27 Kasım 2010 Cumartesi

AÇI / MÜMTAZ SOYSAL- Tuhaf Bir Mazoşizm

Cumhuriyet 27.11.2010
SON günlerin “açığa alma” olayı, bütün ayrıntıları ve girdisi çıktısıyla bu gazetenin Ankara haber ekibince sütunlara döküldü. Birazcık hukuk bilgisi ve insaf duygusu olan herkes o konuda olup bitenlerin düşündürücü yönleri bakımından yeterli bilgi edinmiş olmalıdır.

Ama, olayın kendisinden de daha şaşırtıcı olan, bu olay vesilesiyle askeri yüksek yargı içinde anayasayla belirlenmiş kurumlardan biri olan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne ilişkin olarak medyanın bir kesiminde söylenen ve yazılanlardır. Asıl hüzün ve utanç verici olan o..

Hele o kesimin içinde koskoca unvanlı akademisyenlerin, ünlü yazarların, sözde aydınların ve hattâ hukukçuların bulunduğu düşünülürse.

Onların Askerî Yargıtay’ı da içine alan küçümseyici ve aşağılayıcı anlatımları, özellikle o medya kesimindeki bilgisizliği, terbiyesizliği ve askere eziyet etme konusunda mazoşizme varan ruh sağlıksızlığını yansıttığı için ilginç.

Neymiş, askerî yüksek yargı emir ve komuta zinciri içinde olup bağımsız hüküm veremezmiş.

Büyük olasılıkla, Batı dünyasıyla pek sıkı fıkı olan bazı medya çevrelerindeki hazretlerin bir bölümü, oralardaki burnu havada hukukçuların bir söyleminden esinlenerek öyle konuşuyor olabilirler. Askerî yargıdan laf açıldıkça, “Bir senfoni orkestrası yanında askerî bando neyse, sivil yargı yanında askerî yargı da odur” sözü o Batılı hukuk çevrelerinin ağzından hiç düşmez. Aslına bakarsanız, Askerî Yargıtay başta olmak üzere Türkiye’deki yüksek askerî yargı, özellikle yakın geçmişteki tutumuyla, böyle bir sözün gerçek dışılığını açıkça ortaya koymuş sayılır.

Avukat dünyası daha da iyi bilir ki, yüksek askerî yargı hak ve hakkaniyet duygusuyla, ödev anlayışı ve titizliğiyle çoktan kendisine seçkin bir yer edinmiş durumdadır. Orada alınan kararların nesnelliği, gerekçelerin ayrıntılı ve düzgün yazılışı, her işleme egemen olan özenli çalışma tutkusu hemen dikkati çeker.

Niçin böyledir? Bir kere o düzeye yükselen ve birçoğu albay ve hattâ bazısı general ya da amiral rütbesinde olan yargıçlar sivil yargıçların geçtiği bütün kademelerden geçtikleri gibi, onlar için adalet, emirlere uymak değil, hukukun özüne ve vicdanın sesine saygıyla boyun eğmek demektir. Askerlik mesleğinin ayrılmaz kavramı olan disiplin, böyle bir boyun eğişin disiplinidir onlar açısından.

Çıkar ve dalkavukluk peşinde koşan kimi medyacıların kendi mesleklerine de leke sürercesine başkalarına çamur atmadan önce biraz daha haksever olmaları gerekmez miydi?