Dün Firavunlar gibi mağrurdunuz.
Muaviye gibi tuzaklar kuruyor;
karşınızdaki masumları eziyordunuz...
Devleti ele geçirmiştiniz. AKP
iktidarının gücünü siz kullanıyordunuz.
Başbakan Erdoğan ile yağlı ballı idiniz.
Onu daha fazla diktatörce davranması için teşvik ediyordunuz.
“Arkamızda Amerika var; Avrupa Birliği
var. Dünyanın büyük sermayesi var. Kimse bize karşı gelemez; fırsat bu fırsat!”
diyerek kışkırtıyordunuz.
Gücü seven Erdoğan’a güç katıyor; bu
arada da örgütünüzü hükümet üstünden her yere yayıyordunuz. Öyle bir korku
yaratmıştınız ki koca koca işadamları sizin karşınızda ceketlerini ilikliyordu.
Zalimdiniz... Belki Yezit’ten bile
zalim...
• Efendiniz olan Fethullah Gülen; ABD’ye
karşı olanları düşman ilan etmişti. 10 yıl önce “Ulusalcı dalgayı aşacağız!”
diyerek bu ülkeyi seven temiz insanlara savaş açarken sivil toplumculuk mu
yoksa derin siyaset mi yapıyordu?
Hele hele, aynı Fethullah Gülen aynı
dönemde “Türkiye’de büyük tertip ve suikastlar olacak, çok kan dökülecek”
derken, bir süre sonra Trabzon’dan başlatılacak olan suikastları bildiğini ve
hatta içinde olduğunu itiraf etmiş olmadı mı?
• Ağır suçları ve vicdansız uygulamaları
yüzünden bugün yurt dışına kaçmak zorunda kalan Zekeriya Öz, sizin adamınız
değil miydi? Ona Ergenekon terör örgütü diye bir hayali örgüt planı verip de
bütün yurtseverleri ezmeye kalkışan siz değil miydiniz?
• Silivri’ye özel bir zindan kurdurup
bugün yakındığınız Tayyip Erdoğan karşıtlarını oraya tıkma işini siz
üstlenmediniz mi?
• Bunun için ABD’den gelen ajanlarla
sizin komplo kurmakta özel yetiştirilmiş tam yetkili istihbaratçı polisleriniz
birleşip orduya, muhalif medyaya, Atatürkçü sivil toplum kuruluşlarına,
yurtsever aydınlara hatta spor kulüplerine ayrı ayrı komplolar kurmadınız mı?
• Bunun için Zekeriya Öz, Osman Şanal,
Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın, Mehmet Berk, Murat Yönder, Fikret Seçen,
Mehmet Ergül, Ufuk Ermertcan, Celal Kara ve benzerleri gibi özel savcılar
yetiştirip hukuk komplolarınızı onlar üstünden yürütmediniz mi? Bu savcılarınız
gibi özel yetiştirdiğiniz yargıçları (hangi birini sayalım?) bu davaları gören
mahkemelerin başına getirmediniz mi? Bunlar, “kızkardeşini öldüren, yeğenine
fuhuş yaptıran, sahtecilikten suçlu” Osman Yıldırım’ı gizli tanık yapıp onun
gibiler (PKK elebaşılarından Şemdin Sakık, haham Tuncay Güney) eliyle masum
yurtseverleri suçlu çıkarmadılar mı?
• Bu süreçte Zaman gazetesi, Samanyolu
TV gibi Fethullahçı yayın kuruluşları “sahte belgeleri” gerçekmiş gibi
yayımlayıp kamuoyunu kandırmak için her türlü yalanı söylemedi mi?
• TRT’yi de ele alıp orayı da millete
karşı kara propaganda merkezi gibi kullanan siz değil miydiniz?
CASUSTAN GAZETECİ OLMAZ
• Sizin güvenilmezliğiniz bilindiğinden
ABD’nin de desteği ile Taraf gazetesini devreye sokmadınız mı? Bu CIA
gazetesinin başına getirilen ve “Vatanı bir kadın memesine satarım!” diyebilen
ahlaksız Ahmet Altan, Tayyip Erdoğan’a karşı çıkanları düşman ilan etmedi mi?
2007 Kasım ayından itibaren AKP iktidarının fino köpekliğini yapan Ahmet
Altan’ın şimdi karşı tarafa geçmesine bizim inanmamız nasıl beklenebilir?
• Türkiye’ye tuzak kurup namuslu
insanları ezip geçerken nasıl da mağrurdunuz? Ergenekon yetmemişti size...
Peşinden CIA ajanlarının kurguladığı elektronik verileri, bir sözde gazetecinin
eline verip bavul içinde İstanbul Savcılığı’na götürttünüz. Bu sahte belgelerle
halkı kandırmak için Taraf gazetesinden kirli propaganda yaptınız. Tam bir
casusluk örgütü gibi çalıştınız.
• O davalar sırasında “Vurun, öldürün,
konuşturmayın!” havalarında yayın yaparak gazeteciliğin yüz karası oldunuz.
• Balyoz davasının dijital belgelerinin
sahte olduğunu mahkeme tespit etti. Yargı, bunu yapanlardan hesap sorulmasını
istiyor ama bu komploda yer alan baş sorumlu Ahmet Altan, ortalıkta medya
kahramanı gibi dolaşmaya devam ediyor.
Bu ne utanmazlıktır?
• Fethullahçılara bugün yapılanın bin
katını onlar masumlara yaptılar... Ulusal Kanal ve Aydınlık’ı yok etmek için
hukuku ve insanlığı katlettiler. Oda TV’ye ahlaksız komplo kurdular. Yetmedi
özel örgütleri aracılığıyla kan akıttılar; insanları zindanlarda öldürdüler.
Rıza Zelyut- Aydınlık / 03 Eylül 2015