1 Mayıs 2018 Salı

Türkiye, Altın Rezervlerini ABD'den Çekiyor: ABD İran Savaşı Yaklaşıyor mu?




BİR HABER:





Türkiye Merkez Bankası Altın Rezervlerini
ABD’den Türkiye’ye Naklediyor

Türk mediası 19 Nisan’da, hükümet içindeki kaynaklara dayanarak, Türkiye Merkez Bankası’nın ABD Federal Rezerv Sistemi’nde muhafaza ettiği altın rezervlerini Türkiye’ye naklettiğini duyurdu.

Türkiye Merkez Bankası’nın ABD’de muhafaza ettiği toplam altın hacmi 220 tondu.

Diğer Türk Bankaları Ziraat ve Vakıfbank da, 95 tonluk bir altın rezervini ABD’den Türkiye’ye nakletmeye başladı.

Türkiye Merkez Bankası’nın altın rezervleri, bankanın raporuna göre, Mart 2018 itibariyle 25.3 milyar dolar tutarında.

Rufiz Hafizoğlu
Bakü, Azerbaycan /19 April 2018



BİR YORUM:




Altın ABD Kasalarını Terkediyor:

Yaklaşmakta Olan Kur Savaşı ve Silahlı Çatışmanın İşaretleri

Türk Hükümeti, halen ABD Federal Rezerv Sisteminde bulunan tüm altın rezervlerini ülkeye geri getirme kararı aldı. ABD’de muhafaza ettiği ve 19 Nisanda geri aldığı toplam 220 ton altın 25.3 milyar dolar değerinde.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası borçlanmaların Amerikan para birimi yerine, altınla yapılması gerektiği açıklaması ile ABD doları karşısında tutumunu sertleştirdi. Ankara, ABD Finans sistemine bağımlılığı azaltmaya çalışıyor. Altının ülkeye getirilmesine kısmen, Türkiye’nin, Rus S-400 füze savunma sistemlerinin satın alınması için imzalanan anlaşmayı gerçekleştirmesi yoluna gitmesi halinde ABD’nin yaptırım uygulamakla tehdit etmesi sebep oldu.

Bu, uluslararası eğilimi yansıtan çarpıcı bir girişim. Venezuela, altınlarını ABD’den 2012 yılında ülkeye getirdi. 2014 yılında, Hollanda da, ABD kasalarında muhafaza ettiği 122,5 ton altınını geri aldı. Almanya, ABD’de sakladığı 300 ton altını 2017 yılında ülkeye getirdi. Transferi tamamlamak, Berlin’in 4 yılını aldı. Avusturya ve Belçika, benzer önlemleri alma olanaklarını değerlendirdiler.

Az sayıda insan, Fort Knox ve diğer yerlerde muhafaza edilen resmi altın rezervlerinde bulunan 261 milyon ons (kabaca 8.100 ton) altın üzerindeki ABD Hazinesi güvencesinin tam olarak denetlendiğine ve hesabının verildiğine inanıyor. Federal Rezerv hiçbir zaman tam ve bağımsız olarak denetlenmemiştir. Tüm ABD altın rezervlerinin tam, bağımsız bir denetimi için yapılan baskılar hemen daima yönetimin ve Kongre’nin direnciyle karşılaşmıştır. Hiç kimse, altının gerçekten orada bulunup bulunmadığını bilmiyor. Ya kasalar boş çıkarsa? Sadece şüphe içinde beklemek yerine, yapabiliyorken, altınınızı evinize getirmek çok daha akıllıca olur.

ABD’nin elinde tuttuğunu iddia ettiği altın çubukları düşük saflıkta ve uluslararası endüstriyel standartlarla uyumlu değil. ABD sahip olduğunu iddia ettiği altın miktarına sahip olsa bile, bunun çoğu uluslararası pazarda geçerli değil. Diğer ülkeler altınlarını ABD Merkez Bankası’ndan çekerken, Rusya ve Çin kendileri için altın destekli para birimleri oluşturarak ve böylece dünyayı ABD’nin egemenliğinden uzaklaştırarak, rezervlerini artırıyorlar.

