Başkan Trump, Birleşik Devletler’in Türkiye ile olan
anlaşmazlığını yatıştırmaya çalışıyor. Ancak, Beyaz Saray’daki askeri cuntanın
farklı planları var. Bugünlerde, Başkan’ın Türk mevkidaşı ile iletişime
geçmesini engellemeye çalışıyor. Sonuçta, ABD-Türkiye ilişkileri daha da
sertleşecek.
Türk Dışişleri Bakanı, dün, beklenmedik şekilde, Başkan Trump’ın
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı düşüncede olduğunu gösteren bir telefon
görüşmesinin yapıldığını açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, 24 Kasım’da, Rusya-Türkiye-İran’ın Suriye ile ilgili olarak
gerçekleştirdiği zirveden sadece bir gün sonra telefonda görüştüler ve
Ankara’nın bildirdiğine göre, Washington YPG’ye daha fazla silah göndermeyeceği
konusunda taahhütte bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, telefon görüşmesinden sonra
muhabirlere yaptığı açıklamada, “Başkan Trump’ın, çok açık bir şekilde,
YPG’ye artık silah verilmemesi konusunda talimat verdiğini ve bu saçmalığın bir
an önce bitmesinin gerektiğini söylediğini” ifade etti.
Trump, bu görüşmeyi daha önce Tweetter hesabından duyurdu.
Donald J. Trump
@realDonaldTrump
Bu sabah, Ortadoğu’da
devralmış olduğum karışıklık ortamına barış getirmek konusunda Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuşuyor olacağım. Hepsini
halledeceğim ancak bu 6 trilyon dolara ve hayatlara mal olan bir hata. En
başından beri oraya girmemeliydik
12:04 PM - 24 Kasım 2017
Trump, telefon görüşmesi esnasında, bir an
için bakıcılarından kurtulup, duyurulduğu gibi, Erdoğan ile hızlı bir şekilde
barış yapmaya çalışmış olmalı. YPG’nin silahlandırılması konusu, Türkiye için
gerçekten sineye çekilmesi zor bir konu. Sonuçta bu girişim olasılıkla, modern
Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk ve Erdoğan’ın bizzat kendisinin “düşman”
olarak gösterildiği son NATO “gaf”ını telaffi etmek amacını güdüyor olmalı.
YPG, Türk-Kürt terör grubu PKK’nın
Suriye’deki kardeş örgütü. ABD’nin, IŞİD ile savaşmak için Suriye’deki YPK’ya
verilen bazı silahlar, Türkiye’de, Türk güvenlik güçlerini öldürmek üzere
sızmış olan PKK savaşçılarında ele geçirildi. Buna rağmen, YPG’ye silah
sağlanmasına devam edildi. ABD ordusu tarafından YPG’ye, toplamda 3500 kamyon
dolusu silah verildi. YPG, sadece son günlerde bile, yaklaşık 120 zırhlı yüksek
hareket kabiliyetli çok amaçlı vasıta, mayın temizleme araçları ve diğer
ekipmanı teslim aldı.
Beyaz Saray’daki generaller ve yönetimin
diğer kısımları, Trump’ın verdiği sözle kontrpiyede kalmış oldular. The Washington
Post şöyle yazıyor:
Başlangıçta,
yönetimin ulusal güvenlik ekibi Türklerin duyurusuyla şaşırmış ve bu konuda ne
demek gerektiğini bilemezmiş gibi göründü. Dışişleri Bakanlığı, Beyaz Saray’a
sorular yöneltti ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nden teyid alınamayan saatler
geçti.
Sonuç
itibariyle, Beyaz Saray Associated Press’in iddiasını piyasaya sürdü:
Söz konusu
telefon görüşmesi gizli bir durum olmakla birlikte, Trump Türkleri, “Suriye topraklarındaki partnerlerimize
sağlanan askeri destekle ilgili düzenlemelerin bekletildiği” konusunda
bilgilendirmiştir.
Ne telefon
görüşmesinin okunması ne de Associated Press’in atıfta bulunduğu
açıklama, Beyaz Saray’ın web sitesinde halen mevcut değil.
ABD ordusu, YPG’yi, kuzey-doğu Suriye’nin
işgalini desteklemek ve meşrulaştırmak için Suriye’de vekalet gücü olarak
kullanıyor. İşgalin amacı, şu an için, Suriye hükümeti üzerinde, ABD
kontrolünde bir “rejim değişikliği”ni kabul etmeye yönelik baskı kurmak.
ABD yetkilileri, üç yıldır çıkmazda olan ABD’nin
aracılık ettiği Cenevre’deki barış görüşmeleri esnasında, Esad üzerinde ödün
vermesi amacıyla baskı oluşturmak için kuzey Suriye’deki Amerikan birliklerini
tutmaya devam etmeyi tasarladıklarını söylediler. Geçen hafta, Savunma Bakanı Jim Mattis “Şu an, öylece çekip gitmiyoruz” dedi.
ABD pozisyonunu sağlamlaştırmak için,
YPG’li paralı güçlerini daha fazla kuvvetlendirmek ve takviye etmek ihtiyacı
duyuyor.
