İki yıl önceydi, Aydınlık sayfalarında bir “stratejik piyon” tartışması oldu. Kimi arkadaşlarımız, bu nedenle Aydınlık’tan ayrıldılar. Onlara göre, PYD/PKK savaşçıları, ABD’nin piyonu değillerdi, özgürlük mücadelesi veriyorlardı, hatta ABD emperyalizmine karşı savaşıyorlardı.
KURŞUN ASKERLERLE TARİH YAZMAK
Seçimde de gittiler HDP’ye oy verdiler ve 7 Haziran seçim sonuçlarını da “Üçüncü Meşrutiyet” diye ilan ettiler. Birinci Meşrutiyet’in Mithat Paşa ve Namık Kemal’ini, İkinci Meşrutiyet’in Talat Paşa, Enver Bey ve Niyazi Beylerini, kalkıp Abdullah Öcalan ve Selahattin Demirtaş ile aynı çizgide buluşturan teorisyenliğe ne demeli. Tarih kurşun askerlerle oynar gibi yazılmıyor.
STRATEJİ VE PİYON
Destur varsa strateji ve piyon tanımlarını hatırlatmak gerekiyor.
Kısacası strateji, belli bir aşama boyunca, hedefe ulaşmak için karşıt güçlerin, müttefiklerin ve tarafsız kılınacak güçlerin saptanmasıdır ve buna göre yığınak yapılmasıdır. Her stratejinin içinde ara ve yan hedefler vardır. Bunlara ulaşmanın yol ve yöntemlerine “alt strateji” denebilir veya “strateji içinde strateji” de denmektedir.
Piyon, Fransızcada bizim Farsçadan aldığımız piyade karşılığıdır. Türkçemizde satranç tahtasında en ön sıraya dizilen alete piyon diyoruz. Kullanılan, ateşe sürülen güçler için de bu kavram kullanılıyor.
Stratejik piyon, belirli aşama boyunca, stratejik hedefi olan büyük gücün kendi amaçları için kullandığı küçük güçtür. Stratejik piyonun kendi stratejisini uygulama yeteneği yoktur. O nedenle varlığını sürdürmek için başka stratejilerde görev üstlenir.
MÜTTEFİK DEĞİL ENSTRÜMAN
PKK’nın tarihi, istihbarat örgütleri ile ilişkiler tarihidir. Bu konuda Türkiye Solu ve PKK başlıklı kitabımızda geniş bilgi var.
Bölücü Terör Örgütünün Türkiye, Suriye, Irak ve İran gibi bölge devletlerinin topraklarında “Kürdistan” kurma şansı bulunmuyor. Türkiye gibi yenemeyeceği bir güce karşı silahlı mücadeleye kalkışması, PKK’yı kaçınılmaz olarak ABD ve İsrail stratejisine bağlamıştır.
PKK/PYD’nin ABD ve İsrail ile ilişkisi, ittifak ilişkisi değildir. Çünkü ittifakta tarafların iradeleri arasında bir anlaşma vardır. PKK/PYD, kendi iradesini stratejik efendilerine teslim etmiştir. Nitekim 1991 yılında ABD’nin Irak’ı bölmesinden bu yana, PKK’nın Kuzey Irak’taki yönetimi Washington’un ve Telaviv’in kumandası altındadır.
Abdullah Öcalan, Suriye’de bulunduğu için, başlangıçta çift başlı bir yönetim oluşmuştu. O nedenle CIA tarafından 1999 Şubatında Türkiye’ye teslim edildi ve PKK, bütünüyle ABD’nin ve İsrail’in güdümü altına alındı.
KÜRT KORİDORUNDA PİYON MACERASI
ABD’nin Irak’a 2003 Martında ikinci saldırısı ve arkasından 2011 Martında Suriye’ye müdahalesinden sonra, PKK’nın ABD ve İsrail’e stratejik bağımlılığı daha da ağırlaştı. Abdullah Öcalan, Açılım’ın ilan edildiği 21 Mart 2013 günlü Nevruz konuşmasında, kendilerine Suriye ve Irak’taki ABD planlarında görev verilmesini talep ediyordu. PKK’nın “Kürt Koridoru” macerası böyle başladı. Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırı boyunca açılmak istenen koridor, ABD ve İsrail’in koridorudur. PKK/PYD ise bu koridorun açılmasında alet konumundadır. Bu alet sözcüğü ilişkiyi çok iyi anlatıyor. Abdullah Öcalan da, İmralı’da kendisinin “taktik enstrüman düzeyinden stratejik enstrüman konumuna yükseltilmesini” talep etmişti. Stratejik enstrüman ve stratejik piyon aynı anlamlara gelmektedir.
ABD ORDUSUNDA RESMEN ASKERLİK
PKK/PYD’nin bu stratejik piyon konumundan çıkma şansı bulunmuyor. Çünkü varlığını bu ilişkiye bağlamıştır. Ancak bölge ülkelerinin birliği içinde yer alır ve etnik temelde örgütlenmekten vazgeçerse ABD’ye stratejik bağımlılıktan kurtulabilir. O zaman da PKK/PYD diye bir örgüt olmaz.
Geldiğimiz son noktada Obama, PKK/PYD’nin silahlı güçlerinden askeri birlikler oluşturacağını ilan etti. Dün bu köşede Obama Alaylarının kurulamayacağı yönündeki görüşümüzü açıkladık. Ancak ABD ile PKK/PYD arasındaki ilişkinin tanımı en yetkili ağızlardan yapılmıştır. PKK/PYD militanları, artık ABD ordusunun resmen askeridir.
PİYON FEDASI
ABD’nin Büyük Ortadoğu Stratejisi iflas etti. Olmayan bir stratejide piyonluk da olmaz.
Bu durumda stratejik piyonun feda edilmesi olasılığı da artık gündemdedir.
PKK/PYD, tam Obama Alaylarında paralı askerlik umudunu yakaladığı bir sırada, stratejik piyon konumunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Çünkü stratejik piyonun bağlandığı ABD stratejisi çökmektedir.
Stratejik piyon, ateşe sürülürken de feda edilir, strateji geçersiz kaldığı için de feda edilir. Her durumda stratejik piyonun sonu, feda edilmektir. Satrançta buna piyon fedası deniyor.
Doğu PERİNÇEK- Aydınlık/06.10.2015