Küresel para birimi olarak ABD dolarının statüsü sorgulanıyor. Oldukça yoğun bir rekabetle karşı karşıya. ABD yönetimi tarafından, diğer ülkelere karşı baskı aracı olarak yürürlüğe sokulan tarifeler, yakında dalgalanmalarla karşı karşıya kalabilecek Amerikan banktnotunu desteklemekte başarısız oluyor. Uluslararası bir tedavüldeki para savaşı bir olasılık olarak beliriyor. Bu durum, yatırımcıları başka bir seçenek arayışına itiyor. Gerçekten de, diğer ülkeler neden, Amerika’nın kendisine güven duyulmazken, altın ya da “Amerikan işçisinin iyi niyeti ve itibarı” dışında  hiçbir şeyle desteklenmeyen bir ABD dolarına güven duysun?

Örneğin, Çin Yuanı güçleniyor. Rusya, Türkiye ve İran, ödemeleri kendi ulusal para birimleriyle yapmak üzere olasılıkları değerlendiriyor. İran, yakın zamanda, mali işlemlerde kullandığı resmi para birimini dolardan euro’ya çevirdiğini duyurdu. Rusya ve Çin’in, ödemeleri ABD doları ile yapmaktan kaçınmak üzere bir takas para birimi anlaşması var.

Halen sürmekte olan yaptırımların  bir politik silah, bir dış politik araç seçeneği olarak kullanımı  dolara olan bağımlılığı azaltma arayışlarını provoke etmiştir. Amerika’nın en yakın müttefikleri bile bu kısıtlayıcı önlemlerin tehdidi altındadır. Kuzey Akım-2 gaz projesi’ne son zamanlardaki saldırı iyi bir örnek teşkil eder. Diğer ülkelerin, ABD’nin baskı politikasına karşı çeşitli yollar arayışına girmesi doğaldır. Alternatif para birimleri kullanmak ve altınlarını ülkelerine getirmek bunu yapmanın yollarıdır.

Amerika, bu tür çabalara her zaman karşı çıktı. Libya lideri Muammer Kaddafi, Ortadoğu ve Afrika’da uluslararası para birimi olarak bir “altın dinarı”nın kullanılması fikrini ortaya attığında, düşürüldü ve öldürüldü. İran geçenlerde ticarette ABD dolarının kullanımını yasakladı. Petrolünü, ABD para birimi karşılığında satmayı reddediyor. Başkan Trump, Mayıs ayında, olasılıkla İran ABD arasındaki Nükleer Anlaşma’ya son verecek ve bu da Tahran’ın nükleer programını yeniden canlandırmasını provoke edecek.

İran ile silahlı bir çatışma genel olarak inanılandan çok daha yakın olabilir. Nükleer anlaşma, herkesin memnuniyetine mazhar olurken Washington’da hüsrana neden olmuştu. İran, kuşkusuz, ABD’ye yönelik bir tehdit oluşturabilecek askeri kapasiteye sahip değil. Yurt dışında işlenen herhangi bir terörist eylem ve buna benzer şeylerden asla sorumlu değildir. Ancak, ABD’nin nazarında affedilmez bir şey yaptı: ABD’yi tehdit etti. Washington bunu kabul edemez, çünkü eğer İran doları desteklemezse, ABD hükümetinin dev federal borçlarının finansmanı sorun olacaktır. İran ile yapılacak bir savaş, ABD dışındaki en büyük petrol ihracatçısını saf dışı bırakacaktır. Bir şey diğerine neden olur. Altınların ülkelerine geri dönüşü, bir kur savaşı ve silahlı çatışmanın habercisi. Bu da, ABD dış politikasını neyin yönlendirdiğini göstermektedir.

Peter KORZUN | 25.04.2018
Yorum Kaynağı: 
https://www.strategic-culture.org/news/2018/04/25/gold-leaving-us-vaults-signs-upcoming-currency-war-and-armed-conflict.html

ÇEVİRİ: IŞIK