Hrant Dink cinayetinden sonra bu cinayetle ilgili haberlerin birçoğunda, kendilerine bu adı veren grubun ismi geçiyordu: “Hrant’ın arkadaşları”
Kimler yoktu ki “Hrant’ın arkadaşları” içinde?
H.Dink’in cenaze törenine katılan ABD büyükelçisine itiraz edenleri bile Ergenekonculukla suçlayanlar...
Murat Belge, Ömer Laçiner, Baskın Oran, Oral Çalışlar, Ufuk Uras, Ahmet İnsel…
Bu grubun neredeyse yarısı, Fethullahçıların düzenlediği Abant toplantılarının değişmez konuşmacısı oldular. “200 yıllık İttihatçı”, “Jakoben”, “askeri vesayeti” ortadan kaldırıyor; “hizmet hareketi”nin nasıl da bir sivil toplum kuruluşu olduğunu anlatıyor; “hoşgörü” içinde “Hocaefendileri”nin abileri, ablaları ve imamlarıyla demokratik demokratik demokrasicilik oynuyorlardı!
Nurettin Veren’in ifadesine göre Abant toplantılarına katılanlara, zarf içinde 2-3 bin dolar verilmekteydi (1).
Şimdiye kadar Aydın Engin dışında kimse bu ifadeyi yalanlamamıştır (2).
Metin Lokumcu’yu ve çevresini Ergenekona bağlayan, cemaatlerle ilgili Taraf Gazetesi’nde yazdığı üç yazıda cemaat olarak göre göre bir tek “Alevi cemaati”ni görmesiyle ünlü Murat Belge (3)…
İktidarın bugünkü ideolojik hegemonyasının “vesayet”, “Jakoben”, “tepedeninmecilik” vs 30 sözcüklük dağarcığını dergisinde pişirip güzelce servis eden Ömer Laçiner… Zaten de “Gülen hareketi sivil ve zararsız"dı Laçiner’e göre (4)…
Kimler yoktu ki “Hrant’ın arkadaşları” içinde?
Dink ailesinin AİHM’de açtığı davada hükümet, Hrant Dink’in 301. maddeden aldığı cezayı Nazi propagandasıyla eş tutan bir savunma yapmıştı. Bunu ortaya çıkaran gazeteci Kemal Göktaş’ı “hükümeti zor durumda bırakmakla suçlayan” Ali Bayramoğlu da “Hrant’ın arkadaşları” grubundaydı. Hatta o kadar çok “Hrant’ın arkadaşıydı ki” Uluslararası Hrant Dink Ödülü jürisinde yer almaktaydı. Nitekim bu ödül Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması için iki önemli kitap yazan ve cinayetteki Fethullahçı bağlantıları ortaya koyduğu için bir yıl hapis yatan Nedim Şener’e değil, cinayetin bu bağlantılarını yok sayan delil karartıcısı Ahmet Altan’a verildi. Gazetesinde Dink cinayeti ile ilgili herkese kanıtlı-kanıtsız her suçu atmakta hiçbir sakınca görmezken ısrarla o cinayetteki Fethullahçı bağlantısıyla ilgili bir tek satır yazmayan Ahmet Altan…
Taraf Gazetesi Dink cinayetiyle ilgili başbakanlık teftiş kurulu raporunu yayımlarken askerlerle ilgili kısmı verip Fethullahçı polislerle ilgili kısmı sansür eden bir gazeteydi. İlgili ilgisiz herkesi manşetinden cömertçe hedef gösterirken cinayetle olan ilişkileri bugün artık tamamen ifşa olan Ramazan Akyürek ya da Ali Fuat Yılmazer’in isimleri ısrarla görmezden gelinmekteydi (5).
"Hrant’ın arkadaşları”nın deposuydu Taraf Gazetesi. Tescilli Fethullahçı polis şefleriyle “Hrant’ın arkadaşları” grubundan birçok isim Taraf gazetesinde altlı üstlü, yan yana kardeş kardeş katil polisçilik oynadılar.