2014 yılında, ABD Suriye’deki Kürtleri
“piyadesi” olarak kullanmaya başladığında, YPG’yi “Suriye Demokratik Güçleri”
denilen örtünün altına sakladı. Bu hileyi sürdürmek ve onların da buna katmak
için bazı Suriyeli Araplara ödemede bulundu. Bu durum, aynı zamanda, “ABD’nin
teröristleri silahlandırdığı ve desteklediği” yönündeki Türk tezine karşı çıkmada da yardımcı oldu. Ancak,
Mayıs 2017’de ABD, “SDF” örtüsü olmadan doğrudan YPG’yi silahlandırdığını
duyurdu. Öne sürülen amaç da, IŞİD’i Rakka’dan çıkartmaktı.
YPG, ABD’nin kendisine daha fazla para,
askeri teçhizat ve destek sağlamadan, bir Arap şehri için savaşmaya gönülsüzdü.
Her şey sağlandı. YPG savaşçılarına kumanda eden ABD özel kuvvetleri, şehre
karşı çok büyük miktarlarda hava ve topçu mühimmatı yöneltti. Her bir
potansiyel düşman mevzii, YPG piyadeleri ilerlemeden önce, büyük miktarlarda
mühimmat ve yoğun bombalama ile imha edildi. Sonuçta, çatışmalarda az miktarda
YPG’li hayatını kaybetti. IŞİD’in şehirden çıkmasına izin verildi ya da
çıkartıldı, ancak, Rakka şehri ne durumdaydı? Orta büyüklükteki şehrin
bombalanma yoğunluğu, bazen, tüm Afganistan’ın bombalanmasından 10 kez daha
fazlaydı.
“Airwars”ın bildirdiğine göre: Haziran ayından beri, Rakka’da, koalisyon
operasyonlarını desteklemek amacıyla tahmini 20 000 civarı mühimmat ateşe
verildi. Saldırının son günlerinde gazeteciler tarafından elde edilen
görüntüler, harabeye dönmüş bir şehri gösteriyor.
Gelişigüzel yapılan şiddetli saldırıda
birkaç bin sivil öldürüldü.
IŞİD, Suriye ve Irak’ta mağlup edildi.
Artık, herhangi bir yerde tutunması zor. Bundan böyle, YPG’nin ya da “yapay”
örgüt SDF’nin daha fazla silahlandırılmasının ve donatılmasının herhangi bir
gerekçesi olamaz.
Ancak, generaller o büyük planlarını
ilerletmek için böyle yapmaya devam etmek istiyorlar. Bu nedenle de,
Başkanlarının vaadini engellemek için çeşitli dayanaklar yumurtluyorlar. The Wall Street Journal, bu dalavereyi hemen kavrayan tek “satış
noktası” gibi görünüyor:
“Yetkililer,
Cuma günü, Başkan Donald Trump yönetiminin, IŞİD’e karşı savaşan Kürt
militanlarına doğrudan silah göndermeyi durdurarak ABD’nin sivil savaştaki en
güvenilir müttefiğine politik bir darbe indirmeye hazırlandığını söylediler.
…
Türkiye’nin
duyurumu, Trump yönetiminin askeri ve politik görevlilerinin hazırlıksız
yakalandığı Washington için bir sürpriz oldu. ABD askeri yetkilileri, Kürt
güçlerine silah ikmali konusunda yeni bir yönlendime almadıklarını ve gruba
herhangi bir yeni silah teslimatı için acil planlarının olmadığını ifade
ettiler. ABD, “Suriye militan koalisyonu” şemsiyesi altında, Kürt güçlerine
silah sağlamayı sürdürebilir.
The Wall Street Journal’a konuşan askeri yetkililer, Trump’ın vaadini
boşa çıkarmanın bir yolunu buldular.
SDF’nin sözcüsü
Türkmen Talaf Silo, geçenlerde
saf değiştirerek Türk tarafına geçti. Türkiye yönetimi, kuşkusuz SDF hakkında
epey bir bilgi sahibi oldu ve SDF’nin politik ve komuta yapısının YPK’nın
hakimiyetinde olduğunu biliyor. Tüm konsept bir yalandan ibaret.
Ancak, ABD kuzey-doğu Suriye’yi kontrol
altında tutmak için YPG’ye ihtiyaç duyuyor ve bu nedenle, YPG’nin her türlü
ihtiyacını sağlamayı sürdürmek zorunda. Aksi takdirde, Suriye’ye karşı daha
büyük tasarılarından vazgeçmek zorunda kalacak.
Türkiye yönetimi, ABD’nin kendisini tekrar
kandırmaya çalıştığını yakında anlayacaktır. Erdoğan, “SDF’nin ihtiyacı” örtüsü
altında veriliyor olsa da, ABD’nin YPG’ye savaş malzemesi sağlamayı
sürdürdüğünü anlayınca öfkelenecektir.
Türkiye yönetimi, Erdoğan ve beş
yardımcısını, Trump’la telefon görüşmesi esnasında gösteren bir fotoğraf
yayınladı. Böyle bir yayın ve telefon görüşmesinin Türk Dışişleri Bakanı
tarafından duyurulması çok olağan değil. Erdoğan telefon görüşmesiyle prestij
kazanıyor ve kamuoyuna duyuru da, Trump’ın vaadine sadık kalacağından emin
olmak için yapılıyor.
Bu kapsamlı neşriyat, yeniden
kandırıldığını anladığında Erdoğan’ın öfkesini de arttıracaktır.
Moon of Alabama
25.11.2017
Posted by b at 12:14 PM
Çeviri: IŞIK