Hizbullah (Allah'ın Partisi), İsrail'in Lübnan'ı işgali üzerine 1982 yılında kuruldu. İran Devrimi lideri İmam Humeyni'nin açık desteğini alan örgüt için Humeyni, "Kendi ayaklarınız üzerinde duracak bir direniş örgütü kurun" talimatı verdi.
Bu sözler Hizbullah'ın en önemli ilkesi oldu. Lübnan'da yaşayan 2 milyona yakın Şii nüfusun desteklediği ve onların temsilcisi olan örgüt, güttüğü kazanıcı politikalarla, herkesin saygı duyduğu ve desteklediği bir örgüt oldu. 14 Ağustos 2006'da biten '33 Günlük İsrail Savaşı'nda Hristiyanlar bile Hizbullah'ı destekledi. Bugün Lübnan Meclisi'nde de temsilcileri bulunuyor.
SAVUNMA ÖRGÜTÜ
ABD ve İsrail 'terör örgütü' olarak görse de Hizbullah, daha çok savunma örgütü şeklinde faaliyet yürütüyor. 30 bine yakın vurucu güce bulunuyor. Hizbullah üyeleri, bir yandan normal işlerini yaparken, ani durumlarda çağırıldığında da savaşçı olarak görev yapabiliyorlar. Suriye ve İran'dan askeri eğitim, silah ve malzeme desteği alıyor. Elinde İsrail'in şehirlerini vuracak uzun menzilli füzelere de sahip. İsrail Savaşı'na taktik gereği uzun menzilli füzelerini kullanmadı. İsrail'e Katyuşa füzeleriye karşılık verdi. Uzun yıllardır ABD ve onun uzantısı İsrail'le mücadele ediyor. 1992 yılından bu yana örgütün liderliğini yapan 54 yaşındaki Hasan Nasrallah, İsrail'e karşı verilen mücadelede 1997 Eylül'ünde oğlu Hadi'yi de şehit verdi.
ABD VE İSRAİL'İ LÜBNAN'DAN ÇIKARTTI
Hizbullah'ın adım adım güçlenmesi 1975 yılında başlayan Lübnan İç Savaşı'nı da bitirdi. ABD ve anti emperyalist politikaları, Hizbullah'ı Lübnan'da en önemli güç yaptı. 'Gözetilen ve dikkate alınan kuvvet' oldu. 1983 yılında ABD Elçiliği'ne yapılan saldırıda 17'si Amerikalı toplam 63 kişinin ölümü, yine aynı yıl içinde ABD askerlerinin bulunduğu bir karargâha yapılan saldırıda 241 Amerikalı askerin ölümü Hizbullah'a maledildi. ABD bu saldırılardan sonra Lübnan'ı terketti. 15 Mayıs 2000 günü de Güney Lübnan'ı işgal eden İsrail bölgeden çekilmek zorunda kaldı.
33 GÜNLÜK SAVAŞ ZAFERİ
'33 Günlük Savaş' olarak nitelendirilen, İsrail-Hizbullah Savaşı 12 Temmuz 2006 günü başladı. Askerinin kaçırılmasını bahane eden İsrail, kara, deniz ve havadan Güney Lübnan'ı ağır bombardımana tuttu. İsrail, zırhı birlikler ve özel birliklerle Hizbullah bölgesine girmeye kalktı.
Beklenmedik direnişle karşılaştı. Ağır yenilgiye uğradı. Bu sırada bin 300'e yakın sivil hayatını kaybetti. 4 bin 300 ev yıkıldı, 226 apartman yerle bir oldu. 163 köprü ve 48 cami de yıkılanlar arasındaydı. İnsan kaybının içinde 433 çocuk ve 378 de kadın bulunuyor. İsrail, halkın direnişini kırmak için sivil bölgeleri ağır bombardımana tuttu. Tıpkı bugün Gazze'de olduğu gibi... ABD ve Avrupa desteğine rağmen İsrail yenilgiden kurtulamadı. Savaş bir anlamda İsrail-İran-Suriye Savaşı oldu. Lübnan'ı her iki ülke de açıktan destekledi. İran seferber oldu. Maddi ve manevi yardımda bulundu. Yıkılan binalar için ilk etapta bir milyar dolar yardım etti.
İSRAİL CAYDIRICILIĞINI KAYBETTİ
Bölgedeki İran Suriye etkisini Hizbullah üzerinden kırmaya çalışan İsrail, bunda başarılı olamadı ve ilk kez aldığı yenilgiyle 'yenilmezlik' caydırıcılığını da kaybetti. İsrail, 130 Mirkava tankını, 2 savaş uçağını, 5 helikopterini, 408 zırhlı aracını, 3 fırkateynini kaybetti. 130 askeri öldü. 650'ye yakın askeri de yaralandı.
