10 Mart 2016 Perşembe

Kobani deneyimi Sur sokaklarında

Türkiye’nin güneydoğusundaki şehirlerde süren çatışmalarda en çok dikkat çeken PKK’ya yakın grupların şehir savaşı yürütmesi. Türk yetkililere göre çatışanlar Kobani’de IŞİD’e karış savaşan gruplar. Bölgeyi bilenlere göre iki taraf arasında etkileşim var.

Tarih 19 Şubat 2016,
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde güvenlik güçleri ve PKK’ya yakın gruplar arasındaki çatışmalar sürerken, çatışma bölgesinden bir göçük haberi geldi. Özel kuvvetler timinin girdiği bir binanın yıkılması sonucu enkaz altında kalan üç asker yaşamını yitirdi. Resim açıklamalarda binanın neden yıkıldığı belirtilmedi. Ancak güvenlik kaynakları binanın daha önce tuzaklanmış bir bombanın patlatılması sonucu çöktüğünü söylüyordu.

Bu olay, akıllara 25 Haziran 2015’te IŞİD’in Kobani’ye saldırısı sırasında yaşanan bir başka olayı getirdi. IŞİD militanları tarafından ele geçirilen Mıştenur hastanesi YPG tarafından, içindekilerle birlikte bombayla havaya uçuruldu.

İki olayın benzerlikleri hemen göze çarpıyordu. Peki Türkiye’nin güneydoğusunda güvenlik güçleriyle çarpışan PKK’nın gençlik örgütü YPS- eski adıyla YDG-H- üyeleri bu taktikleri nereden öğrenmişti?

Mardin’in Nusaybin ilçesindeki barikatların önünde Fransız Le Monde gazetesinin sorularını yanıtlayan YPS’nin Xebat kod adlı üyesinin açıklamaları, bu soruya yanıt olabilecek nitelikte.

Kobani’de savaştıktan sonra Türkiye’ye geldiğini söyleyen Xebat,

“Kobani’de öğrendiklerimizi burada kullanıyoruz. Rojava’da şehir savaşını öğrendik. Tünel, barikat, bomba, tuzaklama her şeyi Kobani’de öğrendik” dedi.

Çatışmaların yaşandığı Güneydoğu illerinden basına yansıyan görüntülerde de Kobani ile olan benzerlik hemen göze çarpıyor. Sokakların tuzaklanması, keskin nişancılara karşı perdelerin çekilmesi, evlerden evlere geçiş için gedikler açılması, havadan keşfe karşı yatay perdelerin çekilmesi gibi… YPG’nin IŞİD’e karşı kullandığı bu taktikleri şimdi YPS Türk güvenlik güçlerine karşı kullanıyor. Peki, Türk yetkililerin söylediği gibi Türkiye’de çatışanlar YPG’li mi ya da YPG tarafından eğitildi mi?

İki ayı savaş sırasında Kobani’de olmak üzere iki yıl Suriye’de kalan gazeteci İsmail Eskin iki çatışma arasında birçok benzer yön bulunduğu görüşünde. Savaş başlamadan Kobani’nin hem çevresinde hem içinde hendekler kazıldığını söyleyen Eskin şehir savaşını bilen El Ekrad adlı grubun yardıma gelmesiyle savaşın seyrinin değiştiğini söyledi.

Eskin Al-Monitor’a şöyle konuştu:

El Ekrad grubu Türkmen, Arap, Kürtlerden oluşuyordu. Halep’te varlığını sürdürüyordu. O grup Kobani’ye geldikten sonra ilk yaptığı iş büyük perdeler asmak oldu. IŞİD oraya saldırırken belli şeyleri engellemek için perde astı, tuzaklamalar yaptı. Bunun çok etkisi oldu. Perdeyi keskin nişancıları engellemek, savaşçıların ve halkın dolaşmasını kolaylaştırmak, içeride ne olup bittiğini görünmemesini sağlamak için yaptılar. Sur’dakilerin daha büyüğü ama aynı mantıkla yapıldı. Perdenin önünde barikat vardı, barikatın içinde patlayıcı vardı. Balyozla evlerden evlere geçiş yaptılar. Duvarları delip geçiyorlardı”.

