5 Aralık 2011 Pazartesi

Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından dün İstanbul’da düzenlenen uluslararası bir konferansta konuşan ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Morton Isaac Abramowitz, Suriye’deki gerginliğin çözümünde, Türkiye’nin politik ve askeri rolünü değerlendirdi.

AYDINLIK- 20.10.1996








 

 

Türkiye Suriye'ye askeri müdahalede bulunacak mı ?

4 Aralık 2011- SEBLA KUTSAL
“Türkiye’nin Dış Siyasetini Çözmek” konulu konferanstaki konuşmasının ardından, Hurriyet.com.tr’nin sorularını yanıtlayan Morton Abramowitz, “ABD’nin en öncelikli gündemi” diye nitelendirdiği Suriye sorunu hakkında Türkiye ile ilgili önemli tespitlerde bulundu.
'Yeni dünya düzeni'nin kurulmasında rol oynayan en etkili ABD organizasyonlarından Dış İlişkiler Komisyonu'nun (Council on Foreign Relations) kıdemli üyesi olan Abramowitz’e göre, Suriye ile ilgili yaptırımlara tek bir ülkenin değil, uluslararası toplumun birlikte karar vermesi gerekiyor. Konuyla birebir ilişkili gördüğü ülkelerin, “Arap ülkeleri ve Suriye’nin komşuları” olduğunu söyleyen Abramowitz, “Esad’ı yönetimden indirmenin yolunu bu ülkeler kendi kendine bulmalı” diye düşünüyor.

“TÜRKİYE ASKERİ MÜDAHALEYİ DEĞERLENDİRMİŞTİR”
Suriye sorununun çözümüyle ilgili olarak, “Ne yapılabilir” sorusunun yanıtını bilmediğini ifade eden Abramowitz, sürecin çok uzun olabileceğini de üzülerek belirtiyor ve ekliyor:

“Suriye, asıl önemli konu, ama ne olacağı kestirilemiyor. Esad nasıl yönetimden uzaklaştırılır bilmiyoruz. O uzaklaştırılsa bile, sonraki adımlar ne olur, istikrar nasıl bozulmaz önceden kestirmek güç.”

“Türk ordusunun müdahalesi seçenekler arasında mı?” sorusuna, umulduğu üzere “Kesinlikle hayır” gibi bir cevap vermeyen Abramowitz şöyle yanıtlıyor kritik soruyu:

“Türkiye bu konuyla yakından ilgili, askeri müdahaleyi de gündem dahilinde değerlendirmiş olduklarını düşünüyorum. Ancak böyle bir olasılık var olsa bile, şu sıra gerçekleşeceğini sanmıyorum.”

“İSRAİL-TÜRKİYE MASALI BİTSİN”
Mavi Marmara krizinden bu yana, ABD’nin iki önemli müttefiki olan Türkiye ve İsrail arasında kaldığını biliyoruz. Abramowitz’in, “Ya bu gerginlik böyle devam ederse, ABD arayı düzeltmek için adım atacak mı?” sorusuna verdiği yanıt, ABD’nin şu aralar bu konuda çok da fazla mesai yapmadığını gösteriyor:

“Mavi Marmara olayından sonra ABD, İsrail ve Türkiye ile yürüttüğü politik ilişkileri birbirinden ayırma ve ayrı ayrı devam ettirme kararı aldı. Elbette ki, iki ülke arasındaki bu masalın bitmesi için çözüm yolları düşünüyoruz, bunun bitmesini istiyoruz.”

Morton Abramowitz’in, ABD-Türkiye ilişkilerini ABD bakış açısıyla değerlendireceğini belirterek başladığı konferans konuşmasından bazı maddelerse şöyle:

“ABD’NİN TÜRKİYE’YE YAKLAŞIMI DEĞİŞTİ”
ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinde yaşanan bazı değişiklikler olduğunu, bunların da başlıca iki nedene dayandığını belirten Abramowitz’e göre bu nedenlerden ilki, Türkiye’nin ekonomi, demokrasi ve yönetim açısından büyümesi. ABD’nin Türkiye’ye yaklaşımını değiştiren ikinci önemli sebep ise, özellikle son yıllarda dış politika arenasında daha aktif rol alan Türkiye’nin sorunlar da yaşıyor olması.

