Türkiye, iki cephede birden savaş veriyor.
Birinci cepheyi bölücü-gerici Kürtçü faşistler (etnik Kürtçüler) açtı. 38 yıldır kan döküyorlar.
Şimdi hendekler kazarak direniyorlar. Hedef; 1920’de Sevr Antlaşması ile Osmanlı Devleti’ne kabul ettirilen Kürdistan isimli devleti kurmak. Ordumuz, polisimiz, korucu kardeşlerimiz el ele bu yıkıcıları, kazdıkları o hendeklere gömüyor.
İkinci cephe daha görünmez ama çok önemli: Bu savaş, dinci/mezhepçi bir Türkiye yaratma peşindeki gerici güçlere karşı yürütülüyor. Saldırı; Libya’dan Mısır’a, Mısır’dan Suriye’ye, Suriye’den Türkiye’ye kadar dalga dalga yayıldı. Merkezinde Müslüman Kardeşler denilen Amerikancı örgüt bulunuyor.
Doğu Perinçek’in Vatan Savaşı diye nitelendirdiği mücadele neredeyse “Kurtuluş Savaşı” kadar önem kazanmıştır. Buna İkinci Kurtuluş Savaşı dersek abartmış olmayız.
ERDOĞAN DEĞİL MİLLET
Türkiye’nin bu var olma mücadelesini Tayyip Erdoğan’a iliştirerek değersizleştirmeye çalışan bir gerici-bölücü koalisyon var. Halbuki bu savaşı yürüten güç hükümet değildir; Türk milletinin iradesidir. Eğer bugün Tayyip Erdoğan hendek tarafında değil de karşısında ise, bu onun özgür seçimi ile değil somut gerçeklerin dayatması ile olmuştur.
Erdoğan; sürecin kendisini de o hendeklere gömeceğini anlamış, istemeyerek bile olsa Hendekçileri terk etmiş ve milli güçlerin yanına gelmiştir. Bu zorunlu duruma bakarak vatan savunmasını Erdoğan’ın işi gibi göstermek, onun işine yaradığını iddia etmek Türkiye’ye ihanettir.
Bu çizgidekiler; PKK’nın kanlı saldırılarını bile Erdoğan’ın ve AKP’nin eski hataları üstünden yürüyerek aklamaya uğraşmaktadır.
AMERİKAN DEVRİMCİLERİ
Bugün, kendilerini demokrat göstererek Türkiye’yi ayakta tutan temel değerlere saldıran ihanet koalisyonunu şu odaklar oluşturuyor:
*Halen hem devlet içindeki hücreleriyle hem de medyadaki adamlarıyla direnen Fethullahçılar...
*Parayla fikir değiştiren Amerikancı liberal yazarlar, Amerikancı akademisyenler...
*PKK’nın medyaya sızmış ideologları...
*Amerikancı sivil toplum kuruluşu görüntülü casus örgütler (Örneğin Sorosçu Vakıflar)...
*Uluslararası sermayenin acentası konumundaki bizim büyük sermayenin gazetelerindeki ve televizyonlarındaki medya elemanları...
* Cumhuriyet Gazetesi gibi ABD tarafından devşirilmiş gazeteler...
*AKP’nin Amerika’ya biat etmiş olan kanadı...
*CHP’nin tepe yönetimindeki CIA’ya bağlı elemanlar...
*Amerika’ya hizmeti İslam’a hizmet kabul eden gerici örgütler...
*Eskiden solcu bilinen şimdi CIA tarafından devşirilmiş olan psikolojik savaş elemanları...
*Olayları yorumlarken zamanı ve zemini dikkate almasını bilmeyen bazı okumuşlar...
Bu koalisyonun baş gazetesi şimdi Yeni Cumhuriyet Gazetesi’dir. CIA gazetesi Taraf’ın görevini bu odak üstlenmiştir. Amerikancı koalisyon, CNN Türk, Haber Türk, NTV gibi kanallarda; kendi psikolojik harp elemanlarını aydın/akademisyen görüntüsü altında konuşturtmaktadır. Örneğin CNN Türk’te sürekli olarak “Kürt sorunu güvenlikçi önlemlerle çözülemez!” yalanı işlenmekte; güvenlik güçlerimizin Sur’da, Cizre’de canlarını vererek yürüttükleri mücadele değersizleştirilmektedir.
