3 Mart 2022 Perşembe

Rusya, Ukrayna ve Önceden Belli Bir Savaşın Tarihçesi

Rusya, Ukrayna ve Önceden Belli Bir Savaşın Tarihçesi


1989'da Doğu Avrupa'daydım, Sovyetler Birliği'nin çöküşüne yol açan kemikleşmiş komünist diktatörlükleri deviren devrimleri haberleştiriyordum. Umut zamanıydı. NATO, Sovyet İmparatorluğu’nun dağılmasıyla birlikte hükümsüz hale geldi. Başkan Mihail Gorbaçov, Rusya'yı da içerecek yeni bir güvenlik paktı kurulması amacıyla Washington ve Avrupa ile iletişime geçti. Reagan yönetimindeki Dışişleri Bakanı James Baker, Batı Almanya Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher ile birlikte Sovyet liderine, Almanya birleşirse NATO'nun yeni sınırların ötesine yayılmayacağına dair güvence verdi. Yine, Büyük Britanya ve Fransa tarafından verilen NATO'yu genişletmeme taahhüdü, yeni bir küresel düzenin habercisi gibi görünüyordu.Barış payı”nın önümüzde sallandığını, Soğuk Savaş'ı karakterize eden silahlara yapılan büyük harcamaların, ordunun doymak bilmez iştahını beslemek için uzun süredir ihmal edilen sosyal programlar ve altyapı harcamalarına dönüştürülebileceği umudunu gördük.

O zamanlar diplomatlar ve siyasi liderler arasında, NATO'yu genişletmeye yönelik herhangi bir girişimin, aptalca ve Rusya'ya karşı, Soğuk Savaş'ın sonunda sevindirici bir şekilde ortaya çıkan bağları ve yükümlülükleri ortadan kaldıracak yersiz bir provokasyon olduğu konusunda neredeyse evrensel bir anlayış vardı.

Ne kadar saftık. Savaş endüstrisi, gücünü ya da kârını küçültmek niyetinde değildi; hiç vakit kaybetmeden, eski Komünist Blok ülkelerini Avrupa Birliği ve NATO'ya katmak için yola çıktı. Şu anda Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya gibi NATO'ya katılan ülkeler, NATO askeri donanımı ile uyumlu hale gelebilmek amacıyla, genellikle ağır krediler yoluyla ordularını yeniden yapılandırmak zorunda kaldılar.

“Barış payı” (yani, savunma harcamalarının eğitim ve sağlık gibi barış zamanı harcama kalemlerine aktarılması) olmayacaktı. NATO'nun genişlemesi, Soğuk Savaş'tan çıkar sağlayan şirketler için hızla milyarlarca dolarlık bir ganimet haline geldi. Örneğin Polonya, M1 Abrams tanklarına ve diğer ABD askeri teçhizatına 6 milyar dolar harcamayı kabul etti. Rusya tekrar düşman olmayı kabul etmiyorsa, o zaman düşman olmaya zorlanacaktı. Ve işte buradayız. W.H.Auden'in yazdığı gibi, küçük çocuklar sokaklarda ölürken, yalnızca savaş endüstrisinin kâr edeceği bir başka Soğuk Savaş'ın eşiğinde…

NATO'yu Rusya sınırlarına kadar zorlamanın sonuçları (şu anda Polonya'da Rusya sınırından 100 mil uzakta bir NATO füze üssü var), siyasete yön verenler tarafından iyi biliniyordu. Ancak yine de bunu yaptılar. Jeopolitik bir anlamı yoktu; ancak ticari bir anlamı vardı. Ne de olsa savaş bir iştir ve çok kazançlı bir iştir. Hiçbir zaman kazanamayacağımız, bizi bataklığa sokan nafile bir savaşa girdiğimizin birkaç yıl sonra anlaşılmış olmasına ve bu konuda  yaygın bir fikir birliği olmasına rağmen, Afganistan’da niçin 20 yılımızı harcadığımızın nedeni budur.

WikiLeaks tarafından sızdırılan ve yayımlanan, Moskova’dan, ABD Genelkurmay Başkanlığı’na, NATO-AB İşbirliği’ne, Ulusal Güvenlik Konseyi’ne, Rusya Moskova Siyasi Kollektifi’ne, Savunma Bakanlığı’na ve Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen 1 Şubat 2008 tarihli bir gizli diplomatik belgede, NATO'nun genişlemesinin, özellikle Ukrayna konusunda Rusya ile er geç bir çatışma riski taşıdığı konusunda kesin bir anlayış vardı.

Belgede, “Rusya, yalnızca (NATO tarafından) kuşatılma ve Rusya'nın bölgedeki etkisini zayıflatma çabalarını algılamakla kalmamakta, aynı zamanda Rusya'nın güvenlik çıkarlarını ciddi şekilde etkileyecek öngörülemeyen ve kontrolsüz sonuçlardan da korkmaktadır” yazıyor.

