SABAHATTİN ÖNKİBAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SABAHATTİN ÖNKİBAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mart 2014 Çarşamba

SABAHATTİN ÖNKİBAR / Kanlı seçime adım adım!

 
Melih Gökçek’in canlı yayınlarda habire suikast demesi ve isimler sayması tesadüf değil.
 
Aynı şekilde Mansur Yavaş’ın dün “Silahlı 100 kişi provokasyon için Ankara’ya geldi” şeklindeki bilgiye dayalı açıklamasının altı çizilmelidir.
 
Bazıları hala farkında değil.
 
Bu seçim Tayyip Erdoğan için olmak ya da olmamak anlamındadır.
 
Erdoğan seçimi kaybettiği taktirde yok olacağını biliyor.
 
Buradan hareketle zerre kuşkunuz olmasın önümüzdeki saatler seçim günü dahil pek çok dehşet ihtimal olasıdır.
 
Sınırsız bir para ile devlet gücünü elinde tutan irade sanıldığı gibi kurbanlık koyun misali halk iradesinin objektif tezahürünü beklemeyecek ve müdahaleler yapacaktır.
 
Evet AKP 1950’de CHP’nin yaptığı gibi iktidarını kansız devredecek gibi görünmüyor.
 
Ama 30 Mart, ama Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci ama genel seçimde maalesef büyük bir kargaşa mutlak gibidir.
 
Evet bugünkü görüntü ya da seyir itibarı ile AKP’nin kansız gideceğine dair bir belirti yoktur.
Peki önümüzdeki bir kaç gün içinde ne mi olur?
 
Eğer bu satırların yazıldığı saat sonrasında beklenen kasetler bir bir ortaya çıkar ve Erdoğan bir kere daha köşeye sıkışırsa çok şey olur.
 
Mesela Süleyman Şah Türbesi bahane edilerek Suriye’ye asker çıkarılır ve savaş durumu iddiası ile seçimlerin ertelenmesi gündeme getirilir ki MİT’in kontrolündeki IŞİD’ın böyle bir müdahaleye gerekçe hazırlayacağı kesindir.
 
Keza Tayyip Erdoğan’ın ayağına kurşun değecek şekilde çakma suikast hala ihtimaldir.
 
Buna ilaveten muhalefet liderlerine saldırı gözardı edilmemelidir. Dahası seçim günü onlarca merkezde sandık başı cinayetleri olabilir.
 
Hülasa seçimi gölgeleyecek her ihtimal akla getirilmelidir zira dediğimiz gibi AKP zirveleri kaybedeceğini anladığı an sınırsız imkanlarını seferber edeceklerdir.
 
Yasağı yasaklarım deyip kanuna ve hukuka açıktan meydan okuyan bir anlayış kendini kurtarma adına can havliyle her türlü çılgınlığı yapabilir.
 
Yazdıklarım tıpkı bir ay önce bunlar seçime günler kala sıkıştığında Suriye ile savaşı bile göze alırlar demem misali öngörülerimdir ve gerçekleşebileceği noktasında endişeliyim.
 
Peki bu işin nihayeti mi?
 
Böylesi metotlar ile iktidarda durulamaz.
 
AKP gitmesine gidiyor da kanlı mı gidecek kansız mı hadise odur...
 
AYDINLIK / 26.03.2014

25 Mart 2014 Salı

SABAHATTİN ÖNKİBAR/ ‘Seçimi kaybedeceğini anladığı an savaş bile çıkarır’

Deniliyor ki angajman kuralları ihlal edildi ve sınırımızı geçen Suriye uçağı onun için vuruldu. Pardon ama Suriye Genelkurmay’ı salak ya da Tayyip’e müttefik mi?
Öyle ya seçime birkaç gün kala sınır ihlali yapmak Erdoğan’a mukabele yani imajını düzeltme şansını vermek değil mi?
 
