8 Kasım 2015 Pazar

HELMUTH VON MOLTKE; "TÜRKİYE'DEN MEKTUPLAR"1



HELMUTH VON MOLTKE KİMDİR ?

   Helmuth von Moltke (tam adı Helmuth Karl Bernhard.Graf (Kont) von Moltke, doğ.1800, Parchim- ölm.1891, Berlin), 1858- 1888 arasında Prusya ve Almanya genelkurmay başkanı.

   Yoksul düşmüş soylu bir ailedendi. Babası 1805’te Danimarka yurttaşı olduğu için öğrenimini Kopenhang’daki Kraliyet Askeri Okulu’nda tamamladı. Danimarka ordusunda görev aldı. 1822’de Prusya Muhafız Alayı’na teğmen olarak girdi ve Frankfurt an der Oder’de görevlendirildi. Von Clausewitz (Prusya generali ve askerlik kuramcısı, 1780- 1831)’in etkisi altında askerlik tarihine ilgi duydu.

   Moltke, 1832’de Prusya Genelkurmayı’na bağlandı ve bir yıl sonra üstteğmenliğe yükseldi. 1835 sonlarında Padişah II.Mahmut’a Osmanlı ordusunun modernleştirilmesi için danışmanlık yapmakla görevlendirildi. 1836’da Berlin’in kararıyla Osmanlı devletinin hizmetine girdi. İstanbul’da bir süre çalıştı, sonra Balkanları dolaştı. Başkomutan Hafız Mehmet Paşa’nın danışmanı oldu. Osmanlı ordusunun 1839’da Nizip’te Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa karşısında ağır yenilgiye uğraması, Osmanlıların Moltke’nin önerilerine önem vermemesine bağlanır.

 1839 sonlarında Almanya’ya dönen Moltke, yeniden Prusya ordusuna girdi. Osmanlı topraklarından yazdığı mektupların bir bölümünü “Brife über Zustande und Begebenheiten in der Türkei, 1841” (Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine) adıyla yayınladı.

 Moltke, 1845 sonbaharında Prusya prensi Heinrich’in yaverliğine atandı. Roma’da yaşayan Heinrich’in ölümü üzerine Prusya Genelkurmayı’na döndü. 1851’de albaylığa yükseldi. 1855’te, geleceğin Prusya kralı ve Alman İmparatoru III.Friedrich’in yaveri oldu. Bu görev dolayısıyla İskoçya, İngiltere, Rusya ve Fransa’ya gitti. 1857’de önce Magdeburg’daki 4.Kolordu Kurmay Başkanlığı’na, sonra Prusya Genel Kurmay Başkanlığı’na atandı ve 1858’de görevine başladı. Böylece Şansölye Otto von Bismarck, Helmuth von Moltke ve Albrecht von Roon’dan oluşan büyük üçlünün yönetimi başladı.

   Albrecht von Roon, Prusya ordusunun gücünü arttırırken, Moltke de büyük komutanlara yardımcı yetiştirmek amacıyla, genelkurmay ve harp akademisindeki seçme subayların askerlik bilgilerini geliştirmeye çalıştı. O zamanlar harekat alanları, eldeki asker sayısına oranla çok geniş olduğundan ona göre strateji, her şeyden önce orduları savaşa hazırlamak ve yönetmekti. Açılarak yürümek, toplu olarak savaşa katılmak, düşman ordusuna cepheden ve yandan yanaşmak, bu stratejinin başlıca ilkeleriydi. Moltke’ye göre strateji, hiçbir ön çizime (şemaya) ve hiçbir kesin kurala uymayan bir sanat, “durum ve koşullara göre en iyi hareket etme sanatıdır.”

 Moltke, yeni görevini üstlendiği sırada, teknolojik devrim savaşla ilgili bütün kavramları değiştirmekteydi. Asıl önemli gelişme ise hızla yayılan demiryollarıydı. Moltke, orduların konumlandırılması, ulaştırılması ve geniş çaplı ikmalinde demiryollarının oynayabileceği önemli rolü kavrayan ilk asker oldu. Artık çok sayıda asker ve teçhizat kısa sürede, çok geniş cephelere taşınabilecekti. Birkaç kilometrekarelik savaş alanlarının yerini belki yüzlerce kilometre uzunluğunda cepheler alacaktı. Demiryolları üzerinde ikmal edilebilen orduların her türlü hava koşullarında ve bütün yıl boyunca cephede kalmaları da olanaklı duruma gelecekti.

