8 Nisan 2014 Salı

RAFET BALLI SORDU, PERİNÇEK YANITLADI:4


ABD, PKK’yı ateşe sürecek

‘PKK’nın ABD’ye alet olmak dışında tek bir seçeneği vardır. O da silahları bırakması, örgütünü dağıtmasıdır. Akıllı davranır, kan dökülmesine neden olmaz ve gidişatı görürlerse, Hakkari’den Edirne’ye bütün yurtta halk yönetimleri kurulması sürecine katkıda bulunurlar’

İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’le söyleşimize yine Kürt meselesiyle devam ediyoruz. Bu kez sorunu PKK bağlamında konuşuyoruz.

Perinçek’in temel iddiası: ABD, PKK’yı feda etme etmeye hazırlanıyor.
 - PKK gelişmeleri göremiyor mu? Neden sürekli fiili özerklikten söz ediyor?

Gelişmeleri göremez. Gözleri bağlı çünkü. ABD politikalarına bağlanmış durumda. PKK’nın çıkmazı da bu zaten. ABD koruması kalktı mı, PKK’nın sonu gelir. O nedenle ABD dayatması bu.
 
- PKK’yı özerkliğe ABD mi yönlendiriyor?
 
Evet, PKK’yı ateşe sürüyorlar.
 
- Amacı ne ABD’nin?

Parlamenter seçenekler ABD için tükeniyor. Önümüzdeki süreçte bunu hızla göreceğiz.
 
ABD, PKK’yı önce sahaya sürecek
 
- Bununla PKK arasında bağ kuramadım?
 
Kapıdaki ekonomik kriz koşullarında düşünelim. PKK kentlerde özerklik sloganıyla bölücü kalkışmalara başlayınca, Tayyip Erdoğan ne yapacak? Çıkmazda. O zaman Türkiye bu kalkışmaları etkisiz kılacak bir hükümet arayışına girecektir.
 
- Bu kez de ABD ile bağını kuramadım...
 
Türkiye’yi bölemeyen ABD, eninde sonunda PKK’yı feda edecektir. Onun derdi artık ekonomik krizde Türkiyeyi elinden kaçırmamaktır. Nasıl İran’ın bütünlüğünü kabul etmek zorunda kaldı, nasıl Beşar Esad’ı tanımak zorunda kaldı, Türkiye’nin bütünlüğünü de sineye çekmek durumunda kalacaktır.

- Sözlerinizden şunu mu anlamalıyım: ABD, PKK kalkışmaları bahanesiyle parlamenter olmayan modeller mi deneyecektir?

PKK’nın kentlerde kalkışmalara yönelmesinin arkasında başka bir proje göremiyorum. PKK burada Kürt halkı için bir iş yapmayacak. Amerika planlarında verilen rolü oynayacak. Kürdümüzün özellikle dikkatini çekiyorum. Çünkü oyun Kürtlerimiz üzerinden oynanıyor.
 
Bu da Perinçek’in Kürt açılımı
 
- PKK bu role mecbur mu?
 
Kağıt üzerinde mecbur değil. PKK’nın ABD’ye alet olmak dışında tek bir seçeneği vardır. O da silahları bırakması, örgütünü dağıtmasıdır. En sonunda zaten oraya gelinecektir. Eğer akıllı davranır, kan dökülmesine neden olmaz ve gidişatı görürlerse, Hakkari’den Edirne’ye bütün yurtta halk yönetimleri kurulması sürecine katkıda bulunurlar.
 
- İyi de dağdakiler, Kandil’dekiler ne olacak?
 
Silahları bıraksınlar, PKK’yı örgüt olarak dağıtsınlar, bir genel af Türkiye’de barış ve kardeşliğin gereği haline gelir.
 
- Affa Öcalan da dahil olur mu?
 
Hukukta kişiye göre yasa olmaz. Yasalar geneldir. Mesele, cezalandırmak değil, yurtta barış ve dirliği sağlamaktır.
 
Erdoğan açılımından farkı
 
- Halk yönetimleri diyorsunuz, genel af diyorsunuz, silahların bırakılmasından söz ediyorsunuz. Tayyip Erdoğan’ın şimdi yürüttüğü açılımdan farkı ne?
 
Erdoğan, ABD’nin Türkiye’yi bölme planı içinde açılım yaptı. PKK’nın Güneydoğu’da hükümetçikler kurmasını sağladı. Biz Türkiye’nin bütünlüğünü gerçekleştireceğiz. PKK hükümetçiklerine son vereceğiz. Bütün Türkiye’de halk yönetimleri kuracağız. Türkiye’de Türk ordusundan başka bir silahlı gücün varlığına son vereceğiz. Bu iki program cephe cepheyedir. Onlarınki ABD programı, bizimki millidir.
 
- ABD’nin bölme politikasının artık yürümeyeceğini söylediniz. Bu durumda Erdoğan’ların açılımı da risk olmaktan çıkmaz mı?
 
