11 Eylül 2018 Salı

ABD Türkiye’yi Kuşatıyor

Önce güncel gelişmeleri vurgulayalım. ABD, Yunanistan üslerindeki askeri varlığını artırmaya başladı. Rus diplomatları ABD’nin istediği şekilde sınır dışı eden Çipras, Trump’ın gözüne girdi.

YUNANİSTAN-ABD İTTİFAKI

Trump Yunanistan’ı, “son derece sadık ve güvenilir bir müttefik” olarak ilan etti. Çipras, Türkiye’yi hedef alan girişimlerini ne kadar saklamaya çalışsa da her şey açık ve ortada! Yunanistan’ın Larissa Askeri Meydanı’na, ABD F-22 Raptor uçakları sevk edildi. 5’inci nesil olarak adlandırılan bu uçakların Yunanistan’da konuşlandırılması önemli bir mesaj niteliği taşıyor.

Suda Deniz Üssü ABD’nin ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde genişletiliyor. Yunanistan savunma sisteminin güçlendirileceği, ortak enerji girişimlerinin başlatılacağı vurgulanıyor. Gerekçe ise oldukça ikna edici! Afrika ve Ortadoğu’daki tehditleri karşılamak! “Cin olmadan adam çarpmak!” sanki bunlar için söylenmiş...

BULGARİSTAN-ROMANYA-KARADENİZ

Şimdi de kuzeye bakalım. Bulgaristan ve özellikle Romanya tamamen ABD güdümünde! Bulgaristan Novo Selo’da ABD’ye üs tahsis etti. Bu üs her geçen daha da gelişiyor. NATO için (ABD olarak anlayınız!) 5 bin kişiyi barındırabilecek bir kapasiteye sahip! ABD ve Bulgar uçakları Karadeniz’de rutin gözetleme uçuşları yapıyor. ABD, Romanya’da füze savunma kalkanı kurdu. Bu ülke de ABD askerlerini misafir edecek. Şimdilik Montrö rejimi nedeniyle Karadeniz nispeten emniyette! Ama Filipin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü değil, Türk Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü “Montrö’nün değişebileceğini” ifade etmişti.

KIBRIS-DOĞU AKDENİZ

Güneye inelim mi? ABD, Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Doğu Akdeniz’de ismi ile cismi ile doğrudan Türkiye’yi hedef alan ortak tatbikatlar yapıyor. Kıbrıs’ta ABD Genelkurmay Başkanı üslenme olanakları için nabız yokluyor. ABD, GKRY’ye teknik açıdan yardımı kısıtlayan bütün iç düzenlemeleri kaldırıyor. Türk askerini adadan atmak için ABD bütün gücü ile yükleniyor. Bu maksatla ABD derin devletinin operasyon elemanı BM Kıbrıs Özel Temsilcisi yapıldı.

DOĞU-GÜNEYDOĞU

ABD, Türkiye’nin Irak sınırını Barzanistan (2’nci İsrail) ve PKK ile kapatmak için elinden geleni ardına koymuyor. Suriye sınırımıza Fırat Nehri’ne kadar bir PKK devletçiği yapıştırdı. Akdeniz’e kadar inecek terör koridorunu bir dizi askeri harekâtla kapatabildik. Bu alandaki mücadele halen devam ediyor. ABD, doğuda Gürcistan’ı NATO’ya sokmak ve bölgede ikinci bir çıbanbaşı yaratmak için elinden geleni yapıyor. Rusya’nın ısrarlı itirazları olmasaydı, Gürcistan çoktan NATO’ya girmiş olurdu. Türkiye, Gürcistan ile olan ilişkilerini Batı’dan bağımsız olarak geliştirmelidir. Ermenistan, zaten tepeden tırnağa Türkiye’ye düşman bir ülkedir.

KUŞATMAYI YARMAK

Görüldüğü gibi, hâlihazırda İran ve Karadeniz dışında Türkiye’nin bütün kara ve deniz sınırları sorunludur. Bu büyük kuşatma ancak jeopolitik bir yaklaşım ve stratejik bir vizyonla aşılabilir. Bütün sorunlarımızı aynı anda çözemeyiz. Öncelikler gerçekçi şekilde tespit edilmelidir. Karşımızda ABD’nin başını çektiği uluslararası bir ittifak vardır. Uluslararası bir güce, ancak başka bir uluslararası güç ile karşılık verilebilir. Tek başımıza bu kuşatmayı yarmak bize ağır bir maliyet çıkarır. Bu nedenle ilk önce sağlıklı ve güvenilir bir uluslararası denklem kurulmalıdır.

Bunun ilk adımı geçmişi unutarak İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Bulgaristan ile her türlü gizli gündem dışında, dürüst, samimi, yapıcı ve karşılıklı çıkarları gözeten bir işbirliği tesis etmektir. Gürcistan’la olan ilişkiler de ihmal edilmemelidir. Çünkü Ermenistan sorunu nedeniyle bu ülke bizi Azerbaycan’a bağlamaktadır. Atılacak ikinci adım küresel düzeyde bir denge oluşturmak için Avrasya güçleri ile güven esasına dayalı bir ilişki kurmaktır. Rusya ve Çin, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olduğundan bu ülkelerin dostluğuna özel bir önem atfedilmelidir.

Türkiye’nin şu anki önceliği Suriye, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’tır. Aslında Suriye, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs birbirinden bağımsız olmayıp, aynı jeostratejik alan içindedir. Suriye’deki gelişmeler Doğu Akdeniz’i de doğrudan etkiler. Eğer Türkiye, Suriye ve Lübnan Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) konusunda birbirlerini destekleseydi, İsrail, GKRY oldubittileri asla hayata geçirilemezdi! Türkiye, Kıbrıs konusundaki ürkekliği ve çekingenliğini bir an önce üzerinden atmalı, Akıncı’nın anlamsız girişimlerine izin vermemelidir. Suriye ile el sıkışılırsa, kuşatmayı yarmak için büyük bir durum üstünlüğü elde edilir. Haritaya bakma alışkanlığı olmayanların stratejik konulara yön vermesi kaderimiz olamaz!

Soner POLAT
Aydınlık/11.09.2018