MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi 7 Haziran akşamına kadar hep destekledim. Fakat o geceden sonra yaşananlara bakınca Sayın Bahçeli’nin MHP için değil AKP için çalıştığına hükmettim.
MHP’liler alınmasınlar ama Devlet Bahçeli nerede ise AKP için devşirilmiş lider konumuna gelmiştir. Buna devşirme demesek bile “iliştirilmiş lider” deme hakkına sahibiz.
Çünkü, 7 Haziran seçimleri ile yıkılıp gidecek olan AKP’yi; takındığı tutum ile ayakta tutan, hatta ona hayat aşısı olarak 1 Kasım’da yeniden iktidar olmasını sağlayan Sayın Bahçeli ve kurmayları oldu.
Öyle ise benim onlar için, “AKP’ye iliştirilmiş MHP’liler!” demem yanlış sayılabilir mi?
İNCELEYİN
MHP Lideri’nin bu halini parti tabanı da artık anlamıştır ve isyan halindedir. Bu yüzden parti yönetimi il ve ilçe örgütlerini kapatarak bu haklı isyanı bastırmaya çalışıyor.
Şimdi sizlere tarihsel bir bilgiyi yeniden aktarıyorum: ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ni gerçekleştirmek için Ortadoğu’da model ülke kabul ettiği ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin Ilımlı İslam denilen Amerikancı İslam (ABD’yi destekleyen Müslüman kamuoyu) haline getirilmesi için kullanılan örgüt de AKP’dir. Bunların bilgisi, bizim “Muaviye’den Erdoğan’a Din ve Siyaset” adlı kitabımızda bulunmaktadır.
ABD’nin yenilenen Ortadoğu Planı’nda özetle deniliyor ki: Türkiye’de 1 Mart 2003 tezkeresinin reddi gibi Amerikan karşıtı olayların yaşanmaması için köklü ve güçlü partilerin (Yani CHP ve MHP’nin) Ilımlı İslamcı Parti’nin (yani AKP’nin) destekçisi haline getirilmesi gerekir.
MHP’liler! İşte yeni CHP’nin ve Bahçeli MHP’sinin konumu tam burada anlatılmaktadır.
Yani, MHP normal zamanlarda AKP’ye atıp tutacak ama onun başı sıkışınca destek olarak iktidarda kalmasını sağlayacaktır... Bu görev, uluslararası bir görevlendirmedir.
Sakın bunu derken Sayın Bahçeli ile Amerika arasında gizli bir ilişki olduğunu söylediğim sanılmasın. Sayın Bahçeli; öyle bir kuşatılmış ve yönlendirilmiştir ki o, AKP politikalarına ve dolayısıyla da BOP’a uygun politikayı Türkiye’ye hizmet gibi görmekte ve bu işi de samimiyetle yapmaktadır.
BAŞBAKANLIK GÖREVİNİ REDDETTİ
Şimdi hemen 7 Haziran seçimlerinin sonrasına gidelim...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli’ye çağrıda bulundu ve “Gel yeni bir hükümet kuralım, sen de başbakan ol!” dedi.
Eğer öyle bir hükümet kurulsaydı; bir çıkarlar koalisyonu olan AKP 6 ay içinde dağılacaktı. Oranın tabanı da büyük ölçüde MHP’ye gelecekti. Ve MHP açık ara birinci parti olacaktı.
Ama Devlet Bahçeli bu öneriyi reddettiği gibi CHP Lideri’ne de demediğini bırakmadı...
Çünkü açmaza düşmüştü...
HDP İLE AYNI MASADA
Şimdi yine hatırlayın... Devlet Bey, kendisine yapılan “Sen Başbakan ol!” önerisini şiddetle ve hiddetle neden reddetmişti?
“Biz asla ve kata HDP ile aynı masada oturmayız!” diyerek.
Belki HDP masaya oturmadan, dışarıdan bile destekleyecekti bu iki partiyi...
Ama AKP’nin düşürülmesi Sayın Bahçeli’nin işine gelmedi. Bunun için de HDP ile bir araya gelmeme bahanesini yarattı. HDP’ye demediğini bırakmadı.
