5 Ekim 2015 Pazartesi

‘Atatürk’ten ders almaya geldik’





Çin’de 1911 yılında 2000 yıllık hanedanlık yıkılarak Cumhuriyet ilan edildi. 1925 yılına kadar devrimci lider Sun Yat Sen ülkeyi yönetti. Ardından da Çan Kay Şek yönetime geldi. Batı yanlısı politika güden Çan Kay Şek, diktatörlük kurarak içeride özellikle vatansever komünistlere karşı acımasız davrandı. Japon işgaliyle birlikte ülke yönetiminde Mao Zetung önderliğindeki Çin Komünist Partisi’nin ağırlığı artmaya başladı. Halkı da arkasına alan Mao, işgale son verdikten sonra 1 Ekim 1949 günü Çin Halk Cumhuriyeti’ni ilân ederek adım adım bugünkü dev Çin’i yarattı. Çan Kay Şek, bugünkü Tayvan adasına geçerek Çin Cumhuriyeti adı altında yönetimini sürdürdü. Bu devlet 1971 yılına kadar BM’de Çin’i temsil etti. 1971 yılından sonra Çin Halk Cumhuriyeti, BM’ye alındı ve Türkiye de bu devleti 5 Ağustos 1971 günü tanıdı. 

ÇİN 1935’TE ANKARA’YA ELÇİ ATADI 

Sun Yat Sen’in Çin’inin gözü kulağı tıpkı diğer ezilen ülkeler gibi Türkiye’deki bağımsızlık ve emperyalizme karşı verilen Kurtuluş Savaşı’ndaydı. Türkiye ile Çin arasında diplomatik temaslar 1923 yılında başladı. Ancak bu temaslar bir türlü istenilen seviyeye gelmedi ve karşılıklı diplomatik temsilcilikler de açılamadı. Taa ki 1935 yılına kadar. Çin Cumhuriyeti, Ankara’ya Büyükelçi olarak Çin’i yöneten Milliyetçi Parti (Kuomintang)’ın Merkez Komitesi üyesi (1931’de Partinin Yürütme Komitesi üyesi) ve arkasından da Genelkurmay İkinci Başkanı olan General Ho Yao Tso’yu atadı. General Ho, 16 kişilik heyetle 7 Mayıs 1935 günü Ankara’ya geldi. 16 Mayıs 1935 günü de Çin Cumhurbaşkanı Lin Sen’in 16 Kasım 1934 tarihli itimatnamesini Atatürk’e sundu. Büyükelçi Ho, Çankaya çıkışı Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada yağan yağmura da dikkat çekerek, “Ecdadımız eski dostlarına ‘eski yağmur’ diyorlardı. Ve yeni dostlarına ‘bugünkü yağmurlar’ adını vermişlerdir. Bu suretle eski münasebetlerimize resmi münasebetlerin tesisini ilave etmek suretiyle pek feyizli olan bu sembol önünde bilhassa bahtiyarız” der. 

‘ATATÜRK HÜRRİYETİN TİMSALİDİR’ 

Çin’in Ankara’ya atadığı Büyükelçisi General Ho Yao Tso, Büyük Gazete’ye verdiği demeçte Atatürk Türkiyesi'ni şöyle anlatır: 

“Türkiye ile Çin arasında tam 3000 yıllık dostluk bağları vardır. Bundan dolayı bu kadar eski bir dost memlekete elçi gönderildiğimden kendimi bahtiyar addediyorum. Memleketinize geldikten sonra Türkiye’de, Çin’e karşı büyük bir teveccüh mevcut olduğunu memnuniyetle gördüm. Yeni Türkiye’de gördüklerim beni hayrette bırakmıştır. Kısa bir müddet zarfında Türk ulusunun yaptığı büyük inkılâplar Uzak Şarktan ulusların bile takdir ve hayranlığını kazanmıştır. Atatürk’ün adı bugün Uzak Şarkta hürriyetin ve istiklâliyetin timsali olarak kabul edilmiştir. Bunun için Türkiye’nin kıymetli önderlerini yakından görmek, yakından tanımak ve onlardan ders almak üzere Ankara’ya geldik. Yeni Türkiye bizim için canlı bir ibret dersidir. Çin ulusu, Türkiye’nin yürüdüğü yolda ilerlemeye azmetmiştir.” 

