Rafet BALLI;'Bahçeli Perinçeki Niye Hedef Seçti?' etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rafet BALLI;'Bahçeli Perinçeki Niye Hedef Seçti?' etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Şubat 2017 Çarşamba

Bahçeli, Perinçek’i Niye Hedef Seçti?.

Yakın tarihimiz...
Doğuşlar..
Yeniden doğuşlar...
Ve tükenişler tarihidir.
Derslerle doludur.
***
1980-90 dönemi...
Turgut Özal’lı yıllar.
ANAP dönemi de diyebiliriz.
10 yıl bile sürmedi.
Küreselleşmenin hem başlangıcı...
Hem de ilk iflasıdır bu.
***
1991-2002 dönemi...
Siyasetin değirmeni fazla mesai yaptı.
Eskisi yenisi... Sağcısı solcusu İslamcısı...
5 lideri birden öğüttü.
Süleyman Demirel.
Tansu Çiller.
Necmettin Erbakan.
Mesut Yılmaz.
Bülent Ecevit.
İktidarda 4 yıl bile dayanamadalar.
Partileri de silindi. Kendileri de.
***
“Ara” bir dönemdir bu.
Siyaset, bütün rezervlerini kullandı.
Sistem içi bütün birikimini harcadı. Hepsi tükendi.
Bu da: Küreselleşmenin ikinci iflasıdır.
(Not: “Ara” dönemler “farklı”nın hazırlık yaptığı yıllardır.)
***
Zaten: 2002 sonunda “farklı” bir dönem açıldı.
Sistemin “yedek”leri oyuna girdi.
Tayyip Erdoğan-Fethullah Gülen koalisyonu kuruldu.
İslamcı bir koalisyon.
Batının da desteğiyle.
Üç damar birleşmişti.
Bir: Tercüme İslamın birikimi (AKP).
İki: Tasavvuf İslamının söylem gücü (Cemaat).
Üç: NATO Gladyosunun operasyon yeteneği (FETÖ).
(Not: FETÖ, Cemaat’in çekirdeğidir.)
***
Şimdi de bir “ara” dönemdeyiz.
Yeni bir “farklı” dönemin başlangıcı.
17-25 Aralık’ta (2013) girdik.
İktidar koalisyonu parçalandı. Kavga başladı.
Zaten çatlamıştı (7.2.2012 MİT ifade kriziyle).
***
15 Temmuz 2016: Yine bir NATO darbesi.
Temel araç: FETÖ.
Dikkat: “Din”in ilk kez yeri değişti. “Av” değil “avcı”ydı.
Özel amaç: Erdoğan’ı devirmek.
Genel amaç: Türk devletine ve TSK’ya el koymak.
***
Erdoğan, “darbe”nin ardından iki tutum alır.
Önce: Geniş cephecidir.
Söylemi, FETÖ ve PKK’ya karşı “Yenikapı ruhu”dur.
Sonra: Kendi cephesini daraltır.
Formülü bellidir: AKP + MHP’nin muhafazakâr kanadı.
Türkiye, “başkanlık” referandumuna böyle gidiyor.
***
İslamcılıkla milliyetçi muhafazakârlığın ittifakı yeni değil.
1960’larda denendi.
O zamanki adı milliyetçi-mukaddesatçılıktı.
“Komünizmle mücadele” dernekleri böyledir.
Orta sağın şemsiyesi altındaydı hepsi.
***
Bu cephe kısa zamanda bileşenlerine ayrıldı.
Milliyetçilik: MHP ile kendi partisini örgütledi.
Mukaddesatçılık: Necmettin Erbakan kendi bayrağını açtı.
MNP (Milli Nizam Partisi) ve Milli Selamet Partisi ile.
***
1970’lerde Milliyetçi Cephe olarak toplumun karşısına çıktılar.
Bileşenleri tanıdıktı.
AP (Adalet Partisi). MSP ve MHP.
Yürümedi.
***
Turgut Özal, 12 Eylül’den sonra yeni bir deneme yaptı.
İddiası: Dört eğilimi birleştirmekti (Orta sağ, milliyetçilik, İslamcılık, orta sol).
Özal’ın ANAP’ında “orta sol” sadece kenar süsüydü.
Dördüncü ortak başkasıydı: Amerikancı liberaller.
Yukarıda yazdım: Özal tecrübesi kısa ömürlü oldu.
***
Erdoğan’ın yeni denemesi “iş” yapar mı?
Önceki tecrübelere bakılırsa: Uzun sürmez.
Zaten ortağı Devlet Bahçeli de bir “işaret” verdi.
Parti grubunda şaşırtan konuşmasını yaptı:
“Eğer Doğu Perinçek ve hayırcı yoldaşlarıyla Recep Tayyip Erdoğan arasında bir tercih hakkımız olursa, kesinlikle ve istisnasız Sayın Erdoğan’ı tercih edeceğimizi herkes bilmeli ve kafasına sokmalıdır” (7.2.2017).
***
Beklenirdi ki, Bahçeli hedefe FETÖ ve PKK’yı koysun.
Fakat o, “kutup” olarak Perinçek’i seçti.
Türk siyasetinde yeni mevzilenmeyi böyle okudu: Bir tarafta Erdoğan vardı, karşısında ise Perinçek.
***
Soru şu: Bahçeli niye böyle konuştu?
İslamcı bir dostum: Siyasette sismograf gibidir.
Sarsıntıları erken okur.
Bazen planlamacıdır. Türk siyasetinin bilinen isimleriyle.
Çoğu kez yorumcu.
***
O da Bahçeli gibi düşünüyor.
Hemen her buluşmamızda konuşuyoruz.
Özellikle 15 Temmuz’dan itibaren.
Bugüne kadar özellikle yazmadım.
“Kendi camiasını övüyor” demesinler diye.
***
15 Temmuz’dan hemen sonraki ilk değerlendirmesi.
“Siyasette iki parti kaldı:
Biri darbeyi halk önledi diyen (AKP).
Diğeri TSK’nın rolüne vurgu yapan (Perinçek).”
***
Sonraki günler.
Konu: Dış siyaset.
Görüşü: “Türkiye’nin dış siyasetini artık Vatan Partisi götürüyor.”
***
Genel durum.
Görüşü: “Karargahlar dağıldı. Erdoğan’ın da yok. Bir tek Vatan Partisi kaldı.”
***
Başkanlık.
Görüşü: “Erdoğan sezgileriyle götürüyor. Vatan Partisi siyaset yapıyor.”
***
Bahçeli’nin Perinçek çıkışı:
Görüşü: “Birinin bunu söylemesi lazımdı.
Bahçeli gerekeni söyledi.
Erdoğan da böyle düşünüyor.
Fakat o söyleyemezdi. “
***
Referandum sonrası öngörüsü: “Referandumdan sonra Erdoğan’a karşı olanların gideceği bir tek yer kaldı: Vatan Partisi.”
Hele “evet” çıkarsa.”
***
Uyarıları: “Bir potansiyele dikkat çekiyorum. Marifet, kuvvete çevirmek.”
“Vatan Partisi’nin sorunu şeffaf olmamak. Güven vermesi lazım.”
***
Son iki not:
Bir: Muhatabım, Vatan Partisi ve Perinçek’e sempatiyle bakmaz. Çoğu kez eleştirir.
İki: Bunlar olmuş bitmiş şeyler değil. Sadece tespittir. Bazı çevrelerde kuvvetle dile getirilen.
Rafet BALLI
Aydınlık/10.02.2017