DARBECİYLE DARBECİ, TERÖRİSTLE TERÖRİST, GERİCİYLE GERİCİ
Bu koalisyonun medyadaki psikolojik savaş elemanlarından birisi de Nazlı Ilıcak’tır.
Yazdıkları bu kadar lekeli çok az insan tanıdım. Çıkarı için kılıktan kılığa giren Nazlı, şimdi de Abdullah Öcalan isimli 40 bin kişinin katili ile ağız ağıza vermiş, Doğu Perinçek’e çamur atıyor.
Neymiş? Doğu Perinçek Amerikan ajanı imiş...
Fethullahçılar başta olmak üzere içimizdeki Amerikan ajanları internette ve fısıltı gazetesinde durmadan bu kampanyaya gaz veriyorlar. Perinçek ve yoldaşları bunların ipliğini pazara çıkartıyor; tuzaklarını bozuyor ya; çok öfkeliler...
Ağam bu nasıl ajandır ki 45 yıl boyunca Amerika ile uğraşmıştır. Bu nasıl ajandır ki siyasi hayatının üçte birini Amerika ve darbe karşıtlığı yüzünden hapiste geçirmiştir?
Onun kadar bedel ödemiş başka bir isim var ise öne çıksın da önünde saygıyla eğileyim...
Bu Amerika, hangi ajanının böyle hapislerde çürütülmesi karşısında sessiz kalmıştır?
***
Bu Nazlı Ilıcak var ya...
Dansöz Ayşe Nana’ya taş çıkartır...
Kişisel tarihi bir o yana bir bu yana savrulmakla geçmiştir.
Darbe günlerinde darbecidir; Atatürk öne çıkartıldığında gardırap Atatürkçülüğünde sırayı kimseye vermez. Eğer gericilik prim yapıyorsa onu hu çekerken bile görebilirsiniz. İşine gelirse terör baronlarını bile aklayan yazılar yazabilir.
Boğaza bakan yalısı, özel harpçilere, CIA’cılara sonuna kadar açıktır.
Ve elbette ki temel görevi, Amerikan emperyalizmine direnenleri karalamaktır. Bu anlamda Nazlı Ilıcak bir psikolojik harp elemanıdır.
***
Belge ile konuşacak olursak: ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde AKP siyasi ortak, Fethullah Örgütü de cemaat ortağı olarak resmen yer almaktadır. Nazlı Ilıcak da kalemini bunlara kiralamıştır.
BOP belgelerinde, laikler, milliyetçiler ve Atatürkçüler/Kemalistler, Amerikan karşıtı güçler olarak tanıtılmaktadır. ABD hükümetlerinin bunlarla mücadele edeceği bir politika olarak kabul edilmiştir.
Amerikan belgelerinden yola çıkarak söyleyecek olur isek: Doğu Perinçek; ABD tarafından birinci düşman kabul edilmektedir. Onun ezilmesi, toplum içinde itibarının sarsılması için CIA adına psikolojik savaş yürüten Nazlı’lar, Abdullah’lar işbirliği halinde böyle saldırılar yapıyorlar. Perinçek’i kötü göstererek kendilerini gizliyorlar.
Milletin binlerce evladını uydurduğu yalanlarla katlettiren Öcalan’ın söylediklerini, sanki doğru imiş gibi aktaran Nazlı Ilıcak artık bir ölüdür.
Cesedi, Güneydoğu’daki o hendeklere gömülmüştür. Böylelerine 400 sene öncesinden Bahayi-i Küfri şöyle cevap veriyor:
“Bize kâfir diyenin kendinde iman olsa
Dinimize küfreden bari Müslüman olsa”
Rıza ZELYUT- Aydınlık/25.02.2016