(Fransız kaynaklarına göre İsrail'in askeri kayıpları bin, İran kaynaklarına göre ise 2 bin 300 kişi. Yine bine yakın zırhlı araç kaybının da olduğu iddia ediliyor.)
Hizbullah kısa menzilli füzeleriyle İsrail şehirlerine saldırdı. 20 bin kişi ülkeyi terk etmek için yabancı elçiliklere başvurdu. Savaşın başladığı günlerde, ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice "24 ülkenin sınırı değişecek" diye ilan etti ve İsrail'i destekledi. Ancak planları tutmadı ve BOP projesi 4 yıl gecikti. Yenilgi, İsrail'de derin siyasi krize neden oldu. Savaş sırasında Başbakan Erdoğan'ın Hizbullah'ı desteklememesi dikkat çekiciydi.
HİZBULLAH'IN FÜZE GÜCÜ 10 KAT ARTTI
2013 Aralık'ında İsrailli bir askeri yetkili yaptığı açıklamada “Hizbullah’ın 2006 yılında iki başında patlayıcısı olan 350 kiloluk 500 füzesi vardı. Ama bugün bu grup, 750 ila 1000 kiloluk benzeri 500.000 füzeye sahip” dedi. Yetkili, Hizbullah'ın birkaç yıl içindeki füze gücünün 10 kat arttığını da belirtti. İsrailli yetkililer, Filistinlilerin de Hizbullah gibi üstün füze gücüne ulaşmasından çekindiklerini belirtiyorlar. "O zaman iki cephede savaşmak zorunda kalırız" diyorlar. (FHA, 25 Temmuz ve 10 Aralık 2013 haberleri)
İsrailli uzmanlar, Nisan ayı sonunda yaptıkları açıklamada da "İsrail ordusu Hizbullah'la savaşa hazır değil" dediler.
HİZBULLAH SURİYE'DE
15 Mart 2011 günü başlayan Suriye'ye karşı, ABD ve müttefiklerinin ortak yürüttüğü komplo karşısında kayıtsız kalmayan Hizbullah, çetelere karşı Suriye ordusunun yanında savaşmaya başladı.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, 26 Mayıs 2013 günü İsrail'in Lübnan'ı terk edişinin yıl dönümünde yaptığı açıklamada "Size zafer vaadediyorum" dedi. 14 Kasım 2013 günü "Suriye'de kalmaya devam edeceğiz" açıklaması yapan Nasrallah, bu yıl açıkça görülen zaferden sonra da "Gerçeği görün Suriye düşmanları yenildi" dedi.
'ZAFER DİRENİŞİN'
İsrail'in Gazze'ye bomba yağdırdığı günlerde kutlanan 'Dünya Kudüs Günü' nedeniyle bir konuşma yapan Hasan Nasrallah, "İsrail yenilmiştir, zafer direnişin" dedi. Halka hitaben yaptığı konuşmada Nasrallah şunlara vurgu vaptı:
"İsrailliler üç yerleşimcinin kaçırılmasını Amerikan örtbasıyla İsrail saldırısı başlatmak için bir bahane olarak kullandı. Filistin direnişinin peşine düşmek, Gazze'ye karşı savaş açmak istediler. Altın üçlü savaşın sonucunu tayin edecektir: Bu altın üçlü cephedeki sebat, halk ve siyasi direniştir. Tek hedef Hamas değil. Hedef, direnişin Gazze ve diğer her yerde savunduğu her şeydir. Tüm dünyaya diyorum ki, mesele direnişse Gazze zaten şimdiden zafer kazanmıştır. 18. gündeyiz ve görüyoruz ki düşman tek bir hedefe bile ulaşamamıştır. Yüksek ve gür sesle diyorum ki direniş zaten zafer kazanmış durumdadır. Gün geçtikçe, Kudüs Günü'nün kutlanmasının gerekliliğini anlıyoruz bugünlerde, gerçek sorumluluğumuzu anlıyoruz. Gazze şu an davası ile, mücadelesi ile tüm ayrılıkların ve hassasiyetlerin üstündedir. Direniş ambargo kaldırılmadan ateşkesi kabul etmemelidir." (Mehr, 26 Temmuz 2014)
SURİYE'DE ZAFERE İMZA ATTI
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, geçtiğimiz günlerde de İsrail tehdidi karşısında, Suriye'deki kuvvetlerini geri çekmeye başlayarak Lübnan cephesini kuvvetlendirme kararı aldı. Hizbullah 2006 savaşından sonra en büyük deneyimi Suriye'de aldı. Sahada terör örgütleriyle mücadele eden Hizbullah, Suriye zaferine de imza attı. İsrail ise 2006 yılından bu yana savaş deneyi olmayan bir ülke. En büyük deneyi ise taş atan çocuklara karşı verdiği saldırı tecrübesi...
Ercan DOLAPÇI
Aydınlık/14.12.2017