9 Şubat 2016 Salı

Kara terörün kısırdöngüsü...


Usame Bin Ladin’in 2011’de, Pakistan’da öldürülmesinin ardından ortaya çıkartılan IŞİD, Ortadoğu’daki Selefi grupların en tehlikelisi olarak bölgeyi sarsmaya devam ediyor...

Ne ilginç ki, İslam’ın ilk çıkış noktasındaki en bağnaz ideolojiyi referans alarak Vahabi-Selefi çizgisinde yapılanan örgütün Suriye’deki iç savaşın hemen sonrasında piyasaya sürülmesi, “Arap Baharı” kumpasının taşeronu olduğu şüphelerini de öne çıkartmıştı...

Zaten IŞİD’in Irak’ta, Musul gibi önemli bir kenti hiç direnişle karşılamadan işgal edebilmesi de, kafa keserek korku saçan acımasız örgütün emperyalist güçlerce korunup kollandığı ve büyütülüp beslendiği yolundaki vahim kuşkuları iyice büyütmüştü... Son dönemde medyaya yansıyan şaşırtıcı bilgiler, IŞİD’in pes etmediğini, tam aksine büyümeye çalıştığını da ortaya koyuyor... 

Peki, işgalciler uğruna, adeta Ortadoğu coğrafyasını insansızlaştırmak için kullanılan örgüt giderek daraltılan askeri kumpasın içinde hareket alanını nasıl olur da koruyabiliyor?.. 

Baksanıza; IŞİD’in Haziran 2014’te Irak ve Suriye’de bazı bölgeleri ele geçirmesiyle birlikte, hükümet güçleri ile örgüt militanları arasında başlayan çatışmalar farklı bölgelerde aralıksız sürüyor... 

ABD’nin öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçleri ise IŞİD’i hedef alan operasyonlara bir yıldan fazla süredir havadan destek verirken, örgüt ne ilginçtir ki kuşatma artmasına rağmen ayakta durabiliyor!..

23 bin kayıp!..

Irak’taki “Doğal Kararlılık Operasyonu”nun Sözcüsü Albay Steve Warren, 1 Aralık 2015’te ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’nde düzenlediği basın toplantısında, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun, Ağustos 2014’ten bu yana süren IŞİD operasyonları kapsamında, Irak ve Suriye’de 8 bin 500 hava saldırısı gerçekleştirdiğini açıklamıştı.

Operasyonlarda, örgüte bağlı “23 bin” silahlı militanın öldürüldüğüne dikkat çeken Albay Warren, Irak ve Suriye’de “20 ile 30 bin arasında silahlı” IŞİD militanı bulunduğunun tahmin edildiğini de söylemişti...

Geçen yıl yaşanan Paris saldırılarının ardından ABD ve Avrupa IŞİD’in yalnızca Ortadoğu için değil, tüm dünya için küresel tehdit haline geldiğini anlayınca, Washington denetimindeki koalisyon güçleri Esad’la uğraşmaktan çok IŞİD hücrelerini imha etmeye yönelmişti...

Ancak IŞİD’in kayıplarını artmasında Rusya’nın son bir yılda yoğunlaştırdığı hava saldırıları ile İran ve Lübnan Hizbullahı’nın karadan müdahalesinin de büyük payı var...

1 Aralık 2015’te açıklanan IŞİD operasyonları bilançosunun üzerinden geçen 3 aylık sürede örgüt en ağır darbeleri aldı ve Irak’ın bir kesimi ile Suriye’de denetiminde tuttuğu stratejik merkezleri de kaybetti...

3 aylık süreçte; koalisyon güçleri, Hizbullah, Esad birlikleri, PKK-PYD ve İran’ın operasyonları ile Rusya’nın hava saldırılarında da IŞİD’in 5 binden fazla kayıp verdiği iddiası ağırlık kazanıyor... Yani, Ağustos 2014’ten bu yana hedef alınan IŞİD’in militan kaybının 30 bine ulaştığı tahmin ediliyor... 

Lejyon çabaları durmuyor...

Merkezi New York’ta bulunan stratejik araştırma merkezlerinden “Soufan Group”un yayımladığı “Suriye’deki Yabancı Savaşçılar” başlıklı son raporda, 2011 yılından itibaren en az 81 ülkeden 12 bin kişinin IŞİD’e katıldığına dikkat çekilmişti...

Söz konusu raporda, dinci örgüte katılanlar arasında en az 400 Türk militanın bulunduğu da vurgulanmıştı...

Görülüyor ki IŞİD, geçmiş yıllarda en az 100 ülkeden katılan militanlar nedeniyle “terörün şemsiyesi” olarak da tanımlanan El Kaide’nin yerini tutuyor...

Çünkü IŞİD, son aylarda dört koldan sürdürülen kuşatma ve yıkım operasyonlarına rağmen, zaman zaman mevzi ve güç kaybı yaşasa da, hem konumunu korumak hem de militan sayısını arttırmak için pervasız adımlar atmaktan kaçınmıyor!..

Libyalı istihbarat birimleri; IŞİD’in, linç edilen Kaddafi’nin memleketinde, onun yöntemini kullanarak asker topladığını açıkladı... Kaynaklar, örgütün yoksullarla sığınmacıları büyük paralar karşılığında Sirte’deki hücrelerine kattığına dikkat çekti.

1 Dolardan bin Dolara!..

İngiliz Telegraph gazetesine dün yansıyan yeni bir haber de, IŞİD’deki kanlı devinimin yeni hücreler oluşturmak için kaynaklarını zorladığına dikkat çekiliyordu... 

Haberdeki şu satırlar, Suriye’deki iç savaş sürerken, IŞİD’in gelecekte büyüyeceğinin işaretlerini de veriyordu;

“Libya’da etkinliğini artıran IŞİD, Afrika’nın en yoksul ülkelerindeki vatandaşları yüklü miktar para karşılığında ‘asker’ yapıyor. Çad, Mali ve Sudan gibi ülkelerde günde 1 doları dahi zor kazanabilen vatandaşları gözüne kestiren örgüt, 1000 dolara yakın paralar vererek Libya’da kurmaya çalıştığı ‘ordusuna’ katıyor. Misrata’daki askeri istihbaratın başında bulunan İsmail Şukri’ye göre, IŞİD’in, Kaddafi’nin memleketi Sirte’de kurduğu ‘orduda’ yer alanların yüzde 70’i Tunuslu, Sudanlı, Mısırlı... Çad, Nijerya, Cezayir ve Körfez ülkelerinden gelenler de var.

Peki, ABD ve Avrupa’nın gafleti ve kışkırtmasıyla dünyanın en tehlikeli terör örgütü haline gelen IŞİD’le mücadele nereye kadar gidecek?.. Bu sorunun yanıtı Umman’da temaslarda bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dan geldi... 

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Lavrov, Rusya’nın Suriye’deki hava saldırılarına son vermek için bir sebep olmadığını belirterek şunları söyledi;

“Kaide bağlantılı Nusra Cephesi gibi terör örgütleri gerçek anlamda yenilgiye uğratılana kadar hava saldırılarımıza son vermeyeceğiz.”

IŞİD’in militan toplamaya devam etmesi ve Rusya’nın operasyon kararlılığı şu gerçeği de öne çıkartıyor; “Arap Baharı” safsatasıyla cehenneme çevrilen Ortadoğu’da, emperyalizmin yol açtığı kısırdöngü insanlığı vurmaya devam edecek!..

Mehmet FARAÇ- Aydınlık/04.02.2016