27 Aralık 2013 Cuma

OLGULAR: 8.MİLLETİN DE HÜKÜMET OLMA AMACI VAR

Mehmet Ali Güller, ısrarında çok haklı ama Atlantik etkisinden kurtulamayan ve millete güvenmeyen generallerimiz anlamıyorlar: ABD, yalnız Batı Asya'da değil, Türkiye'de de süreci artık denetleyemiyor. Şu anda ABD çıkmazdadır. Lütfen söyler misiniz, bu süreçten ABD nasıl çıkacak? Dizginleri elinden kaçırmıştır, seçenekleri birer birer ıskartaya çıkıyor. Suriye'de ve Mısır'da uğradığı bozgunu Türkiye'de de yaşayacak. CHP yöneticisi dostlarımız, ABD'ye güvenmesin, millete güvensin. ABD'nin AKP'yi terk etmesine yönelik politikaların CHP'ye neler getireceğini anlamak için, AKP'ye baksınlar. Abdullah Gül ve Fethullah Gülenli iktidar projelerinde onurlu bir iş yok; bu millete ihanet var.
ABD, ellerini ayaklarını çeksin. Geçti o dönem, aklı varsa Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygı göstersin ve Atatürk Cumhuriyetini yıkma davasından vazgeçsin. O zaman iyi ilişkilerimiz olur.
 
Milletimizin, ABD emperyalizminden bağımsız bir hükümet kurması, bugün bütün çözümlerin anahtarıdır. AKP iktidarını yıkmak için ABD ve AB'ye ihtiyacımız yok, uzak dursunlar. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül diktasını biz Türk milleti deliğe süpüreceğiz! Türkiye'yi Türkiye'den yöneteceğiz. Merkezde Ankara'dan Edirne ve Hakkâri'ye kadar halk yönetimlerini kuracağız.
Bütün halkımızı, Millî Hükümet için mücadeleye çağırıyoruz.
 
DOĞU PERİNÇEK / AYDINLIK: 27.12.2013

OLGULAR: 6.ATLANTİK KAMPLARINDAN BAĞIMSIZ ARSLANLI YOL'DA YÜRÜYORUZ; 7. YÜKSELEN ASYA UYGARLIĞININ ÖN CEPHESİNDEYİZ

6. Atlantik kamplarından bağımsız Arslanlı Yol'da yürüyoruz
 
Bugün Türkiye'deki saflaşma, Atlantik içindeki kamplaşamadan ibaret değildir. Tayyip Erdoğan bir tarafta, Gül+Gülen şirketi öbür tarafta, her ikisi de Atlantik işbirlikçileridir. Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin efendileri ikiye bölünmüşlerdir. CHP ve MHP, bu kamplaşmada saf tuttular. Ama tabanları Atlantik içindeki kamplaşmada taraf olamaz. Biz İşçi Partisi olarak Türkiye cephesinin ön siperindeyiz; Arslanlı Yoldayız.
 
7. Yükselen Asya uygarlığının ön cephesindeyiz
 
Herkes artık görmeli, Özellikle Atatürkçüyüm diyenler. Atatürk Devrimini Atlantik'te boğdular. Kemalizmin idam fermanını verenler, ABD emperyalistleridir ve uyguladılar. Atlantik sistemi içinde, Kemalist Devrimi yeniden hayata geçirme ve tamamlama olanağı yoktur. Bağımsızlık, halkçılık, çağdaşlaşma ve Aydınlanma için tek seçenek, Türkiye'nin Asya uygarlığı içindeki seçkin yerini almasıdır. Ülkemiz ile komşularımız ve 21. yüzyılın yükselen uygarlığı olan Asya arasında ilişkileri geliştiren her adımda varız. Bölge ülkeleri ve Türk cumhuriyetleri ile ilişkilerimizi de Asya'da konumlanarak geliştirebiliriz. Suriye'ye terör ihracına son verilmeli ve Beşar Esat hükümetiyle her alanda işbirliği yapmalıyız. İran'a ambargo kaldırılmalıdır. Irak ve Mısır ile dostluğumuzu geliştirmeliyiz. Çin'den füze alınmalıdır. Asya'nın öncülerin arasındaki konumumuza yerleşirsek, ABD ve AB bizi sayacaktır. ABD'yi İkinci İsrail projesinden vazgeçireceğimiz günler gelmektedir.
 