Düşen uçağın Suriyeli pilotu hastanede sınır ihlali yapmadığını ve 7 kilometre Suriye sınırının içinde olduğunu söylüyor.
 
Bir ayrıntı, ne hikmetse Suriye uçağının vurulma olayı canlı yayında kameralarla tespit ediliyor ve Anadolu Ajansı düşmekte olan uçağın fotoğraflarını çekiyor, ne büyük tesadüf!
 
Bu arada geçmişte sık sık PKK terörü siyasete malzeme yapılmamalı diyen Tayyip Erdoğan bu siyaset dışı konuyu bile seçim meydanlarında malzeme yaptı. Keza verilen talimat gereği olsa gerek haber kanalları gündemi yolsuzluklardan bu konuya kilitlemek için yayınları ile gün boyu çırpındılar.
 
Bütün bunlar kafa karıştıran şeyler!
 
Bir diğer konu Süleyman Şah türbesi olayı.
 
Irak-Şam İslam Devleti isimli örgütün seçime birkaç gün kala Türk toprağı sayılan bu türbenin boşaltılması için ültimatom vermesi bana çok manidar geldi zira IŞİD’i omuzlayan unsurlardan biri MİT’tir... Şimdi MİT’in çok iyi ilişki içinde olduğu bu örgüt Türk Devletini tehdit edince birden Tayyip Erdoğan’ı çok iyi tanıyan Abdüllatif Şener’in ettiği şu sözü hatırladım:
 
-”Tayyip Erdoğan seçimi kaybedeceğini anladığı an ülkeyi savaşa bile sokar.”
 
AYDINLIK / 25.03.2014

28 Şubat 2014 Cuma

SABAHATTİN ÖNKİBAR/ Bir ay içinde bunlar olacak!

 
Ankara’nın öbür yakasındaki fısıltılara göre Mart ayında bunlar olacak:
 
1) Kaset servisleri aralıksız sürecek. Son Tayyip-Bilal görüşmesinin gerçekliği görüntü ve telefon kayıtları sızdırılarak desteklenecek.
 
2) Apo’ya verilen sözleri belgeleyen dinlemeler sızdırılacak.
 
3) Suriye ve El Kaide konularında vehameti resmeden konuşmalar servis edilecek.
 
4) 15 Mart’tan sonra kıyamet kopartacak görüntülü kayıtlar servise konacak ve kamuoyu tepkisi ayyuka çıkacak.
 
5) İsviçre ve diğer yabancı ülke bankalarında büyük parası olan AKP’liler uluslararası medyaya da haber olacak.
 
6) Tam bu süreçte AKP’den kopmalar başlayacak ve merkez sağ’da yeni oluşum için harekete geçilecek.
 
7) Kadir Topbaş, Melih Gökçek ve Binali Yıldırım’la alakalı dinlemeler sızacak. Keza Yıldırım’ın oğlu ile alakalı sızmalar olacak.8) Bu süreçte Tayyip Erdoğan da boş durmayacak ve Fethullah Gülen ile F tipi örgüt için dava açtırıp gözaltılar yaptırarak korku salmaya başlayacak.
 
9) Devletteki kaos iklimi sokağı hareketlendirecek ve kitleler toplumsal feveranı haykıracak.
 
10) Türkiye’de 25 Mart itibarı ile tam anlamı ile kaos hakim olacak ve seçimi erteleme ve iç savaş ihtimali gibi şeyler terennüm edilmeye başlanacak.
 
11) Apo bu tabloyu fırsat bilip Erdoğan’dan tehditle yeni yazılı taahhütler talep edecek.
 
GÜL’DEN ŞİKAYET ETMEYE HAKKI OLMAYANLAR?
 
Vay efendim Abdullah Gül internet yasasını nasıl imzalarmış!
 
Vay efendim HSYK’yı nasıl onaylarmış.
 
Tekrar edip yazacağım, buna feveran etmeye herkesin hakkı olabilir ama Devlet Bahçeli’nin olamaz.
 
