Düşünmüyordum.
Fikir İlker Yücel’den geldi.
“Perinçek’le konuşsan. Bir gazeteci görüşmesi. Şöyle dobra dobra.”
Üsteletmedim.
Çıkmış, “bir insan denizine” girmişti.
Uzunca bir hasbihal fırsatı bulamamıştım.
***
Kesintisiz olur diye evinde buluştuk.
İstanbul Beşiktaş’taki.
6 yıldır uğramamıştım. Fazla değişmemiş. Kitap miktarı artmış sadece.
Poğaça ve kurabiyeler umduğum gibi. Şule’nin (Perinçek) eli ürünü.
Bir tek televizyon dijitaliyle değişmişti galiba.
Benim gibi o da bilmiyordu açmasını.
***
Ayrıldığımda gece yarısıydı.
Baştan itiraf edeyim.
Okuyucular ve gazetedekiler beni bağışlasın.
Şöyle bir iki yoklama dışında.
Gazetecilik deyimiyle söyleyeyim: Tırmalamadım. Didişmedim.
Oysa severim bu tarzı.
İzleyenler hâlâ hatırlatır.
Geçmişte Ulusal Kanal’da Perinçek’i az kızdırmadım.
***
Bu kez içimden pek denemek gelmedi.
Moda deyimle: Mazeretlerim var.
Devrimci bir politikacı düşünün.
6 yıl zindanda tutulmuş. Hem de haksız yere.
Kendisiyle birlikte partisi de zincirlenmiş.
En affetmez karşıtları bile teslim ediyor.
Ergenekon operasyonlarına direnişin önderliğini yapmış.
TSK acze düşmüşken, o hareketini büyütmüş.
Nereden bakarsanız bakın: Saygı duyuyorsunuz.
***
Bir de sistemin “yok sayma”sı!
Hafızalarınızı şöyle bir yoklayın.
Medya, Ergenekon davalarında kimlere seçerek ilgi gösterdi?
Gazetecilere... Perinçek bu gruptan kabul edilmedi. Oysa Aydınlık başyazarıdır. 40 yıldır sarı basın kartı taşır.
Milletvekillerine, politikacılara... Buraya da alınmadı. Oysa bir partinin genel başkanıdır.
Aydınlara... Perinçek kolaylıkla unutuldu! 40’tan fazla kitapta, binlerce makalede imzası var oysa.
Akademisyenlere... Görülmedi. Pek konuşulmaz. Doktoralı kamu hukukçusudur
Hastalara... Bir tek bu doğruydu. Cezaevinde hastalanma bahtsızlığını yaşamadı.
Çıktı.. Yine suskunluk.
Sistem medyasının radarları Perinçek’i göremiyor!
Oysa, nereden bakarlarsa baksınlar Perinçek bir fenomen.
Sistemin merkezinden bir tek televizyon, bir tek gazete: Kimse aramamış..
Randevu alanlar iptal etmiş: “Özür dileriz. Yukarısı istemiyor!”
Bu durumda, gazetecilik mi oynayacaktım!
Ben de: Sadece kayıt düşmekle yetindim.
***
Hem, ortada “hatır” da var.
Hesap ettim. Perinçek’le 40 küsur yıldır tanışıyoruz.
Günlük ilişkilerimde “ağabey” diyorum.
Hele bir özgürlükte 100. günü devirsin.
Söz, o zaman “sert” bir söyleşi yaparız.
04.04.2014- Aydınlık