DOĞU PERİNÇİK / AYDINLIK; 27.12.2013

OLGULAR: 5.KİMSENİN ELİNİ TUTMAYINIZ, YOLSUZLUKLARIN ÜZERİNE GİDİLSİN F ÖRGÜTÜNÜN İNLERİNE GİRİLSİN, ABD'YE TAVIR ALINSIN

Tayyip Erdoğan, kendisine de uzandığı artık apaçık görülen bu uygulama karşısında, ABD'ye işaret eden açıklamalarda bulundu. Hatta ABD Büyükelçisine karşı bazı yaptırımlar uygulayabileceklerini dahi söyledi. Yakın çevresi, Fethullahçı Gladyo'nun millî orduya kumpas kurduğunu belirtti. F Örgütünün inine gireceklerini söylüyorlar. F Gladyosunun kadroları olduğu söylenen 400'ün üzerinde polis görevlerinden alındı. En son Tayip Erdoğan cenahından "İstiklâl Savaşı" beyanatları dahi veriliyor. Bu açıklamalara karşı, "Zaten sen de Amerikancısın", "Kumpası birlikte kurmadınız mı" gibi tavırlarla Millî Hükümet hedefine ilerlenemez. Kim olursa olsun, bırakın ABD emperyalizmine karşı söyleyeceği bir laf varsa söylesin, ağzına tıkmayın. Bırakın yapacağı bir iş varsa yapsın. Bırakın Fethullahçı Gladyo'nun inlerine girecekse girsin. Yolsuzluk operasyonunu yürüten Savcı Zekeriya Öz'ün elini tutuyor muyuz? Peki Tayyip Erdoğan'ın elini niçin tutalım? CHP ve MHP kuyrukçusu olursak, bu tür yanlışlar kaçınılmazdır.
 
DOĞU PERİNÇEK /  AYDINLIK; 27.12.2013

OLGULAR: 4. CHP ve MHP, ATLANTİK'TEKİ KAMPLAŞMADA TARAF OLUYORLAR

Kuşkusuz ortada bir yolsuzluk var. Bu yolsuzluğun failleri, ABD emperyalizminin kurduğu Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin efendileridir. Elbette üzerine gidilecektir. Bugüne kadar yolsuzlukların üzerine giden, İşçi Partisi'dir ve şimdi koşullar daha elverişlidir, kamuoyu aydınlanmıştır. Ancak yolsuzlukların üzerine hangi siyasal amaçlarla, hangi iktidar projesiyle gidilecektir? Şu anda özellikle CHP ve aynı zamanda MHP, ABD emperyalizminin Fethullahçı Gladyo marifetiyle yürüttüğü operasyona tam teslim durumundalar. CHP Genel Başkanı; ABD'ye, Fethullahçı Gladyo'ya, Türkiye'nin Kontrgerilla tarihine laf söyletmiyor. CHP'nin milyonlarca üyesi dahil bu ülkenin insanları, Çarşamba gecesi CNN Türk'teki manzaraya gözlerini kapatarak hangi meçhullere gider? Bu gerçeği saptamamızın nedeni, CHP'yi kötülemek değildir. Amacımız, CHP ve MHP'nin Atlantik projelerinden kurtulmalarına yardımcı olmaktır ve Millî Hükümet seçeneğinde buluşmaktır. Aydınlık ve Ulusal Kanal, şu ana kadar bu konuda üzerlerine düşen görevi yerine getirmede cesur ve kararlı gözükmediler. Mehmet Bori arkadaşımızın uyarıları yerindedir.
 
DOĞU PERİNÇEK / AYDINLIK:27.12.2013

OLGULAR: 2. FETHULLAHÇI GLADYO'NUN DÜĞMESİNE BASILDI; 3.ATLANTİK MERKEZLERİNİN YENİ İKTİDAR PROJELERİ ÇIKMAZDA

2. Fethullahçı Gladyo'nun düğmesine basıldı
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 25 Aralık Çarşamba akşamı CNN Türk'te "bilmiyorum" diyor, ama bu operasyonu yürüten merkezde Fethullahçı Gladyo'nun oturduğunu bilmeyen var mı? Ergenekon-Balyoz tertiplerinin bütün kahramanları sahnede. Bunları görmemeye çalışmanın anlamı nedir?
 
3. Atlantik merkezlerinin yeni iktidar projeleri çıkmazda
 
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ü iktidar koltuklarına oturtan ABD'nin artık Türkiye'yi Tayyip Erdoğanlarla denetim altında tutamayacağını saptadığı da meydandadır. 2012 yılı 19 Mayısından 2013 Haziran Ayaklanmasına uzanan ve Arslanlı Yol'da iktidar yürüyüşüne geçen halk hareketi, AKP iktidarını kullanılamaz hale getirmiştir. Atlantik merkezlerinde yeni iktidar projeleri üretildiğini görmeyen kaldı mı?

