30 Mart 2018 Cuma

4 NİSAN LİDERLER ZİRVESİ ÖNEMLİ OLAYLARA MI GEBE ?




Rus Ordusu Uyarıyor: Suriye’de Büyük bir Savaş An Meselesi


17 Mart’ta, Rus Genelkurmay’ı, Suriye’ye yapılması muhtemel bir saldırı hakkında uyarıda bulundu. Açıklama ayrıntılandırılmadı. Tabi ki, bazı bilgiler gizlidir; ancak, halka açık bilginin bağımsız ve tarafsız bir analizi insanı aynı sonuca götürür. Şimdi olgulara bakalım.

ABD donanması tarafından Kızıldeniz'de, Akdeniz'de ve İran Körfezi'nde konuşlandırılan savaş gemileri var. Bu gemiler, belirlenen herhangi bir günde, Ortadoğu’daki bir hedefe yaklaşık 400 uzun menzilli Tomahawk füzesi fırlatmaya hazır durumda. Denizden fırlatılan Cruise füzeleri, nisan ayında Suriye’yi vurmak için kullanılmıştı. Hint Okyanusu’nda bulunan Diego Garcia Adası’ndaki tüm askeri operasyonlarla ilgili her şey gizli bilgidir, fakat burada bulunan stratejik bombardıman uçaklarının en az 100 cruise füzesi fırlatabildiği ve ayrıca bir takip saldırısında diğer yüksek hassasiyete sahip mühimmatı kullanabildiği herkesçe bilinen bir sırdır. Ortalama olarak, bir bombardıman uçağı 20 adet AGM-86 ALCMs taşır. Meraklı yabancılar için yasak bölge olan bu adada, genellikle beş bombardıman uçağının konuşlanmış olduğuna inanılıyor. Bu, çok kısa sürede en az 500 cruise füzesinin ateşlenebileceği anlamına geliyor.



17 Martta, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Büyük Britanya, Fransa ve ABD’nin yanı sıra bazı diğer ülkelerin, Suriye’de faaliyet gösteren, Suriye Ordusu ile doğrudan çarpışmaya giren özel kuvvetlere sahip olduğunu açıkladı. Bunlar sadece komandolar değil.


16 Mart'ta İngiltere'nin Irak sınırına bitişik ABD kontrolündeki El- Tanf askeri üssünde önemli sayıda birlik yerleştireceği bildirildi. Bu tesis, NATO’nun Suriye’deki savaş planında görünür bir şekilde yer aldı. Burası, İran’ı Suriye ve Irak üzerinden Lübnan’a bağlayan koridorun önünü kesmektedir. Konuşlanmanın boyutu (yaklaşık tankların ve helikopterlerin eşlik ettiği 2300 asker), sadece, halihazırda kaçmakta olan IŞİD militanlarıyla savaşmayı amaçlaması için çok dikkat çekici.

Bundan önce, ABD zaten üsse zırhlı araçlar ile 600 asker ve El-Ömer petrol sahasına da takviye birlikleri göndermişti.

12 Mart'ta ABD'nin BM Büyükelçisi Nikki Haley Suriye'ye karşı askeri harekat tehdidinde bulundu. Deneyimlerimiz, ABD’nin önce vurduğunu ve daha sonra açıklamalar üzerine düşündüğünü gösteriyor. Hiç şüphe yok ki, eylemlerini gerekçelendirmek için bir hayli bahane uyduruyor.

Geçen haftadan beri gerginlik artıyor. Örneğin, ana akım medya Kuzey Kore’nin Suriye’deki “kocaman”,  gizemli yeraltı askeri üssü  üzerine velveke kopardı! Pyogyang’la ilgili bu hikaye, Suriye’nin kimyasal stoklarını yeniden yapılandırdığı benzeri şehir efsanelerinin virüs gibi yayılmasına yardımcı oluyor.

Gerilimin tırmanması,  Astana’da, ileriye dönük çatışmasızlık bölgelerinin genişletilmesi konseptini de içeren Suriye’de barışı sağlama planları üzerine görüşmek üzere bir araya gelen Rusya, İran ve Türkiye Dışişleri Bakanları arasındaki 16 Mart toplantısıyla aynı zamana denk geldi. O toplantı, 4 Nisan’da İstanbul’da yapılacak zirveye zemin hazırladı. Önümüzde, hala, yaklaşık iki hafta var. Bu üst düzey olay, Batı’nın Suriye’deki planlarını bozacak önemli kararlar doğurabilir. Çok zaman kalmadı. Amerikan bakış açısından, bu durum, süreci engellemek amacıyla “acil eylem”i gerekli kılar.

Washington’ın planı, büyük bir parçası ABD önderliğindeki koalisyonun kontrolünde kalacak şekilde Suriye’nin parçalanması amacını kapsıyor. Amerikalılar, daha şimdiden, Fırat Nehri’nin doğusundaki topraklarda belediye meclislerini topluyor. Bu bölge, Washington’ın, savaştan zarar görmüş bu ülkenin gelecekteki yapılanmasında söz sahibi olmasını sağlama almak için, bedeli ne olursa olsun elde tutulmalıdır. Aksi takdirde, şimdiye kadar yapılan tüm sıkı çalışmalar, tümüyle boşa gidecek ve sonuçta Amerika’nın küresel pozisyonunun altını oyup Ortadoğu’daki nüfuzunu azaltacak. Suriye’yi kaybetmek, “baş düşman” olarak gördüğü İran’la cepheleşmesinde büyük bir yenilgiye uğramasıyla aynı anlama gelecektir. Planlar, Rus güçlerinin geri püskürtülmesini de içeriyor. Suriye, bunun icrasında uygun bir yer. Eğer Rus ordusu olması yakın bir saldırı konusunda dünyayı uyarıyorsa, bu ciddi bir tehdittir. Ve bu tek-vuruşlu bir operasyona benzemiyor. Bu kez, çok daha ciddi bir şeyin içindeyiz: Rusya’yı baskı altına almayı, İran’ı geri püskürtmeyi, petrol ihracatçısı zengin Arap uluslarının desteğini kazanmayı, onlara Amerikan silahları için devasa meblağlar ödettirmeyi ve ABD’nin aynı anda her yerde olabileceğini, kendi iradesini zorla kabul ettirme adına isteklerinde son derece kararlı  olduğunu dünyaya göstermeyi amaçlayan büyük ölçekli bir operasyonla karşı karşıyayız.

Arkady SAVITSKY- 
Rus Askeri Analist

21.03.2018 / strategic-culture.org

Çeviri: IŞIK