Elçilik Müsteşarı Wang Pun Son da şunları söyler: 

“Bütün Şark ulusları için Türkiye bir uyanış ve istiklâl mektebidir. Dünyada eşi bulunmaz bu mektepte tahsil görmeye geldik. Kısa bir müddet zarfında büyük istifadeler gördük. Memleketimizin bugünkü vaziyeti Osmanlı İmparatorluğu devrindeki Türkiye’nin vaziyetine benzer... Memleketimizin birçok kısımları ayrı ayrı yabancı kuvvetlerin elinde bulunduğu gibi Japonya da şimali Çin’de her gün bir adım daha ileri gitmeye hazırlanıyor. Bu vaziyette bizi teselli eden iki kuvvetli sebep vardır: 1 - Bütün dünya Japonya’nın haksız olduğunu kabul etmiştir. 2- Yabancı hücumlar, eskiden birbiriyle çarpışan büyük Çin ulusunun uyanmasına ve birleşmesine sebep olmuştur.

Bu itibarla bugünkü vaziyet ne olursa olsun, biz gelecekten emin bulunuyoruz. Çin ulusu, Atatürk’ün verdiği örnekten istifadeye karar vermiştir. Biz de aynı yolun yolcusu olarak kaydedildik. Uyanan bir milleti tekrar uyutmanın kabil olmadığını tarih bize gösterdiği gibi, 450 milyon insanın elini kolunu bağlayabilecek zincir henüz hiçbir memlekette keşfedilmemiştir.

Eski bir medeniyeti, şanlı bir tarihi, yüksek meziyetleri olan bir ulusun asla köle olamayacağını büyük Atatürk’ün canlı bir şekilde bütün dünyaya ispat etmesinden sonra, Çin ulusu için artık ümitsizliğe düşecek hiçbir sebep kalmamıştır. Bilakis biz gelecekten emin olarak genç Türkiye’nin geçtiği yoldan kuvvetli ve geri dönmez adımlarla daima ileri gideceğiz.” (Büyük Gazete, 10 Haziran 1935, No: 33, s.4-5.) 

‘ÇİNLİ GENÇLER ANKARA’YA HAYRAN’

Büyükelçi Ho, Büyük Gazete’nin 25 Ekim 1935 tarihli özel Çin sayısına verdiği demeçte de Türk-Çin ilişkilerini, Çin atasözüyle anlatır: 

“En samimi dostluk, en eski komşu ile yapılan dostluktur.” 

Elçilik görevlilerinden Dr. Tan Shen Chi ise şunları söyler: “Ankara, Çin gençliğinin çok iyi bildiği, tanıdığı ve beğendiği yerdir. Bizim mekteplerimizde en küçük talebeler bile Ankara’dan bahsederler. Bu devir bütün Çinlilerin genç Türk Cumhuriyeti’ne ve onun merkezi olan Ankara’ya karşı duydukları takdirin ve hayranlığın en büyüğü olduğu devredir. Bir Çin meşhur sözü ‘Böyle insana böyle memleket olur’ der. Uyuyan eski Ankara şehri, Cumhurreisi Kemal Atatürk’ün elinde kuvvet kazandı ve bütün dünyayı tazeliği, zarafeti, gençliği ile büyülüyor. Ben Ankara’yı severken, Reisicumhur Kemal Atatürk’e ve onun iş arkadaşlarına saygılı bir hayranlık duyuyorum.”

Ercan DOLAPÇI- Aydınlık / 03.10.2015