Öyle çünkü Abdullah Gül onun sayesinde Cumhurbaşkanıdır.
 
O Meclis’e gireceğiz demese Gül aday bile dahi olamayacaktı.
 
Dolayısı ile bugünkü Türkiye tablosunda Devlet Bahçeli birinci derecede sorumluluk sahibidir.
 
Sakın böyle yapacağını nereden bilecekti demeyin!
 
Abdullah Gül’ün Türklük kavramına meydan okuması 1990’lı yıllarda başlamıştı yani kimliği netti!
 
Sadece Bahçeli değil, Gül’ü güya demokrat gören ve ona methiyeler düzen sözde liberaller de aynı derecede sorumludurlar.
 
AYDINLIK; 28,02,2014

9 Temmuz 2012 Pazartesi

ABD’yi Allah gibi görenler!

SABAHATTİN ÖNKİBAR- AYDINLIK / Cuma, 22 Haziran 2012
ABD’yi Allah gibi görenler!


ABD’yi eleştiriyi haşa Allah’ı eleştirmek gibi görenlerin listesi:

1) Abdullah Gül!

2) Tayyip Erdoğan!

3) AKP kadroları !

4) Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve muvazzaf generallerin önemli bölümü!

5) MİT!

6) Kemal Kılıçdaroğlu!

7) Devlet Bahçeli!

8) Fethullah Gülen ile Cemaatı!

9) Enver Ören ile Cemaatı!

10) Anayasa Mahkemesi!

11) Yüksek Seçim Kurulu!

12) Yıllardır ABD aleyhine haber yapmayan Zaman Gazetesi ile diğer F Tipi Cemaat Medyası!

13) TÜSİAD!

14) Aydın Doğan medyasının yönetim kademesi!

Türkiye’nin AKP ile yediği itibar vurgunu

SABAHATTİN ÖNKİBAR-AYDINLIK / Salı, 26 Haziran 2012

Türkiye’nin AKP ile yediği itibar vurgunu


1) Amerikan askeri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başına çuval geçirdi ama Türkiye bu rezilliğe karşı bir nota bile veremedi!

2) Tayyip Erdoğan, Peygamberimize hakaret eden Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği’ne asla onay vermeyeceğiz demesinin ertesi günü hay hay deyip o ismi kabul etiğini açıkladı!

3) Tayyip Erdoğan hükümeti, Muavenet’in ABD donanması tarafından vurulmasına yine suskun kaldı!

4) K.Irak’ta PKK inlerine kara harekatı yapan Türk ordusu Bush’un tehdidi ile anında geri çekildi!

5) Diyarbakır’a karışırım diyen Barzani ile Türklere Kürt kedisini bile vermem diyen Talabani ABD’nin emriyle eller üstünde taşındı!

6)Tayyip Erdoğan’ın Libya’da NATO’nun ne işi var demesinin haftasında Türkiye Müslümanları vurmak için Libya’ya savaş gemilerini gönderdi ve İzmir’i NATO operasyon merkezi yaptı!

7) Ermeni tasarısında Fransa’ya güya posta atıldı. Ama el altından Fransız Bakana, “Rol yapıyoruz, tehditlerimizi ciddiye almayın” denildiği ortaya çıktı!

8) Erdoğan, Gazze’ye yardım götüren 9 vatandaşımızı katleden İsrail’e önce esip gürledi ama o ülkeye ambargo bile uygulamadı. Tersine barışmak için gizli arabulucular gönderdi ve Türklerin kanı yerde kaldı!

9) İran’da Ahmedinecad Tayyip Erdoğan’a aylar öncesinden verilen randevuyu hiçbir gerekçe olmaksızın iptal etti. Ancak Erdoğan, bu hakareti sindirerek geri dönmedi ve ertesi günü bekledi!!