Kobani savaşı sırasında YPG içinde savaşan bazı kişilerin şu anda Türkiye’de olduğunu belirten Eskin, bu sayede taktiklerin Türkiye’ye taşındığı görüşünde:

YPG nereye patlayıcı koyacağını, nerede duracağını El Ekrad’tan öğrendi. Orada deneyim paylaşımı oldu onlardan öğrendi. Birebir eğitim verilmedi çünkü koşullar yoktu. Rojava’da savaşmış kişileri Cizre’de Sur’da Silvan’da gördüm . Bunlar ne YPG’li, ne PKK’liydi. Silvan’ın kendi halkıydı. YPG’nin çağrısı üzerine gidip savaşmış, Kobani kurtulduktan sonra geri gelmiş, hayatına devam etmiş kişiler. Şimdi YPS içindeler. Ayrıca kullandıkları taktikler arasında sadece YPG’nin değil IŞİD’in taktikleri de var. IŞİD’in YPG’ye karşı kullandığı taktikleri şimdi YPS kullanıyor. Bomba yapımları, özellikle hendeklere konulan patlayıcıların şekilleri, tuzaklama mantığı IŞİD mantığıdır”.

Kobani’de yaşananları gözlemleyenlerden biri de gazeteci Kerem Çelik. Belgesel çekimi için iki ayını Kobani’de geçiren Çelik de Halep’ten gelen grubun savaşın seyrini değiştirdiği görüşünde.

Çelik Al-Monitor’a şu bilgileri verdi:

“İlk dönemlerde çok büyük tecrübesizlik vardı. 20 yıl çatışanlar dahi çok profesyonel değildi. İlk günlerde kentin çevresinde hendek kazıldı. Halep’te uzun süre kalan grup vardı. Bunlar uzun süre IŞİD’e karşı savaşan bir gruptu. Kobani‘de savaşın seyrini değiştiren bu grup oldu. Kent savaşını bilen gruptu. Rojava süreci başlar başlamaz Halep’in Şex Meksut mahallesinde savaşmış bir gruptu. Halep grubu kent savaşına alışkındı, tecrübelerini önce bu yeni insanlara aktardı. 20 yıldır dağda savaşan ve gelen insanların buluştuğu noktaydı Kobani. 20 yıllık tecrübesi olan kişi üç saatte ölüyordu”.

Halep grubunun gelmesiyle savaşın seyrinin değişmesinin ardında iki temel nokta olduğunu söyleyen Çelik bunları şöyle açıkladı:

“Birincisi Orta Doğu’da evler yan yanaydı. Evler ve bahçeler içinde kanal açıyorlardı, keskin nişancıların hedefi olmamak için. İkincisi ise sokak perdelemek. Yüksek binaların olmaması kent savaşında etkiliydi. Orada 4-5 katlı binalardan yüksek bina yok. Tepe yerleri yüksek mevzileri kim kaparsa, tankı topu olan keskin nişancıları güçlü olanlar avantajlıydı. Kent perdelemeleri ve hendekler geçişi engelliyordu. Ağır silahlar giremeyince militanlar giriyordu, onlar da vuruluyordu. Kendi deneyimlerini YPG’ye aktardılar. Halep grubu geldikten sonra, evlerden delikler açıp başka yerlere geçip pusu atabiliyorlardı. Bir battaniyenin üç yüz kişinin hayatını kurtarabildiğini söyleyebilirim. Keskin nişancılara karşı büyük avantajdı. IŞİD’in terk ettiği yerlerde tuzaklama yapıyorlardı. Buna karşı Halep’ten gelen gruplar bir evin nasıl tuzaklandığını öğretti”.

İki örgütün stratejilerinin hemen hemen aynı olduğuna dikkat çeken Çelik şöyle devam etti:
“YPS, Nusaybin, Cizre, Kızıltepe gibi Rojava sınırına komşu kasabalarda var, bu nedenle etkilenmemiş olması imkansız. Sadece YPG değil IŞİD’den öğrenilen taktiler de var. Bence kendini eğiten çocuklar var bunların içinde. O süreci görmüş, profesyonel anlamda izlemiş kişiler bunlar. Ancak mesela tuzaklamayı etkilenme ile öğrenmiş olamazlar, etkilenenler kadar eğitim alanlar da olmuş olabilir. Oraya gidip gelmiş insanlar olduğu aşikar. Kobani’den önce kimse perdelemeyi bilmiyordu. Eskiden sadece molotof atanlar vardı, şimdi bomba yapanlar var. Bunların oradan buraya yansıdığı aşikar. Gidip gelenlerin payı çok”.

İki tarafta kullanılan taktikler kadar çatışmaların ortaya çıkardığı sonuçlar da bir birine benziyor. Göçler ve birçok benzer savaş araçlarının kullanılması sonucu yaşanan yıkım gibi, ancak Kobani’den farklı olarak Türkiye’de hava bombardımanı yapılmadı. Sur’dan ve çatışmaların olduğu diğer yerlerden yansıyan görüntüler bunu açıkça gözler önüne seriyor. İki örgüt arasında doğrudan bir bağ olmasa da, etkileşim olduğu açıkça görülüyor.


Mahmut BOZARSLAN- Mart 7, 2016 /ALMONITOR