9 Temmuz 2012 Pazartesi

“Zazaca” ve Kürtçe öğretim dili olabilir mi?

DOĞU PERİNÇEK/ “Zazaca” ve Kürtçe öğretim dili olabilir mi?
AYDINLIK- Cuma, 06 Temmuz 2012

Musa Tanrıkulu, 68 gençlik mücadelesi önderlerindendir. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı’nı bitirmiştir. Birikimli bir devrimci aydındır. Kürtçe eğitim ve öğretim tartışmasına katılıyor. Sunuyoruz. Bundan sonrası Sayın Musa Tanrıkulu’nun.


Tunceli’liyim ve anadilim “Zazaca”

Tunceli’li olmam ve Zazaca bilmem nedeniyle, eğitim dili tartışmasına bazı katkılarda bulunmak istiyorum.

Çoğu kişi “Dersim Zazacası” diyor. Bunlar, Cumhuriyet’e karşı oldukları için “Tunceli” ismini kullanmıyorlar. Benim için “Dersim” feodalizmi, “Tunceli” Cumhuriyet ve ilericiliği ifade ettiği için “Tunceli” ismini kullanacağım.

Tunceli-Pülümür Kınku (Çobanyıldızı) köyü doğumluyum. Yedi yaşımıza kadar Türkçe bilmezdik. Okula başladığımızda hem Türkçe öğrendik, hem de eğitim ve öğretim gördük.

Zazaca, Tunceli’nin tümü ile Bingöl, Erzincan, Muş, Diyarbakır, Elazığ gibi illerin genellikle kırsal ve dağlık bölgelerinde konuşulur.

Zaza sözcüğünün kökeni

Tunceli’de “Zazaca” kelimesini hiç duymadık. İstanbul, Ankara gibi Batı illerine geldiğimizde bu kelime ile karşılaştık. Tunceli halkı konuştuğu dile “Kırmançki”, başkalarının konuştuğu Kürtçe’ye ise “Kırdaçki” diyor. Bu “Kırdaçki” kelimesini tamamen mezhepsel ayrımcılık maksadıyla kullanıyor. Bölgenin Alevi olması nedeniyle; “Kırdaçki” konuşanlar onların anlayışına göre genellikle Sünni veya Şafi Kürt demektir. Zazalar Türkçe’ye de “Tırki” derler.

Fakültede Rus Dili ve Edebiyatı bölümünde okumam, Farsça’ya olan özel merakım nedeniyle sözlükleri taramama rağmen “Zazaca” kelimesine hiçbir yerde rastlayamadım. Tarihçi Norman Stone’nun “Türkiye - Kısa Bir Tarih” adlı kitabında buldum. 1514 Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki Çaldıran Savaşı’nı anlattığı bölümde şöyle der: “... Bunlardan kırk bin kişi kılıçtan geçirildi. Canlarını kurtarabilenler dağlara kaçtı. Bazıları ıssız ve geçit vermez bir bölge olan Dersim’e ulaştılar ve orada Zaza (“kekelemek” anlamına gelen Farsça bir kelime) Kürtçesini benimsediler (Remzi Kitabevi, Birinci basım, Kasım 2011, s.52). Buna da tam ikna olmuş değilim. Farsça sözlüklerde “Zaza” kelimesinin kekeleme anlamına geldiğine rastlamadım. Umarım bir uzmanı bulur, bizi aydınlatır.

Dilin zenginliği

Zazacanın yapısı, kelime hazinesi nedir? Aynı soru Kırmanci, Soranî gibi genel olarak birbirlerine yakın olan lehçeler için de geçerlidir. Bir dilin zenginliği ve gelişmişliği uygarlıkla doğru orantılıdır. Bir toplum ne kadar devlet veya imparatorluk kurmuşsa, ne kadar savaşlara girip çıkmışsa, ne kadar fetihler, göç dalgaları yaşamışsa, mal alıp mal satmışsa o toplumun dili de gelişir ve zenginleşir. Bölgemizde bu özelliklere sahip Türkler, İranlılar ve Araplar gibi milletler yaşamaktadır. İleri ve uygar toplumların dillerinden, geri kalmış toplumların dillerine sürekli olarak kelime ve kural akışı olmuştur.

