Rusya, Ukrayna ve Önceden Belli Bir Savaşın Tarihçesi
1989'da Doğu Avrupa'daydım,
Sovyetler Birliği'nin çöküşüne yol açan kemikleşmiş komünist diktatörlükleri
deviren devrimleri haberleştiriyordum. Umut zamanıydı. NATO, Sovyet İmparatorluğu’nun
dağılmasıyla birlikte hükümsüz hale geldi. Başkan Mihail Gorbaçov, Rusya'yı
da içerecek yeni bir güvenlik paktı kurulması amacıyla Washington ve Avrupa ile
iletişime geçti. Reagan yönetimindeki Dışişleri
Bakanı James Baker, Batı Almanya Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich
Genscher ile birlikte Sovyet liderine, Almanya birleşirse NATO'nun yeni
sınırların ötesine yayılmayacağına dair güvence verdi. Yine, Büyük Britanya ve Fransa tarafından verilen NATO'yu
genişletmeme taahhüdü, yeni bir küresel düzenin habercisi gibi görünüyordu. “Barış payı”nın önümüzde sallandığını, Soğuk Savaş'ı karakterize
eden silahlara yapılan büyük harcamaların, ordunun doymak bilmez iştahını
beslemek için uzun süredir ihmal edilen sosyal programlar ve altyapı
harcamalarına dönüştürülebileceği umudunu gördük.
O zamanlar diplomatlar ve siyasi liderler
arasında, NATO'yu genişletmeye yönelik herhangi bir girişimin, aptalca ve
Rusya'ya karşı, Soğuk Savaş'ın sonunda sevindirici bir şekilde ortaya çıkan
bağları ve yükümlülükleri ortadan kaldıracak yersiz bir provokasyon olduğu
konusunda neredeyse evrensel bir anlayış vardı.
Ne kadar
saftık. Savaş endüstrisi, gücünü ya da kârını küçültmek niyetinde değildi; hiç
vakit kaybetmeden, eski Komünist Blok ülkelerini Avrupa Birliği ve NATO'ya
katmak için yola çıktı. Şu anda Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti,
Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya,
Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya gibi NATO'ya katılan
ülkeler, NATO askeri donanımı ile uyumlu hale gelebilmek amacıyla, genellikle ağır
krediler yoluyla ordularını yeniden yapılandırmak zorunda kaldılar.
“Barış payı”
(yani, savunma
harcamalarının eğitim ve sağlık gibi barış zamanı harcama kalemlerine
aktarılması) olmayacaktı. NATO'nun
genişlemesi, Soğuk Savaş'tan çıkar sağlayan şirketler için hızla milyarlarca
dolarlık bir ganimet haline geldi. Örneğin Polonya, M1 Abrams tanklarına ve
diğer ABD askeri teçhizatına 6 milyar dolar harcamayı kabul etti. Rusya
tekrar düşman olmayı kabul etmiyorsa, o zaman düşman olmaya zorlanacaktı. Ve
işte buradayız. W.H.Auden'in yazdığı gibi, küçük çocuklar sokaklarda ölürken,
yalnızca savaş endüstrisinin kâr edeceği bir başka Soğuk Savaş'ın eşiğinde…
NATO'yu Rusya
sınırlarına kadar zorlamanın sonuçları (şu anda Polonya'da Rusya sınırından 100
mil uzakta bir NATO füze üssü var), siyasete yön verenler tarafından iyi
biliniyordu. Ancak yine de bunu yaptılar. Jeopolitik bir anlamı
yoktu; ancak ticari bir anlamı vardı. Ne de olsa savaş bir
iştir ve çok kazançlı bir iştir. Hiçbir zaman kazanamayacağımız, bizi bataklığa sokan nafile bir
savaşa girdiğimizin birkaç yıl sonra anlaşılmış olmasına ve bu konuda yaygın bir fikir birliği olmasına rağmen,
Afganistan’da niçin 20 yılımızı harcadığımızın nedeni budur.
WikiLeaks tarafından sızdırılan
ve yayımlanan, Moskova’dan, ABD Genelkurmay
Başkanlığı’na, NATO-AB İşbirliği’ne, Ulusal Güvenlik Konseyi’ne, Rusya Moskova
Siyasi Kollektifi’ne, Savunma Bakanlığı’na ve Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen
1 Şubat 2008 tarihli bir gizli diplomatik belgede, NATO'nun
genişlemesinin, özellikle Ukrayna konusunda Rusya ile er geç bir çatışma riski
taşıdığı konusunda kesin bir anlayış vardı.
Belgede, “Rusya, yalnızca (NATO
tarafından) kuşatılma ve Rusya'nın bölgedeki etkisini zayıflatma çabalarını
algılamakla kalmamakta, aynı zamanda Rusya'nın güvenlik çıkarlarını ciddi
şekilde etkileyecek öngörülemeyen ve kontrolsüz sonuçlardan da korkmaktadır”
yazıyor.
