur ettiğinde yüz yıllık, bin yıllık bir komşumuzun evine kahve içmeye gelmişçesine eve adım attık.
Mütevazi oturma odasında sohbete daldık, kendi elleriyle yaptığı kahveyi yudumlayarak kardeşliğimizi taçlandırdık.
‘Müslüman Hıristiyan diye ayırmanın alemi yok...’
Dikran Bey’e 24 Nisan’ı sorduk, hemen söze “100 sene önceki olay” diye girdi ve üniversitelere tebliğ olarak sunduğu tezlerinde temel aldığı iki öğeyi özetledi:
“100 sene önce olan olay bir kere soykırım değil, onu geçelim. Tehcir. Tehcirde vuku bulan üzücü hadiseler var. Burada mutlaka acılar da çekilmiştir. Ama bu acıları genişletip bir soykırıma tahvil etmek tamamen abesle iştigaldir. Tehcirden evvel ve sonra Ermenilerin uğradığı zulüm kadar İslamların uğradığı zulümler de var. Camiye doldurup yakılan Müslümanlar arasında, arkadaşımın dedesi var! Ermeniler de sütten çıkmış ak kaşık değil.
Bütün bunları gözönünde bulundurarak, 100 sene önce olmuş bir olayı bugün menfaat peşinde koşarak Türklerle Ermeniler arasında nifak sokmanın alemi yok!”
‘Dış güçlerin 200 yıl önce soktuğu nifak’
- Kim, ne gibi menfaatler bekliyor?
Bunun da sebebi var tabii... Asırlardır bir arada yaşamış, ta Alparslan’dan, 1071’den itibaren Ermenilerin Bizans ordusundan Alparslan ordusuna ilticasıyla başlayan beraberlik, kardeşlik, aile bağları, asırlarca devam etmiş. Ne oldu da 1800’lerden, 1856’lardan sonra Ermeniler Berlin Konferansında maşa olarak kullanılmaya başlandı? Ta 1896’ya, 1915’lere kadar gelindi. Bunun da kökünde yine dış güçlerin etkisi var.
‘Diaspora bizdeki Ermenileri ne bilir ki!’
- Nifakla nasıl baş ederiz?
Biz, Türkiye’de birbirimizi yemeden, birbirimizin ayağına takılmadan hayatımızı idame ettirebilirsek kimse bizim aramıza giremez. Bugün Türkiye’deki Ermenilerin durumunu, diasporadaki Ermeni biliyor mu acaba? Türkiye’de Ermenilerin kilisesi var, ibadeti serbest. Kültürel faaliyetleri, basını var, daha ne isteniyor?
- ABD’de daha mı rahatlar?
“Jenosit blanche” denen bir şey var, beyaz soykırım. Bugün Avrupa’da ve Amerika’daki devletlerin Ermenilere tatbik ettiği bu “Beyaz Soykırım”. Nedir? Dilini eritiyor. Dini fonksiyonlarını yerine getirmeleri pek kolay değil, o memleketin diliyle ayin yapılıyor. Mesela ABD’de İngilizce ayin yapılıyor. Çünkü bu işi yürütenlerin muhakkak bir menfaatleri var. Ya şeref budalalığı var, ya da beynelmilel politik piyasada onların maşa olma keyfiyeti var.
‘Diaspora bizim Ermenileri kendilerine çekemez’
- Propaganda başarılı oluyor mu?
Bugün Türkiye’de Dersimliler, Sasonlar falanlar var, bunların dernekleri var. Bunlara da bir şey demiyorum. Yeter ki, Türkiye Cumhuriyeti devletinin aleyhine bir davranışta bulunmasınlar. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletine nankörlük etmesinler. Çünkü Türkiye’deki Ermeni, bütün dünyadaki Ermenilerin mayasıdır.
Kültürüyle, dini ritüeliyle, anlayışıyla Anadolu’da ve Türkiye’de kök salmış bir toplum Ermeniler. Onlar, diaspora, istedikleri kadar ötsünler, hiçbir şey elde edemezler. Çünkü buradaki Ermenilerin büyük çoğunluğunu kendilerine çekemezler. Kafalarını yıkayamazlar. Bir-iki zıpçıktı çıkar, o ceridelerin (gazeteleri) bazı iddialarını ve provokatif hareketlerini, bu toplumun büyük kısmı nefretle kınıyor.
‘Mehmet’in sorunuyla Artin’in sorunu aynı’
- Toplumda Ermeni düşmanlığı görüyor musunuz?