ABD güdümlü AKP-PKK açılımı zaten yürümedi. Şimdi Türkiye’nin birlik ve dirlik açılımı geliyor.
Bölücülüğün sonu geldi. Bölücülük silahsızlandırılacak ve tasfiye edilecektir. Kürt yurttaşlarımız özgürleşecek Ve Türkiye’nin bütünlüğünün güvencesi olacak.
 
- “Bütün yurt düzeyinde halk yönetimleri kuracağız” dediniz. Bir tür yerinden yönetim mi?
 
Öncelikle Türkiye Türkiye’den yönetilecek. Bağımsız olacak. Bununla birlikte Ortaçağ kalıntıları temizlenecek. Türkiye şeyhler, müritler, ağalar, efendiler ülkesi olmaktan kurtulacak. O zaman mahalle ve köylerden Ankara’ya kadar gerçek halk yönetimlerinin koşulları oluşacak. Halk yönetimleri özgürleşen halkla olur. Marabayla, yanaşmayla, müritle, cemaatle, etnik ve mezhepsel bölünmelerle halk yönetimi olmaz.
 
‘Kandil beyaz bayrak çekecek’
 
- Yazılarınızda genellikle “Türkiye halkı” diyorsunuz. Neden?

Çünkü Türkiye halkıyız. Halktan söz ederken, yaşadığımız coğrafyaya vurgu yapmak daha kucaklayıcı. Ama Türkiye halkı, Atatürk’ün de çok dile getirdiği gibi bir devrimle millet haline geldi. Cumhuriyeti kurmak bir devrimdir. Hep birlikte devrim yaptık. Devrim bizi birleştirdi ve kaynaştırdı. Atlantik’ten gelen karşı devrim bizi böldü. Şimdi devrimle yeniden kaynaşma sürecine giriyoruz.

- Tekrar PKK konusuna dönelim. “PKK için zemin kalmadı, sona geldi” diyorsunuz. Bu o kadar kolay mı?
 
Milli hükümet İran, Irak ve Suriye ile bölücü teröre ve haçlı gericiliğe karşı işbirliği yapacak. O zaman Kandil beyaz bayrak çekmekten başka ne yapabilir? Batı Asya Birliği yalnız güvenlik ve bölge barışı için değil, ekonomik kalkınma ve çağdaşlaşma alanında da büyük gelişmelere yol açacak. Batı Asya dünya uygarlığının köklerindeki kaynaklarını sonuna kadar değerlendirecek. Dünyanın önemli güçlerinden biri haline gelecek.
 
- Kimler olacak bu birliğin içinde?
 
Öncelikle Türkiye, Suriye ve Irak. Ve elbette İran. Bu birliğe Azerbaycan, Lübnan, Filistin ve hatta Mısır’ı da katabilirsiniz. “Beş ülke 5 deniz” diyoruz. Karadeniz, Akdeniz, Hazar, Kızıldeniz ve Umman denizi.
 
Bir Perinçek bilançosu: 52 kitap, binlerce makale
6 yıldan 10 gün eksik. Perinçek’in Ergenekonda mahpusluk süresi.
Giriş: 21 Mart 2008. Çıkış: 10 Mart 2014.
Öncesi de var. Hem de biraz “fazla”.
12 Mart 1971 dönemi: Mamak Askeri Cezaevi.
12 Eylül 1980 dönemi: Mamak Cezaevi ve Askeri Dil Okulu.
1990: Diyarbakır Cezaevi.
1999: Polatlı Cezaevi.
“5 kuşakla hapis yatan tek politikacıyım” der.
1968’in devrimci gençlik önderiydi.
O günden bugüne: Partisinin başında kalan tek politikacı.
Hep devrimciliği tebliğ etti. Bu amaçla dergiler, gazeteler çıkardı:
Ulusal Kanal’ın kuruluşuna önderlik etti.
Aydınlık bir yazısını sansürlemiş
Ergenekon sürecini özetliyor:
“Cezaevinde yazmak insanı diri tutuyor.”
“8 kitap. Onlarca dergi makalesi. Önce haftalık yazdım (152 kadar).”
“Aydınlık 1 Mart 2011’de günlük oldu. Tahliyeme kadar her gün bir yazı kaleme aldım” (1150 kadar).
Bir yazısını Aydınlık sansürlemiş!
Önceki Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk’un kararıyla.
Yazıda bir okuyucu mektubuna yer vermiş.
İşçi Partisi Genel Başkanlığını bırakmasını öğütleyen bir mektup.
Perinçek hep yazan bir lider.
Ben 52 kitabını tespit edebildim.
Şimdi şikayetçi.
“Çıktıktan sonra bir-iki gün ancak yazabildim. Vakit bulamıyorum.”
 06.04.2014- Aydınlık

Hiç yorum yok :