23 Ocak 2015 Cuma

MUSTAFA MUTLU YAZDI: "Kadın gölgesine sığınan korkaklar!"

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği,  (TÜSİAD) “patronlar” ya da “zenginler” kulübü olarak anılır. Bu dernek, Türkiye’nin o günlerdeki en zengin 12 patronu tarafından 1971’de kuruldu.
O zamandan beri de Türk siyasetinin tepesinde...
 
Hayır; hata yapmadım, TÜSİAD, ekonominin değil, siyasetin tepesinde...
 
Çünkü bu kuruluş, ekonomik amaçlı değil, aslında siyasi amaçlı bir örgüt...
 
Amacı; ülke siyasetini kontrol ederek, ekonomide patronların aleyhine düzenlemeler yapılmasını engellemek!
 
Kurucuları Vehbi Koç, Nejat Eczacıbaşı, Sakıp Sabancı, Selçuk Yaşar, Raşit Özsaruhan, Ahmet Sapmaz, Feyyaz Berker, Melih Özakat, İbrahim Bodur, Hikmet Erenyol, Osman Boyner ve Muzaffer Gazioğlu...
 
***
TÜSİAD’ın ağırlığı 1970’lerin sonuna doğru ortaya çıktı.
 
15 Mayıs 1979’da gazetelerde başlattığı ilan kampanyası sonucu Bülent Ecevit başkanlığındaki hükümetin düşmesinde önemli rol oynadı.
 
Ondan sonra kurulan Süleyman Demirel başkanlığındaki azınlık hükümetine de destek vererek, 24 Ocak Kararları’nın alınmasında kilit rol oynadı.
 
1995 genel seçimlerinde Refah Partisi’nin (RP) birinci olması üzerine ANAP-DYP Koalisyonu’nun kurulmasını sağladı.
 
Yani TÜSİAD, siyasetin içinde hep oldu...
 
O siyasetçilerden değil, siyasetçiler ondan çekindi.
 
***
Ancak AKP iktidarları diğerlerinden farklı çıkınca TÜSİAD da ne yapacağını şaşırmaya başladı!
 
Recep Tayyip Erdoğan, bu kurumun siyasete yönelik açıklamalarını, adeta ağzına tıkadı.
Defalarca azarladı, fırçaladı, uyardı.
 
Sonuçta ne oldu biliyor musunuz?
 
Bir zamanların o Türkiye’deki siyaseti istediği gibi yönlendiren “patronlar kulübü”, kendisini yönetecek “yürekli” bir başkan bulamaz hale geldi.
 
***
Yukarıda yazdığım kurucular kuruluna bakın; aralarında tek kadın var mı?
 
Yok...
 
TÜSİAD’ı 2007’ye kadar hep erkek işadamları yönetti.
 
Ancak 2007’de başkanlık görevi ilk kez bir kadına, Arzuhan Doğan Yalçındağ’a verildi...
 
Çünkü kadın bir başkanın, “iktidarla ilişkileri yumuşatacağı”na inanıldı.
 
Ancak, evdeki hesap çarşıya uymadı.
 
Arzuhan Hanım, kendisinden hemen sonra görevi üstlenen Ümit Boyner’le birlikte, Erdoğan’dan en fazla zılgıt yiyen iki TÜSİAD Başkanı’ndan biri oldu.
 
***
Gelelim bugüne...
 
Yarın, bu derneğin Genel Kurulu var...
 
Zenginler Kulübü, yeni başkanını seçecek...
 
Ancak “başkan adayı”, bu kez öyle “ünlü ve zengin bir aile”den gelmiyor.
 
Hatta eminim ki çoğunuz adını bile duymamışsınızdır:
 
Cansen Başaran Symes...
 
Cansen Hanım aslında bir “iş kadını” da değil...
 
Çok iyi yetişmiş, başarılı bir profosyonel yönetici...
 
Erkeklerin korkaklığı yüzünden yarın kendisini TÜSİAD’ın Başkan koltuğunda bulacak...
 
***
Düşünün; Türkiye’de kamu dışında yaratılan katma değerin yaklaşık yarısını TÜSİAD üyesi patronlar üretiyor...
 
Enerji ithalatını bir kenara koyarsanız; toplam dış ticaretin yüzde 80’ini onlar gerçekleştiriyor.
Özel sektördeki kayıtlı işçilerin yarısını bunlar çalıştırıyor.
 
Gelin görün ki... Dün hükümet yıkıp hükümet kuran babalarının kemiklerini sızlatırcasına bugün Recep Tayyip Erdoğan’dan fırça yememek için, üstelik patron bile olmayan bir kadının gölgesine (daha da ağırını yazabilirdim ama gerek yok) sığınıyorlar!
 
AYDINLIK / 21.01.2015