3 Aralık 2017 Pazar

Moon of Alabama: Trump Erdoğan’la Barış Yapmak İstiyor- Ordu Bunu Sabote Etmek İstiyor




Başkan Trump, Birleşik Devletler’in Türkiye ile olan anlaşmazlığını yatıştırmaya çalışıyor. Ancak, Beyaz Saray’daki askeri cuntanın farklı planları var. Bugünlerde, Başkan’ın Türk mevkidaşı ile iletişime geçmesini engellemeye çalışıyor. Sonuçta, ABD-Türkiye ilişkileri daha da sertleşecek.

Türk Dışişleri Bakanı, dün, beklenmedik şekilde, Başkan Trump’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı düşüncede olduğunu gösteren bir telefon görüşmesinin yapıldığını açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım’da, Rusya-Türkiye-İran’ın Suriye ile ilgili olarak gerçekleştirdiği zirveden sadece bir gün sonra telefonda görüştüler ve Ankara’nın bildirdiğine göre, Washington YPG’ye daha fazla silah göndermeyeceği konusunda taahhütte bulundu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, telefon görüşmesinden sonra muhabirlere yaptığı açıklamada, “Başkan Trump’ın, çok açık bir şekilde, YPG’ye artık silah verilmemesi konusunda talimat verdiğini ve bu saçmalığın bir an önce bitmesinin gerektiğini söylediğini” ifade etti.

Trump, bu görüşmeyi daha önce Tweetter hesabından duyurdu.

Donald J. Trump @realDonaldTrump

Bu sabah, Ortadoğu’da devralmış olduğum karışıklık ortamına barış getirmek konusunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuşuyor olacağım. Hepsini halledeceğim ancak bu 6 trilyon dolara ve hayatlara mal olan bir hata. En başından beri oraya girmemeliydik

12:04 PM - 24 Kasım 2017

Trump, telefon görüşmesi esnasında, bir an için bakıcılarından kurtulup, duyurulduğu gibi, Erdoğan ile hızlı bir şekilde barış yapmaya çalışmış olmalı. YPG’nin silahlandırılması konusu, Türkiye için gerçekten sineye çekilmesi zor bir konu. Sonuçta bu girişim olasılıkla, modern Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk ve Erdoğan’ın bizzat kendisinin “düşman” olarak gösterildiği son NATO “gaf”ını telaffi etmek amacını güdüyor olmalı.

YPG, Türk-Kürt terör grubu PKK’nın Suriye’deki kardeş örgütü. ABD’nin, IŞİD ile savaşmak için Suriye’deki YPK’ya verilen bazı silahlar, Türkiye’de, Türk güvenlik güçlerini öldürmek üzere sızmış olan PKK savaşçılarında ele geçirildi. Buna rağmen, YPG’ye silah sağlanmasına devam edildi. ABD ordusu tarafından YPG’ye, toplamda 3500 kamyon dolusu silah verildi. YPG, sadece son günlerde bile, yaklaşık 120 zırhlı yüksek hareket kabiliyetli çok amaçlı vasıta, mayın temizleme araçları ve diğer ekipmanı teslim aldı.

Beyaz Saray’daki generaller ve yönetimin diğer kısımları, Trump’ın verdiği sözle kontrpiyede kalmış oldular. The Washington Post şöyle yazıyor:

Başlangıçta, yönetimin ulusal güvenlik ekibi Türklerin duyurusuyla şaşırmış ve bu konuda ne demek gerektiğini bilemezmiş gibi göründü. Dışişleri Bakanlığı, Beyaz Saray’a sorular yöneltti ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nden teyid alınamayan saatler geçti.

Sonuç itibariyle, Beyaz Saray Associated Pressin iddiasını piyasaya sürdü:

Söz konusu telefon görüşmesi gizli bir durum olmakla birlikte, Trump Türkleri, “Suriye topraklarındaki partnerlerimize sağlanan askeri destekle ilgili düzenlemelerin bekletildiği” konusunda bilgilendirmiştir.

Ne telefon görüşmesinin okunması ne de Associated Press’in atıfta bulunduğu açıklama, Beyaz Saray’ın web sitesinde halen mevcut değil.

ABD ordusu, YPG’yi, kuzey-doğu Suriye’nin işgalini desteklemek ve meşrulaştırmak için Suriye’de vekalet gücü olarak kullanıyor. İşgalin amacı, şu an için, Suriye hükümeti üzerinde, ABD kontrolünde bir “rejim değişikliği”ni kabul etmeye yönelik baskı kurmak.

ABD yetkilileri, üç yıldır çıkmazda olan ABD’nin aracılık ettiği Cenevre’deki barış görüşmeleri esnasında, Esad üzerinde ödün vermesi amacıyla baskı oluşturmak için kuzey Suriye’deki Amerikan birliklerini tutmaya devam etmeyi tasarladıklarını söylediler. Geçen hafta, Savunma Bakanı Jim Mattis “Şu an, öylece çekip gitmiyoruz” dedi.

ABD pozisyonunu sağlamlaştırmak için, YPG’li paralı güçlerini daha fazla kuvvetlendirmek ve takviye etmek ihtiyacı duyuyor.

