5 Mart 2016 Cumartesi

ABD’nin PKK’sı Teksas Cumhuriyeti örgütü

Amerika kıtasının en önemli ve bugün halen Oklahoma devletinde (eyaletinde) özerk varlığını sürdürmeyi başarabilmiş olan Kaddo (Caddo) milleti tarihte Kaddoca dil toplulukların bir araya gelmesi sonucu oluştu. Kaddoca ‘Taakhis” kelimesinden türeyen Teksas’ın (Texas-Tekhas) anlamı “kardeşlik veya müttefik” demek. Aramice-Arapça’da ‘taahi’ kardeşlik ve ittifak kurma anlamı taşır. Türkçemizde Ahi yani kardeşlik kelimesinin kökenidir. Kaddo milletinin aslen Şam ve Anadolu coğrafyasından göç etmiş Finikelilerin torunları olma ihtimali yüksek. Suriye’den çıkan Finikelilerin binlerce sene önce bu bölgeye geldikleri ve buraya ticaret kolonileri kurdukları biliniyor. Kaddolu kadınların şekli siması kız kardeşlerimden farksız. Özellikle 1837’den itibaren yerli halklar, İspanyol, Meksikalı ve Beyaz Avrupalıların iskân ettiği Teksas, Meksika körfezi ile Pasifik Okyanusu’na yayılmak isteyen ABD’nin arzusunu kamçılar. Talancı Beyaz Adam, ABD’nin kışkırtmaları sonucu, “artık Meksika hükmü altında yaşamak istemiyoruz, özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz” sloganları ile silahlı ayaklanmalar tanzim eder. Topraklarında baş gösteren bu ayaklanmaları bastırmak isteyen Meksika ordusunu ABD uyarır ve tehdit eder. Meksika’nın özgürlük isteyen halka saygılı olmasını talep eder.
 
 İKİ ‘P’: PAMUK VE PETROL
 
Yaşasın halkların kaderini bağımsız tayin hakkı sloganları yeri göğü inletir. En nihayet Meksika’dan önce özerklik sonra bağımsızlık kazanan Beyaz Adam ABD tarafından ilhak edilmesi için ABD’ye “yalvarır”. ABD bu gözyaşlarına ve yüreği bağımsızlık aşkı ile yanan taleplere karşı dayanamaz (!) ve 29 Aralık 1845’te Meksika’dan koparılan Teksas ABD’ye kabul edilir. Bu kararı kabul etmeyen Meksika ABD ile diplomatik ilişkilerini askıya alır. Ardından yaşanan ABD-Meksika savaşları sonucunda ABD 18 milyon dolar karşılığında sadece Teksas’ı değil etrafında yer alan birçok bölgeyi de işgal ve ilhak eder. ABD’yi buraya getiren en önemli iki sebep iki P yani pamuk ve petroldür. Teksas, Alaska devletinden (eyaletinden) sonra Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin en büyük toprak parçasına sahip. 696 bin 241 kilometre kare büyüklüğündeki Teksas devleti takriben Suriye’nin dört katı. Neredeyse, yüzölçümü 783 bin 562 kilometre kare olan Türkiye kadar bir mekân. 28 milyon nüfusu ile ABD’nin en nüfuslu ikinci devleti.
 
 TEKSAS’IN ŞÖHRETLİLERİ
 
Türkiye’de İnönü’ye gönderdiği hafif meşrepli tehdit mektubunuı yazan, Yunanistan’da ise Kıbrıs devlet başkanı Makarios’u “fotoğraftan çıkarın” yani onu halledin önerisine, “biz demokratik bir ülkeyiz. Parlamento var” diyerek karşı çıkan Yunan Başbakanı George Papandreou’ya “seni de, demokrasini de, parlamentonu da s.kerim” diye yanıt vererek bel altı edebiyatı ile şöhret kazanan Lyndon Johnson Teksaslı. Petrol, uyuşturucu, silah ticareti, CIA başkanlığı ve daha nice nazik işlerin müttefiki George Bush, Teksaslı. Başarılı Alman tenisçi Boris Becker’i San Salvadorlu siyahi kız arkadaşı ile Ak Ev’de (Ak Saray) ağırlayan Bush oğlu Bush bayanın siyahi olmasından mütevellit “San Salvador Afrika’nın neresinde?” diye soran gelmiş ve gelecek başkanların en dâhisi, 11 Eylül, demokratik ve modern Afganistan ile Irak’ın repertuarı Bush oğlu Bush da Teksaslı.
 
ABD ACİLEN AÇILIM YAPMALI
 
Teksas’ta özellikle 90’lı yıllarda ABD’den siyasi ve iktisadi bağımsızlık talebinde bulunan birçok örgüt türedi. Teksas Cumhuriyeti Örgütü (TCÖ) ve Teksas Milli Hareketi (TMH) bunların en meşhuru. Kaderimizi bağımsız tayin edelim diyen Serok Richard Lance McLaren Kasım 1997’de insan hürriyetini alıkoymaktan, silahlı örgüt kurmaya teşebbüs etmekten ve ayrılıkçı fikirleri sebebiyle 99 sene hapis cezasına mahkûm edildi. Her poka burnunu sokan ABD Mclaren ile hemen uzlaşmalı. MC Laren’ın hayat şartlarını iyileştirmeli ve yeniden yargılamalı. Teksas’ın bağımsızlığını isteyen örgütlere karşı şiddet kullanmamalı hemen referenduma gitmeli. Sadece Kerry efendinin Türkiye ve Suriye için planları mı olacak ! Mesela Tayyip bey ABD’ye, “Ey Amerika sen PKK-YPG’yi bana tercih edersen ben de TCÖ’yü TMH’yi sana tercih ederim. A planımızı ABD getirmezse B planımız devreye girebilir.” diyebilir.
 
Mehmet YUVA / Aydınlık-03.03.2016