Rusya, Suriye’deki güçlerinin büyük bir kısmını çekmeye başladığını açıkladı. Bu ne anlama geliyordu? Rusya’nın Suriye’den el çektiği anlamına mı geliyordu? Yoksa Rusya stratejik olarak ve daha uzun vadeli mi düşünüyordu? Burada kalmanın kendisine ve Suriye’ye daha fazla bir kazanç sağlamayacağını mı değerlendiriyordu. Bütün bu soruların tamamına evet dememiz mümkün.
Rusya bütün dünyaya Ortadoğu’daki ve Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını korumakta kararlı olduğunu ve kendisinin yer almadığı bir denklem kurulmasının mümkün olamayacağını gösterdi. İstediği anda dengeleri değiştirme gücü olduğunu ispat etti. Esad’ın yanında yer alarak Suriye’nin silahlı muhaliflere karşı üstünlük sağlamasına yardımcı oldu ve Suriye’nin bütünlüğünü temin edecek yolu açtı. Cenevre görüşmelerinde istediği avantajı yakaladı ve ABD ve bölgesel güçlere isteklerini kabul ettirdi. Lazkiye ve Tartus üslerini güvenceye aldı. Ateş kesin uygulanmasında önemli bir rol oynadı. Bu hareketiyle dünya kamuoyunda önemli bir prestij kazandı, Türkiye ile yumuşama için önemli bir adım attı. Ortadoğu barış projesi için kritik bir dönem başlattı ve ilk adımı attı.
Rusya için önemli olan bir konu da Suriye’de bulunan teröristlerin Ukrayna’ya gitmeleri ve önümüzdeki dönemde doğu Ukrayna ve Kırım’da radikal dinci terör eylemleri için hazırlık yaptıkları istihbaratının alınmasıdır. Rusya kısa vadede Ukrayna üzerinden kendisine yönelik terör eylemlerini beklemektedir. Buna karşı tedbir almak ve daha elastiki hareket etmek için stratejisinin gerektirdiği taktik bir hareket tarzını belirlemiş ve uygulamaya sokmuştur.
Diğer taraftan Ukrayna’da Dinyeper nehri kıyılarında bulunan bazı fabrikalar bölgesinde teröristlere ait kampların bulunduğu ve teröristlerin buralarda dönemler halinde eğitildiği söylenmektedir. Bu konuda Türkiye’nin dahli olduğu da ima edilmektedir. Eğer böyle bir şeye Türkiye karıştırılıyorsa bu ülkemiz için çok büyük bir risktir. Rusya’nın güvenlik ve beka konusundaki tehditlere daha geniş bir perspektiften baktığı ve buna uygun tedbirler aldığı unutulmamalıdır. Türkiye böyle bir mücadelede Rusya karşısında yer almamalıdır. Bu tür tehlikeli girişimlerden uzak durmalıdır.
Daha önce de bu sütunda belirttiğim gibi Türkiye, Rusya ile ilişkileri tekrar düzeltmeli ve diyalog başlatılmalıdır. İki ülkenin ortaklaşa çözüm üretebileceği çok sayıda bölgesel sorun vardır. Bu sorunlar Türkiye ve Rusya işbirliği olmadan çözülemez. Bunları sadece güvenlik sorunları ile sınırlayamayız. Ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunlar, mülteciler, kaçakçılık vb. sorunlar da iki ülkenin birlikte çözüme kavuşturacağı konulardır.
Mevcut durumda siyasi ya da diplomatik ilişkiler geliştirilinceye kadar, BLACKSEAFOR ve BLACKSEA HARMONY ile ilgili olarak Rusya Silahlı Kuvvetleri ve TSK arasında bir diyalog başlatılmasının ( Tabii başlangıçta iki ülkenin deniz kuvvetleri arasında bir diyalog) iki ülke arasındaki ilişkilerin tekrar başlatılmasına ve geliştirilmesine zemin oluşturacağını değerlendiriyorum. Bu konuda iki tarafın askerlerini de göreve çağırıyorum.
İsmail Hakkı PEKİN
Aydınlık/17.03.2016