10) Tayyip bey Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arayan Kıbrıslı Rumları günlerce tehdit etti. Lakin Obama’nın bir telefonu ile bir sustu, o gün bugün suskunluğu devam ediyor!

11) Erdoğan’ın her gün tehdit edip aşağıladığı Suriye uçağımızı düşürdü !

İmam Hatipler dini ve milli bütünlüğümüz için tehdittir, çünkü?

SABAHATTİN ÖNKİBAR/ İmam Hatipler dini ve milli bütünlüğümüz için tehdittir, çünkü?
AYDINLIK-Cumartesi, 07 Temmuz 2012

1. İmam hatip okullarının kuruluşundan sonra oturduğu zemin ya da üstlendiği misyon, laik-sosyal- hukuk devletinin kendi kendini sabote etmesidir!

2. İmam hatip okulları siyasal islamın kuluçka merkezidir!

3. İmam hatip okulları dün Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nin, bugün de AKP’nin arka bahçesidir!

4. İmam hatip okulları ile devlet açıktan Atatürk Cumhuriyeti karşıtı nesiller yetiştirmiş ve bunları ülke yönetimine taşımıştır!

5. İmam hatip okulları ile laik ve milli devlete kin duyan kuşaklar yetiştirilmiştir!

6. İmam hatip camiası geneli itibarı ile ümmetçidir ve millet kavramını reddeder!

7. İmam hatip camialarında Türküm demek kavmiyetçiliktir!

8. İmam hatip çevrelerinde gizli bir Arap hayranlığı vardır!

9. İmam hatiplilerin geneli açıktan sünnicilik yaparlar ve Alevi kardeşlerimizi İslam dışı görürler

10. İmam hatiplilerin ekseriyeti islamı inanç yerine ideoloji gibi görür!

11. İmam hatiplilerin geneli için vatan Türkiye değil, seccadenin serildiği yerdir!

12. İmam hatipliler ulus devlet ile üniterliği önemsemezler!

13. İmam hatip camiasının ekseriyeti kendini harp okullarının karşı cephesi olarak görür!

14. İmam hatip dünyası ve kültürüne göre Türkiye darül harp yani kafir devlettir. Türkiye’den çalmak ya da rejimi yıkmaya uğraşmak cihat yani en büyük ibadettir!

15. İmam patipliler toplumu birleştiren değil, bölendir, zira bu okullarda dindar nesil yetiştiriliyor denilerek imam hatibe gitmeyenlere açıktan dinsiz ithamı yapılıyor!

16. İmam hatiplilik örneğin bugünkü AKP iktidarı döneminde ayrıcalıklı olmaktır ve bu özellik adeta parola yerine geçmektedir. Bugün Bankalar Birliği Başkanı olan Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın Halk Bankası Genel Müdürlüğü’ne atanması sürecinde Faruk Çelik Tayyip Erdoğan’a; “Efendim Hüseyin Aydın bizim gibi kolejli” (imam hatipli) diye lanse etmiştir.

17. Bugünkü yapı ve misyonu ile imam hatip okulları sadece dini değil milli bütünlüğümüz için de açık bir tehdittir!

3 Temmuz 2012 Salı

Tayyip Erdoğan sen Türkiye değilsin!

SABAHATTİN ÖNKİBAR/ Tayyip Erdoğan sen Türkiye değilsin!
AYDINLIK- Çarşamba, 27 Haziran 2012

Başbakan dün Suriye politikaları bağlamında kendinin eleştirilmesini, Türkiye’nin hedef alınması gibi sunuyor.

Orada dur Tayyip Erdoğan, sen Türkiye değilsin!

Eleştirenler Türkiye’yi değil, senin yanlış politikalarını hedef alıyor!

Senin tehditlerin Aydın Doğan’lara, Mehmet Emin Karamehmet’lere, Ferit Şahenk’lere, Turgay Ciner’lere ve şurekasına söker de bize sökmez!

