Matemimiz
ve ecnebi devlet mümessilleri
Elçiler
Ankara muhabirimize Büyük Dehanın kaybından duydukları acıyı anlatıyorlar
Ankara, 12 (Telefonla) —
Büyük Atatürkün ölümü dolayisile şehrimizde bulunan elçilerin intıbalarını
toplamak istedim. Hepsi, istisnasız, ricalarımı lütfen kabul ettiler. Dost
memleketlerin bu muhterem mümessillerinin bana vâki olan beyanatını aynen
bildiriyorum:
Italyan Elçisi De Peppo
îtalya
elçisi ekselâns De Peppo dedi ki:
«—
Türkiyenin Büyük Şefinin zıyaı dolayisile duyduğu derin matem karşısında gösterdiğim
samimî dostluk hissi Başvekile ve Hariciye Vekiline hitab eden taziyet sözlerimden
açıkça anlaşılmaktadır.»
Ekselâns Ponso
Fransız elçisi Ekselans
M.Ponsot’nun sözleri:
«—
Büyük Şefinize karşı besledığim sevgi beni şahsen çok büyük bir acıya duçar etmiştir.
Müteaddid defalar kendisile uzun mülâkatlar yapmak fırsatını elde ettığim için
o dâhinin sahsiyetini yakından hayranlıkla görmeğe muvaffak olmuştum. Onun ismi
Fransada, yalnız memleketin tarihinde değil, belki cihan tarihinde çok şanlı
bir mevki almış büyük askere ve büyük devlet adamına lâyık ebedî perestişle
muhat olarak yaşıyacaktır. Onun yaratıcı kudretile vücude gelen yeni Türkiye
memleketin kendısile elbirliği yapmaktan bahtiyarlık duyduğu güzel,canlı ve
kuvvetli bir millettir. Fransa şundan emindir ki Türkiye Cumhurreisi Atatürkün
yüksek halefinin idaresi altında inkişafa ve terakkiye doğru olan yoluna
muvaffakiyetle, şan ve şerefle devam edecektir.»
Alman Elçisi Von Keller
Alman elçisi von Keller
şu beyanatta bulundu:
«—
Başvekile ve Hariciye Vekiline hitaben söylediğim samimî taziyet sözleri, Türk
hükûmetinin Türk milletinin büyük ve unutulmaz Şefinin gaybubeti karşısında
duydukları muazzam matemden aldığım derin sempati duygusunu açıkça gösteren
tezahürlerdir.»
Iran Elçisinin söyledikleri
Iran elçisi Ekselâns
Halil Fahimi dedi ki :
«—
Atatürkün, bu ulvî ve büyük milli kahramanın ölümünü bildiren elim haber Iran
milletini ve bilhassa Şahinşah Hazretlerini derin surette müteessir etmiştir.
Iran milleti dost ve kardeş Türk milletinin matemine teessürle iştirak eder ve
azametli eserlerile, daima yaşayacak olan şanlı ve aziz Şefin elemli zıyaı
münasebetile samimî taziyet duygularım sunar. Şah Hazretlerinin emirleri
mucibince Iran hükûmetinin ecnebi memleketlerdeki mümessilleri tedfin gününe
kadar bayraklarını yarıya kadar indirilmiş halde muhafaza edecekleri gibi, Iran
Sarayı da bir ay müddetle matem tutacaktır.»
Yugoslav elçisi
Yugoslav Elçisi Ekselâns
Branko Aczemoviç'in sözleri:
— Bugün
Atatürkten bahsetmek güçtür. Onun büyük şahsiyetinin hatıraları çok
kuvvetlidir. Türkiye Atatürkün yapıcı mesaisinden aldığı intıbalarla dopdolu
bulunuyor.Her tarafta onun dehası, Türk milleti için büyük sevgi ve milletinin
kalkınması için duyduğu büyük arzunun nişaneleri görülüyor. Atatürkün ölümü
hepimizi derin bir mateme gömmüştür. Onun yeni Türkiye için yarattığı emsalsiz
esere karşı duyduğumuz hayranlığı ifade edecek söz bulmak imkân haricindedir.
Ankarada bulunduğum kısa müddet zarfında
Atatürkün huzuruna bir çok defalar kabul edılmek şerefine erdim. Bu anların
onun siyasî sahadaki yüksek kabiliyetini, yaratıcılıktaki büyük kuvvetini ve
milletinin manevî ve fikrî kuvvetine karşı duyduğu sarsılmaz imanı derin
surette hissettiğim dakikalardır. Atatürkün dehasının yirmi seneden beri
yarattığı işler, derin surette tetkik edilecek olursa bu büyük inkılâbcının
asker ve devlet adamı olarak bir eşine daha tesadüf etmek mümkün olmadığı gün
gibi aşikâr görülür. Atatürkün dehası tarihte Türk milletinin taşıdığı ruhun
faziletine en yüksek misallerden birini teşkil edecektir. Lâkin Atatürkün
şahsında bilhassa tebarüz eden nokta, yarattığı eserin ifade ettiği
istikrardır. Yeni Türkiyenin istinad ettiği temel çok derin ve sarsılmaz bir
temeldir. Atatürk tarihte ve milletinin kalbinde ebedidiyen ölmez bir varlık
halinde nasıl yaşayacaksa Atatürk Türkiyesi de ebediyen öyle var olacaktır.»
