25 Ekim 2016 Salı

Yeni Güvenlik Konsepti İçin İç Cephe



  Türkiye Cumhuriyeti yeni bir güvenlik konsepti ve değişen yeni dış politikasıyla hem içeride hem de dışarıda ölüm kalım mücadelesine girişmiş durumda. Bu mücadele ABD ve Batı/İsrail gibi küresel güçlerin desteklediği hem Türkiye içindeki hem de Türkiye dışındaki taşeronlara karşı  yapılıyor. Türkiye içeride ve dışarıda tam bir savaş ortamıyla karşı karşıya. Türkiye’nin bu mücadeleyi kazanması ve bekasını muhafaza etmesi ve gelecek nesillerin önünü açması gerekiyor. Türkiye bu mücadeleyi kazanacak da. Yeter ki milli çıkarlarımız esas alınsın ve iç Cephe güçlü tutulsun.


  Nedir iç Cephe? Neden önemlidir? İç Cephe Türkiye’de yaşayan herkestir. İç Cephe Türkiye’deki bütün değerlerdir. İç Cephe'nin sağlam olması , çatlak vermemesi, dış güçlerin bizi ayrıştırmasına imkan vermemesi, yönetenlerin ve Türkiye’yi yönetmeye talip olanların herkesi kucaklaması , ayrım yapmaası, insanları kutuplaştırmaması ile mümkündür. 

  Önemli hedefler, kritik mücadeleler ancak İç Cephe’ye dayanılarak kazanılabilir. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra ülkede yakalanan bu ortam maalesef tekrar kutuplaşmaya dönmüş ve ayrışma başlamıştır. Türkiye’yi yönetenlerin şu anda en muhtaç oldukları güç sağlam bir İç Cephe’dir. Yani Türkiye’nin yeni güvenlik konsepti ve değişen dış politikası için herkesi kucaklayan, ülkenin gelecek kuşaklarının önünü insanlarımıza açacak girişimler için sağlam bir İç Cephe’ye ihtiyaç vardır.



  Bunun için yapılması gereken  insanları, toplumları kategorize etmeden, etnik kimlik, mezhep, din ayrımı yapmadan mücadele için kucaklamak, bir araya getirmek, onların desteğini almakla mümkündür.

    
    Kurtuluş savaşında Atatürk bunu başarmış, hem yapılan kongrelerde hem de teşkil edilen TBMM'de herkese yer vermiş ve milli dayanışmayı sağlamıştır. Hiç kimseyi dışlamamıştır. İç Cephe öyle sağlam tutulmuştur ki ve öylesine bir dayanışma sağlanmıştır ki, bu sayede dış tehditle mücadele edilmiş ve kurtuluş savaşı kazanılmıştır. Bu gün de yapılması gereken aynısıdır. Önümüzde böylesine başarılı olmuş ve milli mücadeleden zaferle çıkmış bir örnek vardır. Milli Mücadele tarihimiz bizi yönetenlere de, yönetmeye talip olanlara da derslerle doludur. 


    Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik mevcut iç (dış destekli) ve dış tehditleri bertaraf etmenin, var olup olmama mücadelesini kazanmanın yolu kutuplaştırma, ayrıştırma politikalarını derhal terk edip herkesi kucaklamaktan geçmektedir. Bugün temel sorunumuz İç Cephe’nin sağlam tutulmasıdır. Eğer içine girdiğimiz bu kritik dönemde mücadelede zaferle çıkmak istiyorsak ve milli çıkarlarımıza uygun dış politika, güvenlik politikalarını uygulayacak, içeride ve dışarıda savaşacaksak, ölecek ve öldüreceksek o zaman yapılması gereken şey Atatürk’ün yaptığı gibi İç Cephe’yi sağlamlaştırmaktır. Bu sağlanabilirse her türlü mücadeleden zaferle çıkılabilir. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Sağlam bir İç Cephe’den uzağız ancak bunun için zaman geçmiş değil. Sağlam bir İç Cephe’ye ihtiyacımız var ve bunun neler yapılması gerektiğinin örnekleri Kurtuluş Savaşı'nda var.

İsmail Hakkı PEKİN
Aydınlık / 21.10.2016