Peki aynı MHP, yeni anayasa yapmak bahanesiyle HDP ile aynı masaya oturmadı mı?
Evet, MHP’liler ile HDP’liler, Türkiye’ye yeni anayasa yapmak gerekçesiyle bu ay içinde tam 3 kez aynı masa çevresinde oturdular, konuştular, görüştüler...
Demek ki Sayın Bahçeli’nin HDP tepkisi yok; sadece Amerikancı AKP’nin iktidarda kalması planı var...
Buna bir de Fethullahçı yıkım örgütünün Türk ordusuna kurduğu Ergenekon ve Balyoz tuzağına, Bahçeli’nin arka çıkmasını ekleyin... O davalarda kullanılan delillerin F Tipi Çete tarafından imal edildiği mahkeme kararları ile ortaya çıkmışken acaba neden susuyor Sayın Bahçeli?
BÖLÜCÜ ANAYASA YAPACAK
MHP Lideri dün TBMM’deki konuşmasında CHP’ye attı, tuttu. “CHP neden yeni anayasa masasından kalktı?” diyerek...
Yazık ki ne yazık! Şu MHP’ye bakar mısın? Amerika ile Avrupa emretmiş; AKP ile HDP anlaşmış; yeni CHP yönetimi de söz vermiş. “Yeni ve demokratik anayasa” gerekçesi altında Türkiye’yi parçalayacak; ülkeyi mezhepçi-tarikatçi ayrı bir bölünme ile sarsacak anayasa için masaya oturmuşlar. MHP de bu projeye coşkuyla sarılmış. Amaç; terör elebaşısı Öcalan’ın istediği üzere, “Çözüm Süreci” denilen yıkım projesine anayasal bir dayanak yaratmak. Yeni anayasanın temel sebebi bu...
***
Fakat bu büyük tehlikeyi gören Türkiye’nin yurtsever aydınları, siyasetçileri, sivil toplum kuruluşları Ankara’da, İstanbul’da bu “gerici ve bölücü anayasa girişimi”ne karşı harekete geçmiş... Yurtsever CHP tabanı öfkelenip direnmeye başlamış. Bunu anlayan Yeni CHP tepesi korkup masadan kalkmış.
Böylece bölücü ve gerici anayasa projesi çökmüş...
İşte milliyetçi (!) Bahçeli buna kızıyor.
Şu rezalete bakar mısınız? Öcalan ile Bahçeli aynı masada, anayasa yapacaklar!
El birliği ile “Türk’ü ve Türk milletini” anayasadan atacaklar.
Hey gidi Devlet Bahçeli!
O oturduğun masa anayasa masası değil; Sevr masasıdır.
SÖZÜ KALMAMIŞTIR
Sayın Bahçeli birey olarak saygın bir isimdir ama Türk siyasetine ve milliyetçilere verecek bir şeyi kalmamıştır. Grupta çıkıp “Şurayı vurun, burayı tepeleyin!” sözleri kandırmacadan ibarettir.
En kritik anlarda AKP yararına aldığı tutum ile...
Ülkücüleri etkisiz eleman haline getirmesi ile...
HDP ile aynı masaya oturarak Türk düşmanı bir anayasa projesine ortak olmak ile o koltuğa az geldiğini ispat etmiştir.
MHP il ve ilçe teşkilatlarını kapatarak partiyi çöküşe sürüklemektedir.
MHP tabanı ondan umudunu kestiği için AKP’ye yönelmektedir.
Bu haliyle Sayın Bahçeli MHP’yi çökerten unsura dönüşmüştür.
Korkarım ki partinin kapısına kilit vuracaktır...
Öyle ise MHP’nin il ve ilçe örgütleri hep birden ayağa kalkmalı; partiye yeni bir lider bulmalıdır.
Eğer böyle yeni bir aşı yapılmaz ise MHP umutsuzların partisi haline gelecek; taban AKP’ye kaçacak; bunu bekleyen Tayyip Erdoğan da yeni bir seçim yaptırarak TBMM’de 400 milletvekili elde edecek; buradan yürüyüp Başkan olacaktır.
Sayın Bahçeli, bunu mu bekliyorsun?
Rıza ZELYUT- Aydınlık/24.02.2016