Macar maslahatgüzarı
Macaristan
maslahatgüzarı de Cindrie de şu beyanatta bulundu:
«—
Kemal Atatürkün kim olduğunu yalnız dünya politikacıları değil, Türkiyeye asırlık
tarihî bağlardan başka Kemal Atatürkün şahsında temessül eden hissiyatla da
bağlı bulunan Macar milleti de çok iyi bilir. Atatürkün milletinin felâket
gününün arifesinde cesaretile, kuvvetile ve teşkilâtlçı kabiliyetile Türk milletinde daima
mevcud ve asırlarca uzanan tarihinde ibraz etmiş olduğu meziyetleri
uyandırarak ona yeniden hayat verdiğini bizde bilmiyen yoktur. Her milletin
tarihinde bir sukut noktası vardır. Fakat o millet ki, kendisinden meknuz olan
askerî meziyetler, hayatî kabiliyet ve atiye olan iman,
kaderin ona bahşettiği kumandan tarafından ele alınır ve
teşkilâtlandırılırsa ancak böyle milletler binlerce yıl yaşamağa namzet ve tarihî
rollerini oynamağa muvaffak olabilirler. En ağır tarihî anlarda Türk milletine
olan sarsılmaz imanına güvenerek onun başına geçen kumandan Atatürk olmuştur.
Türkiye için ne yapmıştır ve ne neticeler elde etmiştir? Bunu Türkiyeye gelen
herkes görebilir. Türk milleti ona ebedî şükran borçludur.
Cihan Harbinden sonraki hâdiselerin amansız
ezdiği malûm olan Macar milleti kardeş Türkiyenin Atatürk idaresinde
canlanmasından hiç şüphesiz kuvvet almıştır ve bunun için her türlü şeraite
rağmen atisine emniyetle bakmaktadır. Kemal Atatürkün Macar dostu olduğunu
Macar milleti iyi bilir ve onun ölümile faniler arasından yalnız büyük bir
insan değil, büyük dostunu da kaybettiğini müdriktir. Macaristan
onun için her tarafında matem tutmaktadır ve hatırasını muhafaza
edecektir. »
Ekselâns Telemak
Romanya elçisi ekselâns
Telemak da şu sözleri söylemiştir:
« —
Atatürkün münevver yurdseverliği,sebat ve azmive emsali bulunmaz dinamizmi
sayesinde yarattığı azametli eserleri gözleri önünde görenler, onun ölümü çok derin
bir teessür duymaktan kendilerini alamamışlardır. Bu itibarla Türk milletinin
büyük acısına ben de samimiyetle ve bütün kalbimle iştirak ediyorum. Türkiyenin
dostu ve müttefiki Romanya, yaratıcı dehâsını hayranlıkla gördüğü Büyük Şefin
vakitsiz ölümü karşısında sonsuz bir elem duymuştur.»
Efgan elçisi
Kardeş
Afganistanın Ankara Büyük Elçisi Sultan Ahmed Han îhtisaslarını şu suretle
hulâsa etti:
—
Atatürkün üful edişi yalnız Türk milletini değil, bütün
medeniyet ve insaniyet âlemi bahusus kardeş şark milletleri için telâfisi kabil
olmıyan büyük bir ziyadır. Ve bu herkesçe müsellemdir. Harekâtı Mılliye
bidayetlerinde Türkiyeye yeni geldiğim zaman kendilerile şerefyab ve pek
muazzam icraat ve muvaffakiyetlerine çok yakından şahid ve yüksek dehâ ve ulviytlerinin
hayranı oldu idim. Kanaatimce o halâskâr, o büyük dâhi, o yapıcı her sahada
eşsiz bir isabeti nazara ve harikulâde bir fıtrata malikti. Zira vatanın kısmı
mühimmi istilâya uğramış, ordu inhilâl etmiş, bitab, parasız, silâhsız,
mühimmatsız herşeyden mahrum, hatta Padişah bile müstevlilerin elinde esir bir vaziyette
iken vatanı kurtarmak için ortaya atılarak az bir zaman zarfında bir avuc
fedakâr hamiyetli ve değerli rüfekasıle yeni, canlı, mücehhez bir ordu yaratarak
dahilî ve haricî düşmanları kâmilen mahvedip yeni bir Türkiye yarattı. Bu on
beş sene zarfında ordunun tekâmülüne, maarifin itilâsına, sanayiin inkişafına,
ahalinin refah ve saadetine hasrı vücud ederek intihab ve takd'r buvurdukları
kıymetli mesai arkadaşlarile Türkiyeyi medenî, müterakki, asrî ve namur
vaziyetıne isal buyurdu.
Söyliyebilirim ki, herşeyden ziyade meham
umura ve yüksek makamlara değerli, kiyasetli ve faal zevatın ıntıhab
keyfiyetinde pek büyük bir nüfuzu nazara malik bulunmakta idiler. Hatimei ke'âm
olarak şunu da arzedeyim ki vaktile kendılerinin buyurdukları gibi Türkiyede
yalnız bir Mustafa Kemal değil, Mustafa Kemaller vardır ki her hususta onun
program ve asarını günden güne ileri götürmek için sarfı mesai etmektedirler.
Velhasıl arzettiğim Büyük Dâhinin zıya; eliminden dolayı teessüratımın bipayan
olduğunu arzeylerim.»