Ne imiş efendim Suriye konusu milli mesele imiş!

ABD’ye uşaklık ne zamandır Türkiye için milli meseledir?

Emperyalizme köpeklik ne zamandır Türkiye için kırmızı çizgidir?

Suriye’yi imha ve bölgenin yeniden tanziminin ABD’nin acil projesi olduğunu duymayan, bilmeyen mi var?

Tersine Sayın Başbakan, senin Suriye politikalarına başkaldırmak milli bir vecibedir, zira Türkiye’yi Washington istiyor diye adım adım bölünmeye götürüyorsun!

Beşar Esad diktatör imiş de akıtılan kana seyirci kalamaz imiş!

Yahu sen değil misin Irak’da bir buçuk milyon Müslüman boğazlanır ve yüz binlerce mümin hanımın ırzına geçilirken, tecavüzcü o alçaklara, başarılı olmaları için duacıyız diye demeçler veren?

Cevap ver Irak’da akan kan, Müslüman kanı değil miydi?Öyle ise o gün susmanın ötesinde o katliama niçin destek oldun ve şimdi ne konuşuyorsun?

Dahası Beşar Esad diktatör idi ise neden onunla yıllar yılı ev ziyaretlerinde yüksük oynadın, sarmaş-dolaş oldun, boynuna sarıldın ve ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptın? Esad bir günde mi diktatör oldu?

Dün Meclis Gurubundaki konuşmanda ayrıca hiç utanmadan bir de gazabımız şiddetli olur diyorsun!

Dur hele, Gazze’ye yardım yolunda

9 Türkü öldüren İsraillilere bir gazap kustun da biz mi işitmedik?Hatırla, o gün de aynı sözleri etmiştin!

Sadece İsraillilere değil, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arayan Kıbrıslı Rumlara asarız-keseriz dedin de ne oldu?

Tayyip bey Tayyip bey kolpacılık, Kasımpaşa-Hacı hüsrev metodudur, büyük devletler tehdit etmez gereğini yapar? Söyle bana askerimizin başına çuval geçirilmesinden, benzeri onlarca aşağılamaya bugüne kadar ne yaptın sen?

Son söz; bu bombalama olayı sana ilahi ikazdır. Tövbe et Tayyip bey ABD’nin taşeronluğunden vazgeç, Suriye ile kucaklaş. Bak AB ve NATO’daki sözde dostların bile itidal deyip patinaj yapıyor görmüyor musun!

Tayyip’ten aferin alan Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile AKP gider mi?

Dedik ya AKP’yi iktidar yapanlar muhalefeti de dizayn etti!

Evet Türkiye’deki muhalefet artık şeklidir, yani majestelerinin muhalefetidir!

Bahçeli’nin, malum merkezden kendine verilen MHP’deki müdürlük görevi bize göre kesindir ki maalesef Kılıçdaroğlu’da benzer görüntülerdedir!

Televizyonlarda, gazetelerde görmüşsünüzdür, malum olay sonrasında Bahçeli ile Kılıçdaroğlu peş peşe Başbakanın yanına özel kalem müdürü misali ilişiyorlar!

Yahu bilgilendirme denilen şey yanına gidilerek yapılır, ayağa çağrı olmaz... Realite bu ama Bahçeli ile Kılıçdaroğlu tam tersini yapıp, tıpıştıpış gidiyorlar ve bundan rahatsız olmuyorlar!

Bitmedi, özellikle Bahçeli ertesi gün yani dün Meclis Gurubunda adeta AKP sözcüsü gibi konuşarak Başbakan’dan kuvvetli bir aferin alıyor!

Sorarım size bu Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile bu Tayyip Erdoğan iktidardan alaşağı edilebilir mi?

Anketler ortada zaten AKP, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu sayesinde, bugünkü bu rezil yönetim tablosun da bile hala yüzde 50’lerde seyrediyor!

Cumhurbaşkanı kriz sürecinde Ankara’ya niçin gelmedi?

Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı hem devletin hem de yürütmenin başı!

Dahası Başkomutan!

Peki, böyle biri, son Suriye krizinde neden Başkent’de değil de İstanbul’da tatil yapıyor?

Abdullah Gül’ün programına baktım, hiç bir etkinliği yok sadece boğazda ki şahane Huber Köşkü’nde keyif çatıyor!

İyi de muhalefet parti liderlerine bile apar-topar çağrılar yapılır, TSK teyakkuza geçirilir ve Bakanlar Kurulu son yılların rekoru olan 7 saatlik bir toplantı yaparken Abdullah Gül yarım saatlik bir uçuşla Ankara’ya niye gelmez ve devlet zirvesine niye dahil olmaz?

Sakın, Abdulah Gül’e bilgi veriliyor demeyin, Cumhurbaşkanlığı Makamı malumat toplama merkezi değil, yukarıda söyledik Anayasaya göre devletin başı ve Başkomutandır!

Yandaş ve candaş medya yazamıyor ama biz söyleyelim, Gül ile Erdoğan arasında Anayasa Mahkemesinin son kararı sonrasında ciddi bir kırılma var. Öyle ki Tayyip bey’in Abdullah bey’i şahsen öne çıkaracak devlet etkinliklerinden uzak tutmak gibi özel bir gayreti söz konusudur. Gül de bunu gördüğü için uzak duruyor!

Başbakan’a göre siyaset konuları

Recep Tayyip Erdoğan’a göre:

- Suriye politikası ve uçağımızın düşürülmesi milli meseledir ve siyasete malzeme olmalı... (AKP bundan zarar görüyor da ondan)

- PKK terörü ve Kürt meselesi milli meseledir ve siyasete malzeme olmalı. (AKP zarar görüyor da ondan)

- Füze Kalkanı konusu milli meseledir ve siyasete malzeme olmamalı. (AKP zarar görüyor da ondan)

- Kıbrıslı Rumlara susulması konusu ağza alınmalı zira milli meseledir ve siyasete malzeme olmamalı. (AKP bundan zarar görüyor da ondan!)

- Yargı ve polisteki dehşet siyasallaşma ve kadrolaşma siyasete malzeme olmamalı (AKP bundan zarar görüyor da ondan!).

- Yolsuzluğu yazmak ve dillendimek siyaset dışı olmalı (AKP ondan da zarar görüyor).

- Buna mukabil Türk Silahlı Kuvvetlerini aşağılamak, ona sövmek ve ona operasyon milli mesele değil serbesttir (Çünkü AKP bundan kendince siyaseten fayda görüyor).

- Dinimizin siyasette kullanılması serbest (AKP bundan da fayda görüyor).

- Mezhepçilik yani dinsel ayırımcılık serbest (AKP bundan da fayda görüyor).

Yoksa Necdet Özel, Hilmi Özkök’ün şişmanı mıdır?

SABAHATTİN ÖNKİBAR/ Ağlayan komutanın avukatı Fethullah Gülen iyi mi ?
AYDINLIK- Perşembe, 28 Haziran 2012

Ağlayan komutan ifadesi ile kastedilen kim midir?

PKK’nın şehit ettiği Mehmetçiklerimiz için gözyaşı döken Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’dir!

Bu satırların yazarı dahil pek çok çevrenin, yanlış yorumlanır ve PKK ile mücadeleyi olumsuz etkiler kaygısı ile ağlamasını eleştirdiği bu komutana hiç umulmadık bir yerden açık bir destek geldi!

Nereden mi?

Pensilvanya’dan!

Evet, Fethullah Gülen isim vererek, Necdet Paşa’nın avukatlığına soyunarak ağlaması insanidir ve takdir edilmelidir buyurdu iyi mi!