OLGULAR: 1. ATLANTİK ÖTESİNDEN GELEN ESİN

AKP yönetiminin yolsuzluğa battığını F polisinden veya F savcılarından öğrenmiş değiliz. Daha 2001 yılında Rahmi Koç, Tayyip Erdoğan'ın 1,5 milyar dolarlık servetinden söz etmişti. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin klasörler dolusu rapor ve belgeleri vardı. Arkasından İşçi Partisi, dudakları uçuklatan komisyon, rüşvet ve yolsuzlukları, Tayyip Erdoğan'ın telefon konuşmalarıyla ve belgelerle açıkladı, Bizzat Tayip Erdoğan'ın "Üçe kapatın" talimatlarını, bakan çocuklarının yolsuzluklarını mahkemelerde de tartışılmaz kesinlikte kanıtlarla anlattık. Yargıçlar ve savcılar masal dinler gibi dinlediler. Kanıtlar dava dosyalarına girdi. Ama o kanıtlara savcılar ve polis dahil kimse ilgi göstermedi. Hürriyet, Milliyet, Vatan gibi holding gazeteleri, F örgütünün gazeteleri, CHP ve denetimindeki Cumhuriyet gibi gazeteler görmezden geldiler. Şu anda AKP'nin yolsuzlukları hepsinin manşetlerinde. Yolsuzlukların üzerine giden güç, onların düğmesine basabiliyor. Bassın, şikâyetimiz yok. Ama gerçeği görmek durumundayız. ABD, yolsuzluk yapan rejimin kurucusu ve koruyucusudur. Ama o yolsuzları ortada bırakmak gerektiği zaman, yolsuzlara karşı operasyon da yapar.
 
DOĞU PERİNÇEK- AYDINLIK; 27.12.2013

MEHMET ALİ GÜLLER/ AKP değil Küçük Amerika yıkılıyor

AYDINLIK; 27.12.2013
 
 
Son istifaların ortaya koyduğu en önemli gerçek, 6 aydır iktidarını kaybetmiş olan Erdoğan'ın artık adım adım hükümetini de kaybettiği gerçeğidir.

Kuşkusuz bu durum sadece Türkiye'yi değil, Suriye'den başlayarak tüm bölgeyi etkileyecek bir gelişmedir.

Erdoğan gidiyor, bölge rahatlıyor

Örneğin Suriye, kendisine karşı yarı açık savaş sürdüren, sınırlarını terör örgütlerine açan bir rejimden kurtulacaktır.
 
Örneğin İran, kendisini müzakere masasında tutmakla görevlendirilen, bir Sünni ittifakıyla bölgede Batı adına kendisini çevrelemeye çalışan bir rejimden kurtulacaktır.
 
Örneğin Irak, kuzeyindeki özerk bölgeyi kendisine karşı kullanan ve oraya dayanarak genişleme hayali kuran bir rejimden kurtulacaktır.
 
Örneğin Mısır, önceki gün terör örgütü ilan ettiği Müslüman Kardeşlerin Türkiye ayağı saydığı Tayyip Erdoğan rejiminden ve Ankara'nın Kahire'yi karıştıran müdahalelerinden kurtulmuş olacaktır.
 
Mafya-Galdyo-Tarikat rejimi

Dikkat ediniz, dört ülkenin de kurtulacağı şeyi, bir hükümet olarak değil, bir rejim olarak niteledik!
 
Burası önemlidir ve Erdoğan hükümetinin yıkılmasının bölgeyi de aşan bir etkiye yol açacağını göstermektedir. Şöyle ki, 11 yıllık AKP iktidarı ile oluşturulan rejim, aslında 60 yıllık Küçük Amerika sürecinin zirvesiydi. Son 11 yılda ABD AKP ile Türkiye'yi fiilen yıktı ve yerine Küçük Amerika'yı kurdu.
 
Küçük Amerika bir Mafya-Gladyo-Tarikat rejimiydi ve Ankara'yı Washington'a bağlı Gladyo yönetiyordu.
 
Ekonomisi 24 Ocak 1980 kararlarından bu yana serbest piyasa ekonomisine eklemlenmiş ve tüm kârlı kamu kurumları satılmıştı.
 
Rejimin ideolojisi SSCB yıkılana kadar Türk-İslam senteziydi. SSCB'den sonra küreselleşme atağı başlatan ABD için ideolojinin Türk boyutuna gerek kalmadı; sadece İslam kaldı. Kendisini en iyi Refahyol iktidarı ile cisimlendiren bu ideoloji, Amerikan İslamı'ydı. 11 Eylül'den sonra ise ABD'nin BOP hedefi gereği Ilımlı İslam'dı.
 