Fethullah Gülen‘e “Mızrabınız ve kelamınızın diliyle ızdırabınızı gizlemeye çalışsanız da, ben fasılalarla yaklaşık yedi saat süren konuşmamızda, elaya çalan gözlerinizden 'çağın ızdırabını' okudum...” gibi sorular! soran Eyüp Can da “Hrant’ın arkadaşları” içindeydi (6).
Polisteki Fethullahçı örgütlenmeyi yazanları Ergenekonculukla suçlayıp “ne yani bir emniyet müdürü Fethullah Gülen hocaefendiyi seviyorum diyemez mi yani” diyen yazar da “Hrant’ın arkadaşları” içindeydi.
Fethullah Gülen, daha “Fethullah Gülen hocaefendi hazretleri” iken, F. Gülen’e “Feto” diyen gazeteci (7) anında hapsi boylarken, henüz yayımlanmamış kitaplar dahi toplatılırken “hocaefendileri”nin gazetesinde yazıp sonra başbakanlık danışmanlığına geçen Etyen Mahcupyan da “Hrant’ın arkadaşları” içindeydi.
Liste sayfalarca yazılabilir.
*
“Hrant’ın arkadaşları” adlı grubun listesine ve ilişkilerine baktığımızda Fethullah Gülen’in gazetesine, toplantılarına, çetesine bulaşmamış birilerini bulmak için epey uğraşmak gerekir.
Bu yazılanların detayları gerçekten mide bulandırıcıdır (8,9).
*
Bugünlerde bu cinayetin yeni görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, şimdilerde FETÖ’den dolayı tutuklanan 6 istihbaratçının katil ile birlikte aynı karede keşif yaptığı görülüyor (10).
Bunlar zaten biliniyor, yazılıyor, söyleniyordu.
O zamanlar… Hani şimdi teröristbaşı Fethullah Gülen’in, “Muhterem Hocaefendi Hazretleri” olduğu zamanlar… Fethullahçı çetenin bu cinayetle olan ilişkisini, yazmak şöyle dursun azıcık ima edenler bile onlarca yıl hapis cezası istenerek tutuklanıyordu. Merdan Yanardağ, Ahmet Şık, Nedim Şener ve isimsiz niceleri… Şimdi artık herkesin kabul ettiği bu cinayetin Fethullahçı bağlantısı, bir zamanlar bilinen ancak ima edenin yandığı bir sırdı. Detayları hakkında on binlerce sayfa yazıldı.
*
Yıllarca Hrant Dink’in katilleriyle el ele kol kola göz göze yürüyenler…
“Hrant’ın arkadaşları” adlı gruba bakınca, Hrant Dink’in katili olan örgütle bu denli iç içe olmuş,bu cinayetin delillerini karartmış, apaçık olanları görmezden gelmiş, cinayeti aydınlatmaya çalışanları düşman bellemiş, bu cinayetin belli bağlantılarını ısrarla yok saymış bu isimleri gördüğümde şunu düşünmeden edemiyorum:
Bu gruptaki tek eksik, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’tır!
Bütün bu verilerle düşünüldüğünde yarın Uluslararası Hrant Dink Ödülü Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek’e verilirse kim şaşırabilir?
Bilindiği gibi bu ülkede her şey olunur, sadece rezil olunmaz. Rezil olması gerekenleri rezil etmek ise bir görevdir, daha da ötesi Hrant Dink’e olan borcumuzdur.
Taylan Kara / insanbu.com/09.10.2016
Not: Bu yazıyı yazarken Ahmet Altan’ın tutuklandığı haberi geldi. Hiç kimsenin tutuklanmasına, hapse girmesine asla sevinecek değilim. Kim olursa olsun, böyle bir olay karşısında dikkatli konuşmak gerektiğini düşünürüm. Böyle dönemlerde hapse girmek, işlenilen suçlardan çok güç dengelerine ve iktidarla kurulan ilişkilere bağlıdır. Bu yazının tek amacı, sadece ve sadece gerçeğin ortaya çıkması ve adalet arayışıdır. Herkes için, sonuna kadar adalet…
Dipnotlar
1.http://www.birgun.net/haber-detay/cemaat-abant-toplantilarina-katilanlara-rusvet-verdi-124138.html
3. Murat Belge Taraf Gazetesi Cemaat ve Yargı, 4.12.2009