Cumhuriyete kadar, Tunceli tamamen kapalı bir ekonomiye sahip. Ekilebilen toprağı çok az, yamaçlar veya çok az düzlük olan yerler halkın karnını doyurmuyor. Hayvancılıkla beraber zar zor geçinebiliyor. Rahmetli Turhan Olcaytu’nun deyimiyle: ‘Hasatı hacatına (tarımda kullanılan alet-edevat) yetmiyor.’ Böyle bir toplumda kullanılan kelime sayısı çok kısıtlıdır. Bu nedenledir ki Zazacada kullanılan kelime sayısı 1500-2000’i geçmez.

Dil alışverişleri

Yaptığım tespite göre bu kelimelerin yüzde 50’si Farsça, yüzde 30’u Türkçedir. Geriye kalan yüzde 20’sini anlayabilmek için de eski veya bazı komşu dilleri ( Akatça, Asura, Ermenice,Süryanice vb.) bilmek ve araştımak gerekiyor.

Türkçe ve Farsça’da yoğun bir şekilde kullanılan “Ş” harfi Zazacada “S” ye dönüştürülüyor. Örneğin, Paşa’ya “pasa”,”iş” e “is” ,”köşe”‘ye “kose” derler. Gurbete gidip köylerine geri dönenler, orada gördükleri eşyaların isimlerini bir veya iki harfini değiştirerek, kendi şivesine uydurarak Zazacaya sokuveriyor. Kitap görüyor, bunu “kitav”, soba görmüş bunu da “sova” şeklinde telaffuz ediyor. Zazaca’nın hiç bir zaman alfabesi olmadığı için yazı dili de olmamıştır. Durum böyle olunca ortaya kuralsız bir dil çıkmıştır. Şimdi Zazaca’ya Farsça’dan geçen bazı kelimeleri görelim:

Farsça Zazaca Türkçe

Asman Asmen Gökyüzü (Asuman)
Ca Ca Yer
To To-tı Sen
Çi Çi Ne
Rah Raye Yol / Ray
Çera Çıra Niçin
Kar Kar İş
Şeşt Şeşt Altmış
Ma Ma Biz
Rûz Roze Gün
Bar Bar Yük
Çend Çand Kaç
Zelzele Zelzele Deprem

Bunun gibi yüzlerce kelime gösterebiliriz. Batı dillerinden Türkçe’ye geçmiş veya öz Türkçe tüm kelimeler bir iki harfi değiştirilerek Zazacaya geçmiştir. Örnekler:

TÜRKÇE ZAZACA

Telefon Tilefon
Kalem Qeleme
Gaz Qaz
Defter Defter
Kitap Kitav
Radyo Radyo
Resim Resm
Bira Bira
Rakı Raqi

Hem Zazaca hem de diğer Kürtçe lehçelerin omurgasını Farsça’dan geçen ‘KERDEN’ (yapmak, etmek) fiili oluşturur. Bir veya iki harfini değiştirerek tüm zaman kiplerinde kullanılır.

Kar kerdo = iş yapmak
Nal kerdo = nal yapmak
Cite kerde = çift sürmek (yapmak)
Cewun kerdo = harman yapmak

Fizik, kimya, hukuk, ekonomi öğrenimi

Yüzde 50’si Farsça, yüzde 30’u Türkçe kelimeye sahip Zazacanın, geriye kalan yüzde 20’si nedir? Komşu halkların konuştuğu Ermenice, Gürcüce, Çerkezçe, Süryanice ve eski tarihi diller olan Akatça ve Asurca dillerini bilmediğimiz için fikir yürütemiyoruz. Ancak tarihi süreç içinde bu çok geniş coğrafyada bir çok diller doğdu, yaşadı ve öldüler. Med dili, Saka dili, Eski Farsça, Avesta dili, Harizm dili, Soğd dili vb. Bunlardan, orta dönem İran dillerinden olan Saka ve Soğd dili Semerkant, Buhara ve Hazar Denizi civarındaki birçok merkezde konuşulmaktaydı. 13. yüzyıla kadar konuşulan bu dillerdeki kelimelerin bugünkü Zazacada kullanılan kelimelerle benzerliği dikkat çekicidir (İran Edebiyatı, Prof. Dr. Nimet Yıldırım, Pinhan Yayıncılık, 1. Basım: Şubat 2012, s. 43).

