2 Mart 2016 Çarşamba

Ateş kes(me) ve Suriye’nin dayattığı çözüm


Uluslararası Suriye Destek Grubu Eş-Başkanları sıfatıyla ABD ve Rusya Federasyonu (RF), tarafından kabul edilen ve BM Güvenlik Konseyi 26 Şubat 2016, 2268 sayılı Suriye’de ateşkesin yürürlüğe girmesi kararı dün başladı. Bu karara binaen “terörist” yapılanma olarak kabul edilen IŞİD, El-Nusra ve diğer terör örgütleri bu antlaşmanın dışında tutulacak. Askeri operasyonlar bu örgütlere karşı devam edecek. 

Kabul edilmesi Suriye’de Ateşkes umutlarını artırmaya katkıda bulunmuş olsa da, kararın uygulanmasında çok önemli zorluklarla yüz yüze kalacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta bu karara rağmen, yeni süreç bağrında nasıl bir Suriye isteniyor bağlamında ciddi bir siyasi çatışma ve bundan kaynaklı daha tehlikeli bir savaş ihtimali taşıyor. Burada anahtar kelime, Şam Ahalisi İçin El-Nusra Cephesidir

EL NUSRA’NIN İLİŞKİ ZİNCİRİ

El-Nusra, BM Güvenlik Konseyi kararına binaen terörist bir örgüt... ABD Dışişleri Bakanlığı 16 Mayıs 2013’te El-Nusra örgütünü terörist bir yapılanma olarak kabul etmiş, örgütün Emiri El-Culani’yi ise, “özel olarak tasarlanmış global terörist” ilan etmiştir. 

Irak el-Kaide’si olarak zuhur eden örgüt, 2012’den itibaren Lübnan ve Suriye’de silahlı faaliyetlerine hız verdi. Lazkiye, İdlib ve Halep vilayetlerine yönelik başlattığı “başarılı” saldırılar ile gündeme oturdu. Halep-Lazkiye arası sınır hattında bulunan örgütler arasında en etkili silahlı yapılanma. BM ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilmesine karşın, başta Türkiye’nin, Suriye sahasında desteklediği örgütlerin ama özellikle bu yapılanmaların çatı örgütü olan İslami Cephe’nin müttefikidir. El-Nusra’nın öncülüğünde İslami Cephe Nisan 2015’ten itibaren İdlib ve Cisr El-Şuğur bölgesinde güçlü bir hâkimiyet kurdu. 

El-Nusra Cephesi, İslami Cephe, Şam İslam Hareketi, Aksa Askerleri, Ansar El-Şam, Suriye Türkmen Tugayları, Özgür Suriye Ordusu ve sahada daha nice farklı isimlerle hareket eden örgütler ile ittifak halindedir. Bu örgütler Türkiye, Suudi ve Katar hanedanlıkları ile kuvvetli bir ilişki halindedir. El-Nusra bu lahzada Türkiye Suriye hudut bölgesinde ve Kilis ile Lazkiye’nin Kuzey attında aktif haldedir. 

ABD El-Nusra’yı terörist olarak kabul etmesine rağmen terörist olarak görmediği örgütlerin El-Nusra ile askeri ittifaklar yapması ve ortak cepheler kurmasına engel olmuyor. ABD, sahada üstünlük sağlayan El-Nusra olmadan diğer örgütlerin Suriye ordusu ve müttefikleri önünde duramayacaklarını biliyor. Türkiye, El-Nusra ve IŞİD’i terörist kabul etmesine rağmen İslami Cephe ve Türkiye hududunda aktif halde olan diğer örgütlerin El-Nusra ile müttefik olmasına engel olmuyor. Buna müdahale ettiği zaman Suriye ordusu ve müttefikleri artı bu bölgeye sarkmak isteyen PYD-YPG’nin önünde duramayacağını biliyor. 

OPERASYONLAR DEVAM EDECEK

Şimdi bu tablo ile ateşkes kararının verdiği hakkı kullanarak Suriye ordusu, Rusya ve sahadaki müttefikleri, El-Nusra, IŞİD ve bunlarla hareket eden tüm yapılanmalara karşı operasyonlarına devam edecek. Ateşkes’ in ilan edildiği saatlerde IŞİD, YPG’nin kontrolünde olan Urfa-Akçakale’nin karşısında yer alan Tel Abyad’a geniş bir saldırı başlattı. Suriye ordusu ve Rusya Hava Kuvvetleri bir günlük istirahat ve gözetleme kararı aldı. Ardından özellikle Türkiye’ye sınırı olan Halep-Lazkiye hattında askeri cerrahiye devam edecek.

YPG KONUSUNDA YENİ SAYFA AÇILIR MI?

Dünya ateşkesi konuşurken, ABD Özel Kuvvetleri’nin, TBMM’den tezkere çıkarılmadan, silahları ile birlikte Türkiye’ye gelmesinin önünü açan yasa tasarısı sessiz sedasız komisyondan geçirildi. Bu tasarıya binaen ABD Özel Kuvvetleri ve TSK arasında süresiz işbirliği talep ediliyor. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph F. Dunford, Haseke ilinin güneyindeki Şeddadi kasabasının terör örgütü IŞİD’den temizlenmesinin ardından, hedeflerinin Rakka olduğunu söyledi. Suriye ordusunun Rakka için yaptığı hazırlıkları bilen ABD’nin esas amacı, Suriye ordusu buraya ulaşmadan kenti YPG ile ele geçirmek. Ancak Kürt silahlı güçlerin Rusya ile flört ve işbirliği etmesi, YPG konusunda sıkıntılı olan Türk-ABD ilişkilerinde yeni bir sayfa açabilir. Kerry, Güvenli bölge hususunun yeniden gündeme alınabileceğini tesadüfen telaffuz etmiyor. Temsilciler Meclisi’nde konuşan NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı General Philip Breedlove, ABD Avrupa Komutanlığı (EUCOM) ve NATO’nun Rusya ile savaşmaya hazır olduğunu belirterek, “Gerekirse saldırırız ve galip geliriz” diyor. 

SONER YALÇIN’IN AÇIKLAMALARI GERÇEĞE AYKIRI

Çok denklemli, çok karmaşık bir süreç olarak görülmesine rağmen aslında cepheler çok net ortada. Bir tarafta Suriye’yi Irak misali etnik veya mezhepsel temelde bölmek isteyen ABD, Suudi-Katar hanedanlıkları ve müttefikleri ile egemen, güçlü ve bağımsız bir Suriye dışında alternatifi ve seçim hakkı olmayan Rusya, İran ve Çin. Erol Manisalı’nın Rusya’yı BOP içinde telaffuz etmesi, Soner Yalçın’ın Rusya’yı ABD’nin yanında bir Türk-Kürt Federasyonuna mecbur edecekler açıklamaları, Suriye gerçeğine ve eşyanın tabiatına aykırıdır. 

Esad’ın açıklamaları ve en nihayet BAAS partisinin ülke çapında başlattığı siyasi faaliyetlerde Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat’ın slogan haline getirdiği, güçlü, egemen ve bağımsız Suriye için sonuna kadar mücadele formülü Türkiye’nin kabul etmesi gereken en sağlıklı çözümdür.


Mehmet YUVA- Aydınlık/28.02.2016