Biliniyor: PKK Avrupa’da bir kitap yayınladı.
Adı: Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa (İmralı Notları)
İmralı’daki Abdullah Öcalan-BDP görüşmelerinin tutanağı.
Derslerle dolu.Temin edilmeli, okunmalı.
***
Önce bir not: Öcalan’la ilgili.
Kendisini biraz tanırım.
Milliyet’te çalışırken 1990’larda iki uzun görüşme yaptım.
Lübnan’ın Bekaa vadisinde.
İlki örgüt kampındaydı. İkincisi Bar İlyas kasabasında.
Stratejik konularda görüşlerini hiç saklamadı.
Bir konu hariç: Ayrı devlet hedefi.
***
Kitapta PKK’nın bölge ülkelerine bakışı önemli.
Irak’a, Suriye’ye ve özellikle İran’a.
Öcalan’ın değerlendirmelerine baktım. Yine “açıksözlü”.
Zaten: “Açılım” sürecinde “örtü” kullanan asıl AKP’ydi.
Kitaptan da anlıyoruz: Öcalan isteklerinden pek şaşmamış.
“Bağımsız devlet” hariç her talebini masaya koymuş.
AKP ise gizleyen taraf konumunda.
***
Birinci mesele: Silah meselesi.
AKP nasıl yanılttı Türkiye’yi: “PKK silahları bırakacak.”
Yani: “Düz ovada siyaset yapacak.”
Oysa: Öcalan farklı tarif ediyor durumu.
“(Türkiye’den) ‘Çekilirsek geriIla biter’ görüşüne katılmıyorum.”
Gerekçesi: “(Gittikleri) Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz.” Nasıl: “Suriye var, İran var. Şu an Suriye’de elli bin, Kandil’de on bin, İran’da kırk bin var” (sayfa 26).
***
Elbette abartılı.
Fakat: Öcalan 100 bin silahlıdan söz ediyor.
“Mevcut” değil, “hedef” bile olsa önemli. Bir ordu kadar.
Nerelerde: Üç komşu ülkede.
***
AKP ne yapıyor: ABD’yi gözardı ediyor.
Ona göre PKK’nın baş destekçileri: İran, Irak ve Suriye.
Son dönemde bunlara Rusya da eklendi.
***
Denebilir ki: Bu ülkeler PKK/PYD’yle ilişki kurdular.
Evet. Taktik planda bazı alanlar açıldı.
PKK bir “kart” işlevi görüyor.
Niçin: Erdoğan/Davutoğlu’nun Suriye politikasına cevap olarak.
Yapılanlar doğru mu: Kesinlikle hayır.
***
Ancak görmeliyiz.
Maalesef: “Kart”laşmayı başlatan AKP’nin kendisi.
Suriye’de çeteleri destekleyerek “düşmanlık” ortamı yarattı.
Şöyle bir hafızamızı yoklayalım. 2011 Suriye krizi öncesine bakalım.
AKP’nin bu 4 ülkeden hiç şikayeti var mıydı?
***
Temel gerçek şu:
Bölünme tehdidi altındaki ülkeler bölücülüğün esas destekçisi olmaz.
Ortak tehdit, sonunda birleştirir.
Bölgemizin geleceği de budur.
Rafet BALLI- Aydınlık/08.03.2016