TSK, topçu ateşiyle Azez, Afrin bölgelerindeki YPG mevzilerini vurmaya devam ediyor. Bu arada ABD ve Fransa bu operasyonun bitmesini istiyor. Ancak bu itirazlarda sesleri çok fazla çıkmıyor. Sanki Türkiye’nin YPG mevzilerini vurmasını tasvip eder bir halleri var. Tasvip de ediyorlar ama uluslararası ilişkiler ve uyguladıkları politika gereği itirazlarını ve çağrılarını yapıyorlar. Bu ABD’nin PYD/YPG’yi desteklemesi ya da onu müttefik olarak kabul etmesini ortadan kaldırmıyor. ABD’nin bu zımmi desteğini gelişen duruma göre taktiksel bir manevra olarak kabul edebiliriz.
ABD NEDEN TARAFTAR?
Peki Türkiye’nin yaptığı nedir? ABD buna niye şimdilik taraftar. Suriye güçleri Rusya’nın desteği ile Halep’i ele geçirmek için harekata devam ediyorlar. Büyük ihtimalle Halep’in ele geçirilmesi önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek. Suriye ve Rusya bu harekat devam ederken Halep’in kuzeyinden kendilerine yönelik harekat icra eden El Nusra, İslami Cephe vb. Türkiye ve Suudiler tarafından desteklenen muhalif güçlerin bertaraf edilmesi ve Türkiye ile ikmal yollarının kesilmesini istiyorlar. Bu maksatla o bölgede yani Afrin ve Azez bölgesinde kullanabilecekleri güçler PYD/YPG ve diğer Kürt gruplarıdır. Suriye zaten Afrin’deki PYD/YPG ve diğer Kürt grupları destekliyordu. Suriye ve Rusya’nın Halep’i almaları halinde daha sonraki aşama Suriye güçlerinin Türkiye -Suriye sınırına gelmeleri olacaktır. O takdirde Türkiye’nin muhalifleri desteklemesi ve onlara yardımı sona ereceği gibi, bölgede PYD hakimiyeti ortaya çıkacak ve Akdenize uzanacak Kürt koridorunun temeli de atılmış olacaktır. Türkiye’nin bölgeye kara harekatı yapamaması ve uçak kaldıramaması nedeniyle önünde sadece Topçu ateşi ile PYD /YPG ve diğer Kürt grupların harekatını engelleme ve muhalif güçlerin desteğini sağlama seçeneği bulunmaktadır. ABD’nin zımmi desteğinin altında Suriye ve Rusya’nın Halep’e yönelik harekatının engellemesi bulunmaktadır. Koridorun önlenmesi ve PYD/YPG’nin güç kazanması ABD’nin arzuladığı bir durumdur ve bu konudaki politikası/stratejisi açıktır.
TAKTİK DOĞRU STRATEJİ YANLIŞ
Tabii Türkiye’nin şu andaki operasyonu taktik olarak doğru olmakla birlikte başarı şansı ya da sonuca katkısı yoktur. Çünkü Türkiye’nin daha işin başında belirlediği ve uyguladığı Suriye politikası/stratejisi yanlıştır. Stratejik seviyede yapılan yanlışları, temel politika/strateji değişmediği takdirde doğru taktik tedbirler ve başarılarla düzeltme şansı yoktur.
Türkiye Suriye politikası/stratejisini değiştirmek ve Suriye ile iletişim kurarak birlikte hareket etmek durumundadır. Şam rejimi güçlendirilmeli, Türkiye - Suriye hududunun Suriye güçleriyle korunması sağlanmalıdır. Rusya, İran ve Irak yönetimi ile iş birliği yapılmalı, ABD’nin ve diğer koalisyon güçlerinin İncirlik ve diğer üslerimizi kullanması önlenmelidir. ABD Irak’ta, İncirlik’te üslenen Çekiç Güç vasıtasıyla yaptıklarını aynen İncilikte üslenen koalisyon güçleriyle Suriye’de yapmaya çalışmaktadır. Türkiye maalesef yine seçeneksiz bırakılarak aynı oyuna getirilmektedir.
TÜRKİYE’NİN NEFES BORUSU
Türkiye’nin güneydoğusunda bazı yerleşim yerlerinde başlayan ve devam eden kalkışma da ABD ve Batı’nın stratejisine uygun bir ortam sağlamaktadır. Bahara doğru bu kalkışmanın daha da artacağı ve yaygınlaşacağını değerlendiriyorum. TSK ve güvenlik güçleri bu kalkışmayı süratle durdurmalıdır. Zaman Türkiye’nin aleyhine PKK’nın lehine işlemektedir. Türkiye önümüzdeki günlerde çok daha ağır koşullarla karşılaşacaktır. Türkiye’nin bekası tehdit altındadır. Türkiye’nin bir nefes borusuna ihtiyacı vardır. Bu nefes borusu Avrasya birliğidir, Rusya’dır, Suriye’dir, İran’dır ve Irak’tır. Aksi takdirde Türkiye’nin başarılı olma şansı yoktur.
Türkiye mevcut politikası/stratejisini değiştirmezse içte ve dışta kendini çok daha büyük bir savaşın içinde bulabilir ve yıkıma uğrar, kaynaklarını tüketir. Çok büyük bedeller ödemek zorunda kalır. Bu ülke yine de bölünmez ama 3-4 nesil boyunca insanımıza ve ülkemize yazık olur.
İsmail Hakkı PEKİN
Aydınlık / 16.02.2016