Rejim, MİT-Emniyet-Yargı üçgeni üzerinden ülkeyi biçimlendiriyordu. ABD'nin Irak işgallerine destek vermeyen TSK Pentagon'a göre hizadan çıkmıştı ve sadece yeniden hizaya sokulması artık yeterli değildi. TSK'ye diz çöktürülmeli ve Küçük Amerika'nın boru bekçisi ve en iyi ihraç malı olmalıydı.
 
Mübarek gidiyor, Mursi gelmiyor!

İşte Erdoğan'ın önce iktidarını, şimdi de adım adım hükümetini kaybetmeye başlaması, en başta yukarıda özetlediğimiz bu Amerikan rejiminin yıkılması demektir.
 
Erdoğan ABD'nin model ortağıdır; İran'ı masada tutan kolaylaştırıcıdır, Suriye'de sopadır, Irak'ta kuzeyden bölendir, Mısır'da iktidar aygıtına eklemlenendir, Libya'da lojistiktir, Afganistan'da kalkandır, Somali'de paratonerdir.
 
Tüm bunları yapabilmesi için de Ortadoğu'ya Ilımlı İslamcı, tabanına Yeni Osmanlıcı, AB'ye muhafazakâr demokrat olmuştur.
 
İşte artık bu sistem yıkılmaktadır!

Yıkan ise ABD ve Cemaat değil, Haziran Ayaklanması'dır, Aslanlı Yol'dur!
 
ABD şimdi Mısır'da yaptığı gibi Mübarek'i verip rejimi kurtarmaya çalışacaktır. Türkiye'ye yön veren dinamikler, Mursi (Cemaat ve Gül) gelir endişesi taşımadan Mübarek'e yüklenmeye devam etmelidir. Zira hem Mursi'nin gelmesi zordur hem de Mısır'da görüldüğü gibi gelişiyle gidişi bir olacaktır!
 
Zira rejim iyi analiz edildiğinde görülecektir ki, AKP olmadan Cemaat devlet aygıtı olamaz, Erdoğan olmadan da AKP iktidar olamaz! Abdullah Gül'ün monte edileceği Yeni AKP ya da Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerleştirileceği koalisyonlar, Aslanlı Yol Türkiye'sinde gerçekleşebilir seçenekler değildir!
 
 
 
 
 
 

SEMİH KORAY/ Milletin 'F tipi tuzaklar'la imtihanı



AYDINLIK; 27.12.2013
Şu soru önemlidir: Bugün Erdoğan yönetiminin hemen teslim bayrağını çekip istifa etmesi, operasyonu yöneten ABD'yi sevindirir mi, üzer mi? Çatışmanın hemen sonuç vermesi durumunda, ABD'nin ülkemizdeki gericiliği az bir hasarla yeniden yapılandırmasının önünde geniş bir alan açılacaktır. ABD planı, AKP içinde ciddi bir parçalanma olmaksızın uygulanabileceği gibi, CHP ve MHP yönetimlerinin izlediği "kolaylaştırıcılık" rolü "doğrulanmış" olacaktır. Bu, ABD açısından hayal bile edilemeyecek kadar olumlu bir durumdur. Onların mevcut planına göre AKP içindeki bir yönetim değişikliği, Erdoğan yönetiminin görece bir seçim başarısızlığından geçmektedir. Kılıçdaroğlu yönetiminin "AKPleşme" ve "ABD yörüngesine girme" olarak özetlenebilecek çizgisinin getireceği "görece bir seçim başarısı" ise, "Atatürk'te birleşme"nin alternatifi olarak ABD hanesine yazılacaktır.
Gericilik içindeki çatışmayı ABD'nin denetimi dışına çıkararak şiddetlendirecek olan etken, milletin "temiz toplum ve adalet" isteminden çok, halkın bu istemin ancak Türkiye'nin yeniden Atatürk Devrimi yoluna sokulmasıyla karşılanabileceği bilinciyle seferber edilmesidir. Milli Güçbirliği isteminin Türkiye'nin tek çıkış yolu olarak güçlendirilmesi, her zamankinden daha önemli bir hale gelmiştir. İşçi Partisi'nin ve Milli Merkez'in bu konudaki kararlı tutumuna koşut olarak, CHP ve MHP tabanında da ABD'nin "F tipi tuzakları"na karşı uyanıklık ve karşı çıkış yükselmektedir. Önümüzdeki dönem atılacak her adımın başarı ölçütü, milletin Atatürk'te birleşmesini ne kadar güçlendirdiği ve Milli Hükümet'i ne ölçüde bir çekim merkezi haline getirdiği olacaktır.