Dehşet içindeyim ve yorumda güçlüğüm var. Zira Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıllar yılı hedefe oturtup söven, aşağılayan ve itibarsızlaştırmak için çırpınan Fethullah Gülen’e sempati duyan Zaman Gazetesi ile Samanyolu TV değil miydi?

Sadece o da değil!

Balyoz davasında yapaylığı tescillenmiş delillerle yargılanan, subay ve generalleri yargı süreci bitmeden peşinen suçlu ilan eden bunlar değil miydi?

Peki ne oldu da Pensilvanya mukimi Necdet Paşa’yı sahipleniyor?

Yoksa Necdet Özel, Hilmi Özkök’ün şişmanı mıdır?

Şişmanlıktan kastım ne midir?

Yıl: 2000.

Fazilet partili bir grup ABD’ye gider ve gitmişken Fethullah Gülen’i de ziyaret eder.

Grupta olan Nazlı Ilıcak Fethullah Gülen’e sorar:

- Hocam askerin bu zulmünden ne zaman kurtulacağız?

- Fetullah Gülen: Hilmi (Özkök) Genelkurmay Başkanı olduğunda!

- Nazlı Ilıcak: Hilmi Özkök sağlam mı?

- Fetullah Gülen: Ne diyorsunuz. Biz onun albaylıktan generalliğe terfi ettirildiğine bile çok şaşırmıştık.

Bu anekdotu bize aktaran, o konuşmaya şahit olan, Nazlı Ilıcak’ın o yıllarda üçüncü eşi olan AKP eski mebusu Emin Şirin’dir!

Fethullah Gülen’in şimdi Necdet Özel’i sahiplenmesi ne hikmetse, bana o diyalogu hatırlattı ve Necdet Özel, Gülen’in gözünde Hilmi Özkök’ün şişmanı mıdır şeklinde bir kuşkuya itti!

Haksız mıyım?

Orgeneral Özel’i tanıma rehberi!

SABAHATTİN ÖNKİBAR
AYDINLIK-Cumartesi, 23 Haziran 2012

-Babası subay ve çocukluğundan beri çok hırslı!

-Harbiye günlerinden beri Genelkurmay Başkanlığı hayalleri kurmuş!

-PKK ihanetine ve onun ardındaki emperyalizm olgusuna subaylık günlerinden beri dağlarda tanıklık edenlerden!

-AKP Hükümeti’nin muktedir olması ile beraber iktidar kadrolarına cici görünme çabasına giren nadir generallerden!

-Erdoğan’ın açılımına Karargaha rağmen destek olan Paşa!

-Tayyip bey’in teamül dışı olarak Malatya’da, makamında ziyaret ettiği Ordu Komutanı!

-Abdullah Gül’ün, önü kesilmesin ve Genelkurmay Başkanı olsun diye, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı onaylamadığı isim!

-F Tipi ve bütün yandaşların Genelkurmay Başkanlığı’nı koro halinde talep ettikleri ve Hızır Aleyhisselam ya da ikinci Hilmi Özkök gibi gördükleri asker!

-Önceki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve Kuvvet Komutanları Erdal Ceylanoğlu, Hasan Aksay ile Uğur Yiğit TSK’ya yapılan rezil operasyonlara karşı tepki koymak için istifa ederken susup, istifa etmeyen tek kuvvet komutanı!

-Diğer Kuvvet Komutanlarının aksine, Hasdal’da esir alınan silah arkadaşlarını ziyaret etmeyen isim!

-Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yıllar yılı tezgah kuran F Tipinin medyasına, Genelkurmay Karargahı’nı açan komutan!

-Türkiye’nin başını belaya sokması kesin olan füze radarı dayatmasına itiraz etmeyen Genelkurmay Başkanı!

-Türkiye’nin, Suriye bataklığına girmesi çabalarına, Necip Torumtay misali, eylemli bir tavır alamayan komutan!

-PKK eylemleri karşısında ağlayan bir görüntü veren Genelkurmay Başkanı portresi!