 Moltke’ye göre, bu savaş anlayışının gerçekleşmesi için yeni bir tekniğe ve çok iyi eğitilmiş subaylara gereksinim vardı. Ayrıca komutanların astlarını çok sıkı denetleyebileceği eski sistem, yüzlerce kilometre genişliğindeki bir cepheye yayılmış, belki milyonlarca askerden oluşan bir ordu için artık geçerli de olamazdı. Bu nedenle Moltke, kesin harekat buyrukları yerine geniş insiyatif kullanmasına olanak tanıyan bir “genel yönergeler” sistemi geliştirdi. Modern biçimde örgütlenen bütün orduların örnek alacağı yeni Prusya genelkurmay sistemini Moltke kurdu.

   Almanlar, 2 Eylül 1870’de Sedan’da Fransızlara karşı büyük bir zafer kazandı. Askeri sisteminin Fransa’dakinden çok daha etkili olduğu kanıtlanan Moltke, Sedan’dan sonra 1870’de kont, barış antlaşmasının imzalanmasından sonra 1871’de Mareşal oldu. 1871’den sonra 17 yıl genelkurmay başkanlığı yaptı. 1888’de istifa etti. Görevinden ayrıldıktan sonra Kreisau’ya çekildi. 1891’de bir Berlin yolculuğu sırasında öldü.

   Padişah II.Mahmut, Yeniçeri Ocağını kaldırdıktan sonra (1826), ıslahat hareketlerine hız verdi. Asakir-i Mansure-i Muhammediye adı verilen yeni bir askeri örgüt kurdu. Bu yeni ordu için tüzük ve yönetmelikler yapıldı. Ağa Hüseyin Paşa, bu yeni ordunun seraskerliğine (başkomutan) getirildi. Yeni kurulan ordu, tümen, tabur, bölük gibi birliklere ayrıldı. Eğitimi için özellikle Prusya’dan subaylar getirildi.

   Moltke, 1835’den 1839’a kadar Osmanlı ordusunda öğretmenlik ve danışmanlık yaptı. Bu sürenin iki yılını Moltke, İstanbul’da nizamiye askeri yetiştirmek ve harita çıkarmakla geçirir. Kısa ve uzun görevlerle Çanakkale, Bulgaristan, Dobruca ve Tuna boylarına gider. İzmir’e kısa bir yolculuk yapar. 1838’de Anadolu’yu boydan boya geçerek Toros ordusuna katılma buyruğu alır. Burada, Prusyalı istihkam yüzbaşısı von Mühlbach’la birlikte Müşir Hafız Mehmet Paşa’nın danışmanı olarak çalışır. Bir yılı aşkın bir süre Fırat ve Dicle ırmakları yöresinden ayrılmaz. O zamana kadar çok iyi bilinmeyen bu bölgelerin haritalarını yapar, yapılmış olanların yanlışlarını düzeltir. Garzan askeri harekatında bulunur. Nizip Savaşı’na katılır.

  Mısır’da bağımsızlığını ilan eden Mehmet Ali Paşa’ya karşı, Osmanlı Devleti Hafız Mehmet Paşa komutasında bir ordu gönderir. Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki Mısır Ordusu da Halep’te bulunmaktadır. Nizip’e gelen Osmanlı Ordusunda, başta Moltke olmak üzere birçok Prusyalı subay vardır. Mısır Ordusu, ileri yürüyüşe geçerek Nizip yakınlarına gelir. Moltke, hemen saldırıya geçilmesini önerir; ancak din adamları, Cuma günü savaşmanın Müslümanlığa uygun olmadığını ileri sürerler, gece baskını yapılmasına da karşı çıkarlar. Mısır Ordusunun durumu düzelince, Moltke geri çekilmeyi önerir, bu da kabul edilmez. Osmanlı Ordusu ağır bir yenilgiye uğrar (1839).

   Anadolu’dan gönderdiği mektuplardan bazıları, kendisi gibi Türkiye’de görev yapmış arkadaşlarına yazılmıştır.


Nurer UĞURLU