2014 yılında, ABD Suriye’deki Kürtleri “piyadesi” olarak kullanmaya başladığında, YPG’yi “Suriye Demokratik Güçleri” denilen örtünün altına sakladı. Bu hileyi sürdürmek ve onların da buna katmak için bazı Suriyeli Araplara ödemede bulundu. Bu durum, aynı zamanda, “ABD’nin teröristleri silahlandırdığı ve desteklediği” yönündeki Türk  tezine karşı çıkmada da yardımcı oldu. Ancak, Mayıs 2017’de ABD, “SDF” örtüsü olmadan doğrudan YPG’yi silahlandırdığını duyurdu. Öne sürülen amaç da, IŞİD’i Rakka’dan çıkartmaktı.

YPG, ABD’nin kendisine daha fazla para, askeri teçhizat ve destek sağlamadan, bir Arap şehri için savaşmaya gönülsüzdü. Her şey sağlandı. YPG savaşçılarına kumanda eden ABD özel kuvvetleri, şehre karşı çok büyük miktarlarda hava ve topçu mühimmatı yöneltti. Her bir potansiyel düşman mevzii, YPG piyadeleri ilerlemeden önce, büyük miktarlarda mühimmat ve yoğun bombalama ile imha edildi. Sonuçta, çatışmalarda az miktarda YPG’li hayatını kaybetti. IŞİD’in şehirden çıkmasına izin verildi ya da çıkartıldı, ancak, Rakka şehri ne durumdaydı? Orta büyüklükteki şehrin bombalanma yoğunluğu, bazen, tüm Afganistan’ın bombalanmasından 10 kez daha fazlaydı.

“Airwars”ın bildirdiğine göre: Haziran ayından beri, Rakka’da, koalisyon operasyonlarını desteklemek amacıyla tahmini 20 000 civarı mühimmat ateşe verildi. Saldırının son günlerinde gazeteciler tarafından elde edilen görüntüler, harabeye dönmüş bir şehri gösteriyor.

Gelişigüzel yapılan şiddetli saldırıda birkaç bin sivil öldürüldü.

IŞİD, Suriye ve Irak’ta mağlup edildi. Artık, herhangi bir yerde tutunması zor. Bundan böyle, YPG’nin ya da “yapay” örgüt SDF’nin daha fazla silahlandırılmasının ve donatılmasının herhangi bir gerekçesi olamaz.

Ancak, generaller o büyük planlarını ilerletmek için böyle yapmaya devam etmek istiyorlar. Bu nedenle de, Başkanlarının vaadini engellemek için çeşitli dayanaklar yumurtluyorlar. The Wall Street Journal, bu dalavereyi hemen kavrayan tek “satış noktası” gibi görünüyor:

“Yetkililer, Cuma günü, Başkan Donald Trump yönetiminin, IŞİD’e karşı savaşan Kürt militanlarına doğrudan silah göndermeyi durdurarak ABD’nin sivil savaştaki en güvenilir müttefiğine politik bir darbe indirmeye hazırlandığını söylediler.

Türkiye’nin duyurumu, Trump yönetiminin askeri ve politik görevlilerinin hazırlıksız yakalandığı Washington için bir sürpriz oldu. ABD askeri yetkilileri, Kürt güçlerine silah ikmali konusunda yeni bir yönlendime almadıklarını ve gruba herhangi bir yeni silah teslimatı için acil planlarının olmadığını ifade ettiler. ABD, “Suriye militan koalisyonu” şemsiyesi altında, Kürt güçlerine silah sağlamayı sürdürebilir.

The Wall Street Journal’a konuşan askeri yetkililer, Trump’ın vaadini boşa çıkarmanın bir yolunu buldular.

SDF’nin sözcüsü Türkmen Talaf Silo, geçenlerde saf değiştirerek Türk tarafına geçti. Türkiye yönetimi, kuşkusuz SDF hakkında epey bir bilgi sahibi oldu ve SDF’nin politik ve komuta yapısının YPK’nın hakimiyetinde olduğunu biliyor. Tüm konsept bir yalandan ibaret.

Ancak, ABD kuzey-doğu Suriye’yi kontrol altında tutmak için YPG’ye ihtiyaç duyuyor ve bu nedenle, YPG’nin her türlü ihtiyacını sağlamayı sürdürmek zorunda. Aksi takdirde, Suriye’ye karşı daha büyük tasarılarından vazgeçmek zorunda kalacak.

Türkiye yönetimi, ABD’nin kendisini tekrar kandırmaya çalıştığını yakında anlayacaktır. Erdoğan, “SDF’nin ihtiyacı” örtüsü altında veriliyor olsa da, ABD’nin YPG’ye savaş malzemesi sağlamayı sürdürdüğünü anlayınca öfkelenecektir.

Türkiye yönetimi, Erdoğan ve beş yardımcısını, Trump’la telefon görüşmesi esnasında gösteren bir fotoğraf yayınladı. Böyle bir yayın ve telefon görüşmesinin Türk Dışişleri Bakanı tarafından duyurulması çok olağan değil. Erdoğan telefon görüşmesiyle prestij kazanıyor ve kamuoyuna duyuru da, Trump’ın vaadine sadık kalacağından emin olmak için yapılıyor.

Bu kapsamlı neşriyat, yeniden kandırıldığını anladığında Erdoğan’ın öfkesini de arttıracaktır.

Moon of Alabama
25.11.2017
Posted by b at 12:14 PM

Çeviri: IŞIK