Suriye’nin Kuzey bölgesi (Haseke Vilayeti) ve Halep Vilayetine bağlı Afrin bölgesinde en etkili yapılanma PYD’ye bağlı olarak hareket eden YPG silahlı gücüdür. Suriye üzerinde vakıa olan uluslararası rekabetin en önemli ayağını teşkil eden unsurlardan birisi de Suriye Kürtleri ile ilgilidir. İlk dönemler, Suriye meselesinde en saldırgan ve en müdahil güç olan ABD ve müyyideleri, Esad’a karşı olması şartıyla, IŞİD dahil, herkese destek verdi. Terör eylemiyle dehşete düşen Fransa dahil, 2012’den itibaren Batı, Suriye’ye askeri müdahelenin zeminini hazırlamak için, kelle koparanları, islami hilafet emirlikleri ilan edenleri, kanton ve özerklik propagandası yapanları, radikal veya ılımlı ayırımı yapmadan herkesi, “diktatörlüğe karşı başkaldıran isyancılar” diye tedavüle soktu. O tarihte Fransa Dış İşleri Bakanı, bütün diplomatik temayyüleri rafa kaldırarak, bilinç altındaki barbar içgüdüyü dışa vurdu. İpini koparmış saldırgan hayvan misali, “Esad toprak üstünde olmayı hak etmiyor” diyebildi.
Cezayir’de kafa koparan ve katlettikleri insanların cesetlerine postallarıyla basarak poz veren “medeni” Fransız subaylarını terbiye eden zihniyet “özgürlük savaşçıları” olarak kabul ettiği YPG temsilcilerine sarayda iltifat etti. Özerklik dahil “Kürtlerin bağımsızlık mücadelesine Fransa’nın borçlu” olduğunu söyledi. Hülasası, ABD ve Batı “laik, demokrati ama en önemlisi IŞİD’e karşı mücadele eden” YPG’yi önemsedi ve “yeni kara gücü” olması için bankör davrandı. Bunun semeresini de aldı. Nitekim, Türkiye’yi tedirgin etmemek ve hassas kamuoyunu manüpile etmek amaçlı, YPG’ye yeni bir kimlik üretti. Kıymeti harbiyesi olmayan “Arap”, “Süryani”, “Türkmen” grupları YPG’ye eklemleyerek ‘Suriye Demokratik Kuvvetleri’ adlı bir oluşum tedarik etti.
YPG, cazibeli, herkesin rağbet gösterdiği ve evlenmek istediği kıymetli bir aday olduğunun idrakine erken vardı. Bunun bilincinde olan Kürt örgütleri de çok taraflı merkezi kuvvetlerle dirsek teması halindedir. Sahada en kuvvetli görünen ABD’nin feleğinde olmaya hevesli olmasına karşın, Rusya’nın kararlı ve kalıcı askeri müdahalesi sonrası allak bullak olan dengeler Kürtleri de tercihlerini gözden geçirmeleri için fırsat sundu. ABD’nin YPG’ye, IŞİD’in elinde hava gücü olmaması ve bu silahların müstakbelde Suriye veya Türkiye hava kuvvetlerine karşı kullanılma ihtimalinin yüksek olmasına karşın, Stinger füzeleri dahil, sağlanan tonlarca silah, ABD’li askeri eğitmen ve danışmanın varlığına rağmen YPG’nin Suriye’nin Kuzeyine “bağımsız” bir statüyü ikame etme şansı zayıftır. Nitekim YPG, tüm bu destek, askeri yardım ve şatafatlı demokratik sloganlar ihtiva eden propagandaya rağmen henüz işin başında sınıfta kaldı.
“Daha demokratik bir Suriye için mücadele” ettiklerini iddia eden YPG, Halep’e bağlı Afrin’de bakanlar teşkil ederek bağımsız bir hükümetin tohumunu ekmeye çalıştı. Afrin Kürtlerinin büyük bir çoğunluğu bu girişimden rahatsız oldu. Ancak eli silah tutana sessiz kalmak durumundaydı. YPG’nin keyfi uygulamalarına karşı Suriyeli Kürtlerin en anlamlı ve güçlü başkaldırışı iki gün önce, Kürtlerin en yoğun yaşadığı Suriye’nin en uç noktasında Dicle nehrinin Suriye’ye giriş bölgesinde yer alan Maliki ilçesi, Kamışlı kenti ile birçok köyde zuhur etti. PYD-YPG’nin hakim olduğu bölgelerde okullarda eğitim dili olarak Kürtçe’nin ana dil olmasını dayatması, Suriyeli Kürtlerin Suriye ordusunda görev almaması ve hizmet etmemesi, bunun yerine askerlik çağına gelmiş olan Suriyeli Kürt gençlerin YPG’de hizmet etmelerinin zorunlu hale getirilmesi, Ermeni, Süryani, Arap, Türkmen ve kendileri ile ortak hareket etmeyen Kürtlerin mülkiyetlerini YPG adına kamulaştırması, IŞİD’e karşı savaş bahanesiyle bölgeden Arap ve Türkmen unusurların göçe zorlanması ve en nihayet PKK liderlerinden Sabri Ok’un, ABD ve Fransa’nın çok kadim bayat projelerini, “en iyi ve en mantıklı çözüm, Suriye’nin Kürt, Sünni ve Alevi bölgeleri olarak paylaşılması” açıklamasının ardından Kürtler protesto eylemlerine başladılar. YPG, demokratik gösteri hakkını kullanan Kürt, Süryani ve Araplara karşı ilk “demokratik !” tepkisini cop, dipçik ve tutuklamalarla ifa etti.
Kürtler, Kürtçe, Süryanice ve başka lisanların öğretilmesine karşı değil ancak Suriye Kürtleri okullarda eğitimin Arapça kalmasını istiyor. Suriye Kürtleri, YPG’nin IŞİD ile mücadelesine destek veriyor ancak Vatani görev olarak addettikleri resmi askerlik hizmetinin sadece Suriye ordusunda yerine getirilmesini talep ediyor. Mülkiyetlerin gasp edilmesi ve insanların göçe zorlanmasını kabul etmiyor. Suriye Kürtleri, demokratik bir Suriye’de tek resmi devlet, tek resmi bayrak ve tek resmi dili tercih ediyor. Unutmadan söyleyelim bunu arzulamayan Suriye ve bölgeye ABD ve Fransız kalmış Kürtlerin sayısı da az değil.
Mehmet YUVA / Aydınlık- 19.11.2015