“Uzmanlar bize, Rusya'nın, Ukrayna'da NATO üyeliği konusundaki güçlü bölünmelerin ve etnik Rus topluluğunun çoğunun üyeliğe karşı olmasının, şiddeti veya en kötü ihtimalle iç savaşı da kapsayacak büyük bir bölünmeye yol açabileceğinden özellikle endişe duyduklarını söylüyorlar. Bu durumda, Rusya müdahale edip etmeyeceğine karar vermek zorunda kalacak; bu da, Rusya’nın karşı karşıya kalmak istemediği bir karar… Carnegie Moskova Merkezi Başkan Yardımcısı Dmitri Trenin, Ukrayna’nın, NATO üyeliği konusundaki arayışının tetiklediği duygu ve sinirlilik düzeyi göz önüne alındığında, uzun vadede ABD-Rusya ilişkilerinde potansiyel olarak en istikrarsızlaştırıcı faktör olduğu konusundaki endişesini dile getirdi... Üyelik, Ukrayna iç siyasetinde bölücü bir unsur olmaya devam etmesi nedeniyle, Rus müdahalesi için açık bir alan yaratmıştır. Trenin, ABD’nin muhalif politik güçleri açıkça teşvik etmesinin, Rus müesses nizamı içindeki unsurları tahrik ederek karışmaya isteklendireceği, ABD ve Rusya’yı klasik bir cepheleşme durumuna bırakacağı konusunda kaygılarını ifade etmiştir.”

Obama yönetimi, Rusya ile gerilimi daha da artırmak istemediği için, Kiev'e silah satışını engelledi. Ancak bu ihtiyatlı davranış, Trump ve Biden yönetimleri tarafından terk edildi. ABD ve Büyük Britanya'dan gelen silahlar, vaat edilen askeri yardımın 1,5 milyar dolarlık kısmının bir parçası olarak Ukrayna'ya akıyor. Ekipman, Moskova'nın tekrarlanan protestolarına rağmen, yüzlerce sofistike Javelin füzesini ve NLAW tanksavar silahlarını içeriyor.

ABD ve NATO müttefiklerinin Ukrayna'ya asker gönderme niyeti yok. Aksine, Rusya ile Gürcistan arasındaki 2008 ihtilafında yaptığı gibi, ülkeyi silahlarla dolduracaklar.

Ukrayna'daki çatışma, Gabriel Garcia Marquez'in "Kırmızı Pazartesi" adlı romanını yansıtıyor. Romanda, anlatıcı tarafından “daha önce hiç bu kadar önceden bildirilen bir ölüm olmadığı” kabul edilir, ancak hiç kimse onu durdurmayı başaramaz veya istemez. 1989'da Doğu Avrupa'dan haber yapan hepimiz Rusya'yı kışkırtmanın sonuçlarını biliyorduk ama yine de çok azı bu çılgınlığı durdurmak için sesini yükseltti. Savaşa yönelik sistemli adımlar, bizi uyurgezerler gibi felakete doğru götürerek, artık kontrol edemeyecekleri duruma geldi.

NATO Doğu Avrupa'ya yayıldığında, Clinton yönetimi Moskova'ya, NATO muharebe birliklerinin Doğu Avrupa'da konuşlandırılmayacağına dair söz verdi; 1997 NATO-Rusya Karşılıklı İlişkiler Kurucu Yasası'nın belirleyici konusu… Bu sözün yine yalan olduğu ortaya çıktı. Ardından 2014 yılında ABD, Avrupa Birliği yerine Rusya ile ekonomik bir ittifak kurmaya çalışan Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'e karşı bir darbeyi destekledi. Elbette, Doğu Avrupa'nın geri kalanında görüldüğü gibi, Avrupa Birliği'ne entegre olduktan sonraki adım NATO'ya entegrasyondur. Darbeden korkan Rusya, AB ve NATO'nun teklifleri karşısında alarma geçti, ardından büyük ölçüde Rusça konuşanların yaşadığı Kırım'ı ilhak etti. Ve bizi şu anda Ukrayna'da sürmekte olan çatışmaya götüren ölüm sarmalı durdurulamaz hale geldi.

Savaş devletinin ayakta kalabilmesi için düşmanlara ihtiyacı var. Düşman bulunamadığında “bir düşman” üretilir. Putin, Senatör Angus King'in sözleriyle yeni Hitler, Ukrayna'yı ve Doğu Avrupa'nın geri kalanını ele geçirmek için meydana çıktı. Basın tarafından utanmazca yankılanan, tüm gücüyle attığı savaş çığlıkları, tarihsel koşulların çelişmesini boşaltarak, bizleri kurtarıcılar olarak yücelterek ve Saddam Hüseyin'den Putin'e, biz kime karşı çıkarsak yeni Nazi lideri olarak yücelterek haklı çıkıyor.

Basın tarafından utanmazca yankılandırılan tüm gücüyle atılmış savaş çığlıkları, tarihsel bağlamından kopartılarak, Saddam Hüseyin’den Putin’e, biz kime karşı çıkıyorsak, yeni Nazi lideri ve bizleri de kurtarıcılar olarak yücelterek meşrulaştırılmaktadır.

Chris Hedges/mintpress news/25 Şubat 2022

Pulitzer ödüllü bir gazeteci olan Chris Hedges, The New York Times’da on beş yıl boyunca dış muhabir, gazetenin Orta Doğu Büro Şefi ve Balkan Büro Şefi olarak görev yaptı.