“Uzmanlar bize, Rusya'nın, Ukrayna'da
NATO üyeliği konusundaki güçlü bölünmelerin ve etnik Rus topluluğunun çoğunun
üyeliğe karşı olmasının, şiddeti veya en kötü ihtimalle iç savaşı da kapsayacak
büyük bir bölünmeye yol açabileceğinden özellikle endişe duyduklarını söylüyorlar. Bu durumda, Rusya
müdahale edip etmeyeceğine karar vermek zorunda kalacak; bu da, Rusya’nın karşı
karşıya kalmak istemediği bir karar… Carnegie Moskova Merkezi Başkan
Yardımcısı Dmitri Trenin, Ukrayna’nın, NATO üyeliği konusundaki
arayışının tetiklediği duygu ve sinirlilik düzeyi göz önüne alındığında, uzun
vadede ABD-Rusya ilişkilerinde potansiyel olarak en istikrarsızlaştırıcı faktör
olduğu konusundaki endişesini dile getirdi... Üyelik, Ukrayna iç siyasetinde
bölücü bir unsur olmaya devam etmesi nedeniyle, Rus müdahalesi için açık bir
alan yaratmıştır. Trenin, ABD’nin
muhalif politik güçleri açıkça teşvik etmesinin, Rus müesses nizamı içindeki
unsurları tahrik ederek karışmaya isteklendireceği, ABD ve Rusya’yı klasik bir
cepheleşme durumuna bırakacağı konusunda kaygılarını ifade etmiştir.”
Obama yönetimi, Rusya ile gerilimi daha da artırmak istemediği
için, Kiev'e silah satışını engelledi. Ancak bu ihtiyatlı
davranış, Trump ve Biden yönetimleri tarafından terk edildi. ABD
ve Büyük Britanya'dan gelen silahlar, vaat edilen askeri yardımın 1,5 milyar
dolarlık kısmının bir parçası olarak Ukrayna'ya akıyor. Ekipman,
Moskova'nın tekrarlanan protestolarına rağmen, yüzlerce sofistike Javelin
füzesini ve NLAW tanksavar silahlarını içeriyor.
ABD ve
NATO müttefiklerinin Ukrayna'ya asker gönderme niyeti yok. Aksine,
Rusya ile Gürcistan arasındaki 2008 ihtilafında yaptığı gibi, ülkeyi silahlarla
dolduracaklar.
Ukrayna'daki
çatışma, Gabriel Garcia Marquez'in
"Kırmızı Pazartesi" adlı romanını yansıtıyor. Romanda,
anlatıcı tarafından “daha önce hiç bu kadar önceden bildirilen bir ölüm
olmadığı” kabul edilir, ancak hiç kimse onu durdurmayı başaramaz veya istemez. 1989'da
Doğu Avrupa'dan haber yapan hepimiz Rusya'yı kışkırtmanın sonuçlarını
biliyorduk ama yine de çok azı bu çılgınlığı durdurmak için sesini yükseltti. Savaşa
yönelik sistemli adımlar, bizi uyurgezerler gibi felakete doğru götürerek, artık
kontrol edemeyecekleri duruma geldi.
NATO Doğu
Avrupa'ya yayıldığında, Clinton
yönetimi Moskova'ya, NATO muharebe birliklerinin Doğu Avrupa'da
konuşlandırılmayacağına dair söz verdi; 1997 NATO-Rusya Karşılıklı İlişkiler
Kurucu Yasası'nın belirleyici konusu… Bu sözün yine yalan
olduğu ortaya çıktı. Ardından 2014 yılında ABD, Avrupa Birliği yerine
Rusya ile ekonomik bir ittifak kurmaya çalışan Ukrayna Devlet Başkanı Viktor
Yanukoviç'e karşı bir darbeyi destekledi. Elbette,
Doğu Avrupa'nın geri kalanında görüldüğü gibi, Avrupa Birliği'ne entegre olduktan
sonraki adım NATO'ya entegrasyondur. Darbeden korkan Rusya, AB ve NATO'nun
teklifleri karşısında alarma geçti, ardından büyük ölçüde Rusça konuşanların
yaşadığı Kırım'ı ilhak etti.
Ve bizi şu anda Ukrayna'da sürmekte olan
çatışmaya götüren ölüm sarmalı durdurulamaz hale geldi.
Savaş
devletinin ayakta kalabilmesi için düşmanlara ihtiyacı var. Düşman
bulunamadığında “bir düşman” üretilir. Putin,
Senatör Angus King'in sözleriyle yeni Hitler, Ukrayna'yı ve Doğu Avrupa'nın
geri kalanını ele geçirmek için meydana çıktı. Basın tarafından utanmazca
yankılanan, tüm gücüyle attığı savaş çığlıkları, tarihsel koşulların çelişmesini
boşaltarak, bizleri kurtarıcılar olarak yücelterek ve Saddam Hüseyin'den
Putin'e, biz kime karşı çıkarsak yeni Nazi lideri olarak yücelterek haklı
çıkıyor.
Basın
tarafından utanmazca yankılandırılan tüm gücüyle atılmış savaş çığlıkları,
tarihsel bağlamından kopartılarak, Saddam Hüseyin’den Putin’e, biz kime karşı çıkıyorsak, yeni Nazi lideri ve
bizleri de kurtarıcılar olarak yücelterek meşrulaştırılmaktadır.
Chris Hedges/mintpress news/25 Şubat 2022
Pulitzer ödüllü bir gazeteci olan Chris Hedges, The New York Times’da on beş yıl boyunca dış muhabir, gazetenin Orta Doğu Büro Şefi ve Balkan Büro Şefi olarak görev yaptı.