YPG tarafından haksız bir şekilde el
konulduğu söylenen, Haseke’deki Amal Süryani İlkokulu.
Suriye’deki Süryani ve Ermeni kurumları ortak bir bildiri
yayınlayarak, Kürt güçlerinin Suriye’nin Haseke ilinde özel mülkleri gasp
ettiğini ileri sürdüler.
Bildiride imzası bulunan 18 kurum, Demokratik Birlik
Partisi’nin (PYD) ve Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) adını zikrederek, Kürt
güçlerini insan haklarını ihlal etmek, özel mülkü gasp etmek, zorla askere
almak, haksız vergi koymak ve kilise okullarının müfredatına müdahale etmekle
suçladı.
Hükümete mektup
Son dönemde, YPG’nin ‘terk edilmiş göçmen mülkü’ adı
altında, iç göçle yer değiştirmek zorunda kalan Süryanilere ait mülklere el
koyma kararı aldığı ileri sürülürken, Süryani ve Ermeni kiliseleri, siyasi ve
sivil kuruluşlar, bu karara karşı bir mektup yazarak, şunları dile getirdi:
“Dört yıldan fazladır ülkemiz
Suriye, trajik olaylarla boğuşuyor. Savaşın getirdiği yıkım ve terörizm, bütün
etnik toplumların acı çekmesine neden oldu. Fakat Cezire’de yaşayanlar olarak
bizler, bölgemizdeki çeşitli gruplarla beraber barış içinde yaşama ideallerini
koruduk. Olağanüstü durumlardan ötürü aklımızda güvenlik fikriyle, bazı
kurumlarla beraber yerel özyönetim oluşturuldu. Fakat bu yönetimin kuralları ne
düzgün şekilde hazırlandı, ne de etraflıca ele alındı. Bu bazı etnik gruplar
arasında endişelere yol açıyor. Bunlar olurken resmî otorite hâlâ idari,
hukuki, askerî ve mali görevlerini yerine getirmeye devam ediyor.”
Göçmen Mülkü Kanunu
Bölgedeki Hıristiyan toplumu temsilcileri, ‘Göçmen
Mülkü Kanunu’ hakkında başlıca şu kararları aldı:
· Bahsedilen
‘Göçmen Mülkü Kanunu’, bir insan hakları ihlalidir, en temel hak olan mülkiyet
hakkını çiğnemektedir.
· Hiçbir
koşulda, hiç kimse, sadece evini terk ettiği için ‘hain’ ilan edilemez.
· ‘Göçmen
Mülkünün İdaresi ve Yeniden Dağıtımı Kurumu’nu oluşturmaya yönelik çabalar,
ihtiyacı olanlara yardım adı altında yürütülen bir mülkiyet gaspıdır.
· Bahsedilen
bu düzenlemeler, tüm Cezire Kantonu’nda uygulanan ‘Maliklik Kanunu’natehlikeli
bir öncelik doğuruyor. Ek olarak, bu kademeli olarak yerli Hıristiyan
toplumları merkezine alan bir demografik değişiklik yaratacak. Bölgedeki toplam
özel mülkün yüzde 35’i Hıristiyanlara aitken, bu mülklere el koymak, hem
kaçanlar, hem de kalanlar arasında haklı endişelere neden olacak, kaçanların
geri dönüşünü tümden engelleyecektir.
· Pek çok
yerli Hıristiyan’ın aldıkları karar doğrultusunda mülklerini satmaması ya da
mülkleradına temsilci tayin etmemesi, tamamen devlet hukukuna ve uluslararası
hukuka uygundur. Bu kararın yasa dışı olduğunu söylemek hatalıdır.
Hıristiyan toplumu temsilcileri, mülk konusu dışında,
PYD ve YPG’yi zorla askere almak, haksız vergi koymak ve kilise okullarının
müfredatına müdahale etmekle de suçluyor.
‘İzin ve lisans alma işlemi, yeni izin ve lisans
ücretleri ve vergileri’ uygulamasının yasa dışı olduğunu ifade eden
temsilciler, hâlihazırda bulunan izin ve lisans belgelerinin Suriye’deki resmî
otoriteler tarafından verildiğini ve ek vergi ve ücret talep etmenin haksız
olduğunu belirtiyor.
‘Askere alma yasası’ ve kilise eğitim kurumlarına
yapılan müfredat müdahalesi de eleştiri konusu… Hıristiyan kurumları, Cezire
Kantonu yönetiminin Hıristiyan kurumlarına baskı yapmasını, Hıristiyan
toplumunun eğitim-öğretim faaliyetlerine karşı müdahale olduğunu ifade ediyor.
Ortak bildiriye imza atan Hıristiyan kurumları şu
şekilde:
Süryani
Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi, Cezire ve Fırat Ermeni Kilisesi
Önderliği, Kamışlı’daki Suriye Keldani Kilisesi, Süryani Doğu Kilisesi, Kadim
Süryani Doğu Kilisesi, Süryani Katolik Kilisesi, Süryani Ortodoks Sivil Barış
Komitesi, Ulusal Evanjelik Kilisesi, Süryani Demokratik Organizasyonu, Arami
Özgür Parti, Süryani Kırsal Tarım Arazileri Komitesi, Hıristiyan Kent Birliği,
Suriye Ana Gençlik Derneği, Ulusal Uzlaşma Gençlik Enstitüsü, Suriyeli Hıristiyan
Gençliği Merkezi…
05.11.2015