Bunların muhakkak ki, dışarıdan maddi imkanları vardır. 1915’den gelen bir Türk düşmanlığı var. Türklerde Ermeni düşmanlığı yok, ama Ermenilerde Türk düşmanlığı var. Makro planda hiçbir problem yok. Ahmet’in Mehmet’in ne kadar problemi varsa, Artin’in Onnik’in de o kadar problemi var.
Biz birlik beraberlik içinde olmalıyız. Türkiye’deki Ermenilerde büyük çoğunluğu birlik beraberlik istiyor. TC’ye karşı saplantı içinde değiller. Biz böyle kaynaşmış vaziyetteyiz. Çocukluğumdan beri biz böyleyiz. Ben Büyükada’da müezzinin çocuklarıyla kardeş gibi büyüdüm. Türk’tü Ermeniydi, Hıristiyandı, diye bir şey yok.
‘Türkiye Cumhuriyeti sapasağlam duruyor’
- Peki AHİM’in kararı birşeyleri değiştirdi mi?
Burada herhangi bir tepki olduğunu duymadım ama dışardakiler kudurdular. İtiraz ettiler. TC devleti bugün dört ayağının üzerinde sapasağlam duruyor. Neyi elde edecekler? Hiçbir şey. Devlet içinde devlet olmaz. Beğenmiyorlarsa defolup gitsinler bu memleketten.
- Seneye 100. yıl? Düze mi çıkacağız yoksa daha da çıkmaza mı gireceğiz?
Neden çıkmaza girsin ki? Bu olay benim dışımda yapılmıştır. Her iki tarafın kurbanlarına saygıyla eğiliyorum deyip bitirmesi lazım. TC devleti ne yapmış Ermenilere? “Biz birlik beraberlik, huzur içinde yaşarken dış güçlerin burnunu sokmasına tahammül edemeyiz” der keser atarsın.
Diasporadakilerin davranışları buradakileri rahatsız ediyor. Hem nankörlük diyorlar, hem de rahatsızlık duyuyorlar. Malatya’da, Sivas’taki Ermeniler bundan rahatsız oluyor. Çünkü onlar oralarda birlik beraberlik içinde yaşıyorlar. Bizim birliğimiz beraberliğimizin manasını sulandırdılar.
Ne mutlu Türküm diyene dediğimiz zaman İstiklal Marşı’nı okuduğumuz zaman kendimizden geçerdik. Sarsılmaması icap eden bir takım imgeler vardır. Bunların kaybedilmemesi lazım, yalnız din imanla olmuyor. Sen o bütünlüğü beraberliği bozacak şeylerin toplumun zararına olur.
72 milletin kök salmış vatandaşlık bilinci
“Şimdi bu azınlık durumu ortadan kalktı. Hiçbir ayrı gayrı yok. Bu diasporada kudurmalarının sebebi ne? 100 yıl önceki olayı, bugün Türkiye aleyhine bir koz olarak kullanmalarının esbabı mucibesi ne? Belki Türkiye’nin jeopolitik durumundan ötürü, bunları maşa olarak kullanıp Türkiye’nin belli yerlerini ele geçirme keyfiyetidir. Rusya’nın Akdeniz’e inme, öbürlerinin Karadeniz’e çıkma problemi var. Senin bir de madenlerin var. Asala dediler olmadı, PKK dediler olmadı, Alevi-Kürt dediler... Bunların hepsi eriyip gidecek. Çünkü Türk toplumunda 72 millet var. Kürt-Türk-Ermeni diye ayırmıyorum. Kök salmış bir toprağına bağlılık, bir vatandaşlık şuuru var. Dile getirilmese bile bu var. Yapılan bütün rezilliklere rağmen, bu maya duruyor orada. O maya durduğu müddetçe de bu topluma hiç kimse dil uzatamayacak. Kafalarına yerleştirsinler.”
Türkiye’nin hiçbir günahı yok
“Osmanlı İmparatorluğu döneminde olan bir olay. Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruldu, Osmanlı borçlarını ödedi. Osmanlı zamanında yapılan bir olayı yüklemenin alemi yoktu. Biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bunda hiçbir günahımız, kabahatimiz yok diyerek kesip atmadık. Şimdi müdaafaya çekilmiş vaziyetteyiz ve çalışma yok. Diaspora’daki Ermeniler şu ya da bu şekilde kaynaklardan gerçek ya da palavra 300-400 kitap hazırlamış vaziyetteler. Ama yok çalışma yok.”
Füsun İkikardeş - Seda Akyüz / AYDINLIK / 24.04.2014