SAKA DİLİ ZAZACA TÜRKÇE

Aspa Esb (Kürtçe) At
Atar Adır Ateş - Od/Ot
Çarma Çerm Deri - Çeper
Gauşa Guş Kulak
Hapta Heft Yedi
Huska Husk Kuru

Diğer lehçelerde de farklı değil. O kadar ki PKK (Partiya Karkeren Kürdistan - Kürdistan İşçi Partisi) adındaki karkeren = kar (iş) + keren (yapan, işçi) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Demek oluyor ki PKK bile Kürtçe kelimelerden meydana gelmemiştir. Denilebilir ki bunda ne var? Mesele gelip burada düğümleniyor. 1500 - 2000 kelime ile hayatını ancak devam ettirebilen Zazalar fizik, kimya, matematik, hukuk, edebiyat, sosyoloji kısacası fen, edebiyat ve kültür eğitimini hangi kelimeleri kullanarak öğrenecek. Asit, alkol, glukoz, tanjant, karekök, açı, dikdörtgen, üçgen vs vs kelimelere karşılık ne diyecek? Mecburen bu kelimeleri aynen kullanacak. O halde hazır elbise varken, yeni bir elbise aramamın ne alemi var? Kaldı ki Zazaca ve Kürtçe, Türkçe gibi üretken ve doğurgan birer dil değildir. Türkçenin ön ve son ekleriyle muazzam bir üretkenliği var.

Amaç nedir?

Kürtçe- Zazaca eğitimde ısrar eden emperyalistlerin tek amacı var. Kürtler ve Zazalar bilimsel eğitim ve öğretim almasınlar, cahil ve geri kalsınlar, bana muhtaç olsunlar. Bugün gerek Türkiye’de gerek Türkiye dışında bölücülük yapan Kürt kardeşlerimiz bilimi, bilgiyi ve teoriyi Cumhuriyetin okullarında ve Türkçe olarak öğrendiler. Ama Kürtçe eğitim görselerdi, (ki böyle bilimsel eğitim ve öğretim kurumları yok) bugünkü bilgi düzeyinde olmaları mümkün olamazdı.

Zazalar ve Kürtler için en zor eğitim dili

Zazalar ve Kürtler için en zor eğitim ve öğretim dili Zazaca ve Kürtçedir. Çünkü dil bilgisi ve kelime hazinesi bakımından yetersizdir. Kendisini ifade etmek için kelime bulmada zorlandığı zaman dili, hemenTürkçe’ye kayıyor. Bunun ana nedeni de yüzyıllardır beraber yaşanan ekonomik, sosyal ve kültürel birlikteliktir. Tarihe baktığımız zaman binlerce yıl yaşamış olan diller (Hititçe, Asurca, Akatça, Sümerce) bugün ölmüştür, kaybolmuştur. Tarihi süreç içinde coğrafyamızda öncelikle ölmeye mahkûm Zazaca, Kürtçe, Süryanice ve benzeri diller olacaktır. Emperyalistlerin Kürtçe eğitim dilinde ısrar etmelerinin nedeni; Türkiye’yi bölmek, Kürdümüzü kendine esir etmek, ilerde kendi dili olan İngilizce’yi ona dayatmaktır. Bitişik komşu dururken, kilometlerce uzaktaki sahte dostunun desteği ve yardımı olamaz. Bu coğrafyada Kürtlerin bütün komşularıyla birlikte barış ve ekonomik refah içinde yaşamaktan başka seçenekleri yoktur.