TESEV’İN SURİYE MERAKI
TESEV’in yıllık bütçesi 2 milyon dolar civarında. Bunun en az 400.000 doları, Ukrayna ve Gürcistan gibi ülkelerde tezgâhlanan turuncu devrimlerin ardındaki güç olarak görülen Siyonist George Soros’un vakfı tarafından karşılanıyor. BM Kalkınma Programı, Dünya Bankası ve başka organizasyonlardan ödenekler alıyor. TESEV, Suriye kokusunu hızlı ve erken alan kuruluşların başında oldu. Türkiye-Suriye ilişkilerinin henüz başladığı dönemde herkesten önce Suriye bürokrasisi ve akademik çevreler ile irtibat kurmaya çaba harcadı. Türkiye’nin eski ABD Büyükelçisi Özdem Sanberk başkanlığında Şam’ı 2001’de ziyaret eden TESEV heyeti Suriye yetkililerine, TESEV’in Suriye’nin demokratikleşmesinde ve STK deneyimi olmayan Suriye’de STK yapılanmaların kurulması ve eğitiminde öncü rol oynamak istediğini ifade etmişti.
Suriye Yüksek Eğitim Bakanlığını ve benim de içinde yer aldığım heyeti 2002’de Türkiye’ye ilk davet eden ve heyeti hükümet yetkilileri, Koç, Sabancı ve Boğaziçi Üniversiteleri ile irtibatı sağlayan TESEV idi. 2011 senesinden itibaren malum TV ekranlarında her Allah’ın günü Suriye uzmanları sıfatı ile boy gösterip methiyeler düzdükleri Esad’a diktatör ve zalim edebiyatı ile saldırdılar. Bugünlerde varlıklarını gören yok. Belki de, “Dünyada, Türkiye’de de faaliyet gösteren öyle vakıflar var ki bunlardan çok rahatsızım” diyen Erdoğan’ın gazabından korunmak için cin misali şişeye girdiler.
ESMA ESAD’IN EVİNDE AĞIRLANDILAR
Marmara Grubu Vakfı başkanı Dr. Akkan Suver. Türkiye, Azerbaycan ve yakın-uzak devlet yetkilileri ile güçlü bir bağı var. Vakıf başkanlığındaki heyet, Şubat 2005’te Suriye’yi ziyaret etti. Onları karşılayan Suriye heyetinde bende vardım. Türkiye’den gelen heyette; Marmara Vakfı Başkanı Akkan Suver, AKP Milletvekili Yüksel Çavuşoğlu, Prof. Nedret Kuran Burçoğlu, Emekli Büyükelçi Ertuğrul Kumcuoğlu, Prof. Dr. İlter Turan, eşi Prof. Dr. H. Gül Turan, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AKP Milletvekili Sait Açba, CHP Milletvekili Abdülaziz Yazar ve AKP Milletvekili Prof. Dr. Hikmet Özdemir ile gazeteciler Tufan Türenç ve Yavuz Donat vardı. Donat’a yayınlanmaması kaydıyla siyasi bir fıkra anlatmıştım. Türkiye’ye döndüğünde ilk işi fıkrayı neşretmesi oldu.
22 Şubat 2005 sabahı Esad, Türkiye’den gelen heyeti başkanlık sarayında kabul etti. Saraya refakat ettiğim heyet Esad ile yapılan görüşmeden çok memnun kalmışlardı. Esad ve Suriye’yi bölgesel barışın anahtarı diye tanımlamışlardı. Heyette yer alan bayanları Esma Esad evinde ağırlamıştı.
TEL AVİV’İN ANAHTARI: JAK KAHMİ
26 Ocak’ta toplanan genel kurulda yapılan seçimler sonrasında Jak Kamhi, Vakfın Onursal Başkanı oldu. Onursal Duayenliğine de Emekli Orgeneral Necdet Timur oy birliğiyle seçildi. General Timur beyi bugün MHP Milletvekili olan 21. ci Y.Y. Enstitüsü Başkanı Prof. Ümit Özdağ ile Haziran 2008’de, tam da İstanbul’da Suriye-İsrail dolaylı görüşmelerin başladığı tarihte Şam’da ağırlamıştık. Marmara Grubu çalışmalarını yakinen gözlemleyen bir dostuma Jak Kamhi’nin seçilmesinin kerametini sordum. Mesele para mı yoksa siyasi miydi? Dostum, “Vakıf hüküm süren sulta ile harmoni içinde. Sulta Suriye ile aşna fişne iken Şam’ın kapısını çalar. Sulta “İsrail’e ihtiyacımız var” deyince Tel Aviv’in kapısını açan anahtar Jak Kamhi onursal başkan yapılır” dedi.
Haşmetli, cüsseli ve ağır bütçeli Vakıflar, Sivil toplum Örgütleri (STK) veya (None Governmental Organizations-NGO) yani Hükümet Dışı Örgütler ve STK’ların din gömleği giydirilmiş hali olan Tarikatlar ne sivildir, ne halik ne de mahlûk için çalışır ne de hükümet dışıdır.
Mehmet YUVA- Aydınlık/04.02.2016
Mehmet YUVA- Aydınlık/04.02.2016
Hiç yorum yok :
Yeni yorumlara izin verilmiyor.