“ABD’nin elbette Türkiye’ye olumlu bir bakışı var. Ama bugün bu yaklaşım üzerine tekrar düşünmemiz gerekiyor, çünkü hayat değişirken ABD-Türkiye ilişkilerinin yönetimi de değişti” diyen Abramowitz, Ortadoğu’da da iklimin değiştiğini, Arap Baharı sonrası devrimci ülkelerdeki yönetim değişikliklerinin,Türkiye’nin içişlerini de etkileyeceğini savunuyor.

“TÜRK BASINI ÇOK SAYGILI”
Konu Avrupa Birliği (AB)-Türkiye ilişkilerine gelince, ABD’nin Türkiye’nin AB üyeliğini başından beri desteklediğini ve hala da desteklediğini çünkü AB üyeliğinin Türkiye’yi demokratik ve politik açıdan ileri götüreceğine inandığını ifade ediyor.

Söz dönüp dolaşıp Türkiye’de demokrasinin nerede olduğuna geliyor... Bu noktada, sert eleştirileri oluyor Abramowitz’in:

“Türkiye’nin iç siyasetine gelince, bence hala endişe duyulan hususlar var. Türkiye’nin iç siyasetine ABD’den bakınca görülenler, Başbakan Erdoğan’ın iç siyaset sahnesinde gitgide artan tiranizmi, baskısı ve Türk medyasında tek seslilik.”

Konuşmasında, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın rahatsızlığına da gönderme yapan Abramowitz, “Erdoğan’ın hastalığı hakkında basın çok sessiz, belki Başbakan ile görüşen Joe Biden, bize onun nasıl olduğunu söylebilir. ABD’de olsa bu konunun çok üstüne giderlerdi. Türk basını oldukça saygılı” diyor gülümseyerek.

“KÜRT SORUNU BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
ABD yönetiminin sessiz kaldığı ama en büyük korkusu olan meselenin, Türkiye’nin Kürt sorunun üstesinden gelememesi olduğunun altını çizen eski Büyükelçi, “PKK ile mücadelede Türkiye’ye destek olmak için çok çaba sarfediyoruz. Helikopterlerimizi, edindiğimiz istihbaratı yolluyoruz, ama halkın bu yardımı önemsememesini anlamak güç” diyor.
Irak ve Suriye’nin ABD’nin şu an için gündemindeki en acil halledilmesi gereken sorunlar olduğunu belirten Abramowitz şöyle devam ediyor:
“Irak’ta ABD etkisi azaldıkça, İran’ın etkisi artıyor. Türkiye’ye burada önemli vazife düşüyor. Irak’ın ekonomik kalkınmasına yardımcı olmak. Bu gerçekleşirse, Irak tam anlamıyla özerk olabilir. Ancak ne olacağı çok belirsiz.“

“ORTADOĞU’DA TÜRKİYE’YE İHTİYACIMIZ VAR”
Türkiye’nin ABD için önemine ve bunun nedenlerine de değiniyor eski Büyükelçi:

“ABD yönetimi, Türkiye’nin Ortadoğu’da iyi bir rehber olduğunu düşünüyor. Ama bunun nedeni, AKP’nin bölgedeki etkileme gücüne güvenmesi değil, bu kadar değişken bir coğrafyada istikrar yakalamış bir hükümeti duyduğu ihtiyaç... Bölgede yarın neyin patlak vereceğini hiçbirimiz bilmiyoruz. Türkiye-ABD ilişkileri açısından bakılınca, önümüzde alınacak çok önemli kararlar, aşılacak zor zamanlar var.”